Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün “AKP’nin gizli ajandası olmadığını, geride kalan 8 yıllık AKP iktidarının bunu kanıtladığını, hâlâ kaygısı olanlar varsa bunu gidermenin gene kendilerine düştüğünü” söyledi.
Gerçekten...

Müslüman zihinler

8 yıldır gündemden düşmeyen sorudur bu:
“Türkiye nereye gidiyor?”
Son okuduğum kitaplardan birinin adı “MÜSLÜMAN ZİHİNLER”
Yazarı Pakistan asıllı Avustralya Üniversitesi’nde yıllarca ders vermiş olan profesör Riaz Hassan.
7 ülkede İslami zihniyeti çeşitli açılardan araştırdı.
Aldığı sonuçları bu kitapta topladı.
Şimdilerde bir kitap için daha araştırmalarını sürdürmekte; “İntihar Bombacılığı: Hayatın Silah Olarak Kullanımı...”
“MÜSLÜMAN ZİHİNLER” araştırmasında 7 ülkeden biri de Türkiye.
Önce Prof. Riaz Hassan’a göre İslam’da kadının “belirleyici” özelliği olduğu genel bulgusunu yansıtmak gerekir.
Kadının statüsü, giyimi (örtünmek) kadınla erkek arasındaki siyasal, sosyal, ekonomik, egemenlik ve daha bir dizi alanda farklılığın altını çiziyor.
“Kadın oy kullanamaz... İmamlık yapamaz... Camide erkeklerle birlikte toplu cuma namazı kılamaz... Ve elbette kadın peygamber olamaz...”
Kitapta çok özel alanlara da girilmiş.
Bazı “ulema” görüşlerine göre, “kadının sutyen takması bile caiz değil.”
Gerekçesi; “kadının böylece olduğundan farklı göründüğü, bunun Kuran’ın men ettiği sahtekârlığa girdiği...”
Kadının eşiyle birlikte taksiye binmesi halinde “erkek şoförü tahrik edebileceği için parfüm kullanmaması” gibi bir dizi “fetva (responsum)” sıralanıyor kitapta.
Peki...
Türkiye’nin bu zihniyet coğrafyasına kayabileceği kaygısı mı var?
Kitaptaki araştırma sonuçlarında bu sorunun cevapları için “düşünce üretim malzemesi” var.
Aşağıdaki satırlarda cevapları yansıtıyorum.

TÜRKİYE FARKI
Profesör Riaz Hassan’ın “MÜSLÜMAN ZİHİNLER” kitabında 7 İslam ülkesi arasında Türkiye ve Kazakistan diğerlerinden çok farklı bir görüntü çizmekte.
Kazakistan uzun yıllar “ate (Tanrı tanımaz)” komünist yönetim altındaydı. Devlet baskısına rağmen “Müslüman” kimliğini bırakmadı.
Ama...
Endonezya, Pakistan, İran, Mısır, Malezya gibi ülkelerdeki katı İslam uygulamalarını ve zihniyetini yansıtan bir ülke değil.
Prof. Hassan’a göre Türkiye yüz yıla yaklaşan süre “kesin laik” çizgide kaldığı için, Kazakistan kadar olmasa da ılımlı İslam zihniyeti kategorisinde.
Bunu rakamlarla ortaya koyuyor.
Kısaca sonuçları sunuyorum.
İlk soru şu:
“Kadınlar, cinsel bakımdan çekicidir ve toplumdan soyutlanmaları, örtünmeleri erkeklerin korunması için gereklidir. Katılıyor musunuz?”
“EVET” diyenlerin oranı Endonezya’da yüzde 86, Malezya’da yüzde 89, Pakistan’da yüzde 78, Mısır’da yüzde 77, İran’da yüzde 63...
Türkiye’de ise sadece yüzde 33...
Kazakistan’da yüzde 28...
Diğer 5 İslam ülkesiyle Türkiye ve Kazakistan farkı apaçık ortada.

İslami giyim
Diğer soru:
“Kadınlar, İslami giyim kurallarına uymalıdır. Katılıyor musunuz?”
“EVET” diyenlerin oranları Mısır’da yüzde 98, Endonezya’da yüzde 96...
Yani neredeyse bu iki toplumun tamamı “EVET” demiş.
Malezya ve Pakistan da öyle; yüzde 94, yüzde 92...
İran’da bu oran biraz daha aşağıya düşüyor; yüzde 78...
Türkiye’ye gelince “EVET” oranı yüzde 56...
“Başörtüsü” eksenli siyasetin prim yapması ile örtüşen bir oran.
Kazakistan’da ise bu oran sadece yüzde 38...
Bu da devletlerin dine dayalı siyaset yapmamaları halinde o toplumlarda “İslam zihniyeti” farklılaşmasını göstermekte.
Bir soru daha:
“Hicab (örtünme) iffete katkıda bulunur mu?”
“EVET” cevabı verenlerin oranı Malezya’da yüzde 94, İran’da yüzde 84, Türkiye’de yüzde 44...
Örtünmeyi kadının iffeti için ölçü olarak görmek hadi “bağnazlığı” demeyeyim de “açısı” neyse ki Türkiye’de bu kadar dar değil.
Ve akıllara ziyan bir soru:
“Erkekler, kadınların başında olmazsa kadınlar tüm insani değerleri unutur ve aile parçalanır. Katılıyor musunuz?”
Burada gene ülkelerin büyük çoğunluğunda “EVET” çok yüksek.
Tek önemli fark Türkiye ile Kazakistan’ın yer değiştirmiş olması; Türkiye yüzde 29, Kazakistan yüzde 36...

Haberin Devamı

EĞİTİMİN ÖNEMİ
7 İslam ülkesinin tamamında yukarıdaki sorulara “EVET” diyenlerin oranı “üniversite veya mesleki öğretim almış olanlar arasında” düşüş gösteriyor.
Hele Türkiye’de açık fark yapıyor.
Yukarıdaki soruların sırasıyla yüzde 18, yüzde 37, yüzde 28 ve yüzde 16...
Liseden daha düşük eğitim almış olanlar arasında ise aynı sıralama şöyle...
Yüzde 74, yüzde 65, yüzde 60 ve yüzde 60...
Buradan “Türkiye’nin diğer ülkelere göre daha ılımlı oranlar sergilemesinin nedeni eğitimli olan kesimin eğitimsiz ya da az eğitimli olan kesimle oluşan yüksek oranı aşağı çekmesi.”
.................
Sonuç:
“Türkiye’de sosyal yapı Malezya, İran, Pakistan eksenlerine kaymaz... Örtünme, bu ülkenin bir gerçeğidir. Örtünen ve örtünmeyenlerin bir arada yaşayacağı toplumsal uzlaşmayı ve karşılıklı empatiyi oluşturmalıyız... Bu da ancak laik/demokratik devlet çatısı altında mümkündür.”