AKP, muhalefet tarafından hallaç pamuğu gibi atılacağından çekiniyor. Öte yandan... AB ile bir "tren kazası" olursa, bu kez de ekonomide öyle sarsıntılara çarpabilir ki, bu kez iç politika fırtınaları daha da sert vurabilir seçim sandıklarını...Yani bir açmaz görünüyor.Oysa... AKP, geçen yıl önemli bir başarı sağlamıştı.Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin başlaması kararına Güney Kıbrıs'ın imzasını attırmış ama "Güney Kıbrıs'ı tanımadan..."AB'ye tam üye bir ülkeyi tanımadan, onun imzasını attırmak az şey mi?..301 ise, zaten büyük sorun değil.Fakat... Böylesine tur bindirerek önde başladığı bir yarışta AKP, nasıl oldu da geriye düştü?Bunun cevabı şöyle.........................AKP, muhalefetin tuzağına düştü. "TCK 301 ve Güney Kıbrıs bayraklı gemilere, uçaklara limanların açılması" konularında, kendi politikalarını üretemedi, uygulamaya koyamadı. Muhalefetin dümen suyunda oluşan girdaplarda dönüp duruyor.TCK 301 için kendi oy çoğunluğu olduğu halde CHP'den destek istedi. Baykal'dan "Başka kapıya" cevabını aldı.Geçen yıl tam üyelik müzakerelerinin başlama kararıyla birlikte uygulamayı kabul ettiği "ek protokolü" bir türlü hayata geçiremiyor.Oysa... Ek protokol, genişlemeyle birlikte AB'nin yeni 10 üyesine, eski üyelere uygulanan tüm kolaylıkları genişletmektedir. Güney Kıbrıs da, o 10 üyeden biridir.Ek protokolü uygulama taahhüdü diğer üyeler gibi Güney Kıbrıs gemi ve uçaklarına da Türkiye limanlarının açılmasını gerektirir. Bunun da son süresi 2006'nın 31 Aralık günüdür.Kısacası... TCK 301 zaten Türkiye ve dünya kamuoyu tarafından "değiştirilmesi" gereken madde...Güney Kıbrıs uçakları ve gemileri konusuna gelince...Şu kadarını belirteyim ki, 1998'e kadar zaten böyle bir yasak da yoktu..........................Fakat... "Sorun" çözecek cesur ve proaktif politikalar uygulanacak yerde, seçim kaygılarıyla, muhalefet endişeleriyle patinaj yapıldı.Bu açmaza girildi.Ve... Türkiye'nin AB raylarında ilerlemesi için "yol haritası" konuşulacak yerde, "tren kazası" konuşuluyor.Evet... Türkiye ile AB arasında "tren kazasının önlenmesi" gündemin "zorlu" maddesi... AB'den gelen "Müzakerelerin başlamasının birinci yıldönümü, son yıldönümü olmasın" söylemi, "tren kazasının" en fazla "telefat" verecek halidir.Yani... "AB-Türkiye müzakerelerinin askıya alınması..."Bu kararı almak da, kaldırmak da çok zor. Çünkü... "Nitelikli oy çoğunluğu" gerekiyor.Fakat... Bir diğer olasılık, hemen hemen aynı "telefat" sonucunu verebilir.O kadar çok maddenin görüşülmesi askıya alınır ki, "tüm görüşmelerin askıya alındığı" fiili durum yaşanır.Bu da çok kötüdür.Nispeten daha az ama gene de ciddi "telefat", "301 ve Güney Kıbrıs bayraklı gemilere havaalanı ve deniz limanlarının açılması" kapsamına giren maddelerle sınırlı askıya almadır.Ancak... Bu ikisi için de, çok sayıda madde başlığının kapsamda olduğunu bilmeliyiz......................Lüksemburg'da troyka toplantısı sonrası yapılan açıklamalarda "şifa" niyetine bir söylem yoktu.Büyük olasılıkla 301'de değişiklik yapılacak. Sorun, o değişikliğin ne denli tatmin edici olacağı...Güney Kıbrıs uçak ve gemileri konusu ise, daha zora sokulmuş bir konu.Finlandiya formülü daha henüz kâğıt üzerine bile dökülmüş değil.Ne var ki, bu çabalar hiç değilse karşıt istikametlerden birbiri üstüne gelmekte olan trenlerde hız kestiriyor. Belki de çarpışma önlenebilir.Çarpışma olsa bile "telefat" azaltılabilir.İç politikaya endeksli dış siyaset ne yazık ki her ülkede seçim sandığı gerçeği... g.civaoglu@milliyet.com.tr AKP iktidarı, AB'nin isteklerini verirse, iç politika kaygılarıyla baş başa kalır. Önümüzde cumhurbaşkanı seçimi ve genel seçim var.