AKIL OYUNLARI adlı filmle tanıdığımız matematik dehası John Nash ve eşi Alicia Nash ile akşam yemeğindeydim... "Kazan - Kazan" teorisinin sahibi için izlenimlerimi YSKnın "Kaybet - Kaybet" diye yorumladığım kararını verdiği gün yazıyorum. Yemek yeri için, Nashleri İstanbulda konuk eden Ali Rıza Bozkurt "Nereye götürsek?" diye sorduğunda "Fatihteki Zeyrekhane Lokantası" cevabını vermiştim. Zeyrekhane, manastır - kilise olarak 1100lü yıllarda yapılmış, Ayasofya ve 12 Havariler Manastırından sonra en önemli yapıtlardan biri. Fatih döneminde, Zeyrek Kilise Camii ya da Molla Zeyrek Camisi adıyla camiye çevrilmiş.Öndeki bölüm, Rahmi Koç tarafından onarıldı.Osmanlı döneminden otantik kavukluklar, yazılar, resimler ile Haliç İstanbulunun yaşandığı bir mekan oluştu. Geniş terasından camileri, köprüleri seyre doyum olmuyor. Tasavvuf müziği eşliğinde Türk yemekleri nefis.Diplomatlar, bizim Dışişlerinin İstanbulda ağırladığı yabancı konuklar, İstanbuldaki şirket yöneticileri, az da olsa bazı İstanbulluların sevdikleri yerdir. Nashin de orada bulunmaktan pek de açık yansıtmadığı keyfini, algıladım.Broşürleri, Osmanlı parçalarını, resimleri tek tek inceliyordu. Kiliseden camiye Soruyor... Bazen sorularının cevaplarını gene kendi veriyordu.Örneğin...Sordu:"Önce kilise.. Sonra cami... Neden?"Ve cevabı.."Olabilir. Yahudi, Hıristiyan, Müslüman... Üçü de tek tanrılı dinler. Belki aynı tanrılı."Biraz durdu ve devam etti:"Bahai dini de tek tanrılı bu üç dinin birleşmesi değil mi? Evet... Denebilir."Peki Allaha inanıyor mu?Oscar ödüllü matematik dehasının cevabını ne yazık ki buraya yansıtamıyorum.Agnostik, yani dinlerin üstünde tek tanrıya inananlardan değil. İnanmayan da değil.Söylediklerinin yazılmasını istemediğini hissettirdi. Matematik dehasına, Kuantum fiziği için düşüncelerini de sordum. Kuantumda, madde yok, düşünce var... Bilimsel Fizik ise düşünceye yer vermez. Her şey madde... Nash ne düşünüyor?Cevap:"Her şey hayal ile başlar. Düşünceye dönüşür. Denenir. Matematikle uygulamaya konur."Bu arada gene dinlere ve matematiğe dönüyor. "19 rakamının, İslam için önemini" vurguluyor. "Kutsal Kitap Kuranda ortak bölendir" diyor. Allah ve Nash Havadan sudan tek tük konuşmalar yaparak, herkes gibi görünmek istiyor sanki... Kıs kıs gülerek Ali Rıza Bozkurta, damadının katıldığı tenis turnuvası finalini soruyor. "Şampiyon oldu" cevabını alıyor. Setlerdeki sayılarını soruyor bu kez de...Havadan sudan konuşma olsa da rakam refleksi hep sürüyor. Bir ara, eşi Alicia Nashin yanına gidip "Belki de ünlü Kazan - Kazan teorisinin doğumuna neden olan bu güzel kadınla fotoğraf çektirelim" diyorum...Yurttaş Tümer fotoğraf alırken, "Her kadın bir dahi eşi olmaktan çok, Oscar ödülü kazandıran teorinin ilham perisi olmak ister" söylemime Alicia, "kendisinde ikisinin birden olduğu" cevabını veriyor.....Ve bugünlere dönelim. YSK kararı ile "kazan - kazan" oldu mu?AKP kadar demokrasi de kazandı mı?Hükmeden demokrasiden, yöneten demokrasi, denetleyebilir demokrasiye geçiş oldu mu?Seçimde istikrar ile seçimde adalet ilkesi dengelendi mi?Toptan ret sürpriz değil. Adalet ile istikrarı ve hukuk ile siyaseti dengeleyen bir karar, ancak goblen aşamasına varmış demokrasilerin ince işlemesidir.Bizde ise yoksa hala Amerikan bezi, hatta başımıza geçen çuvallı demokrasi çağı mı yaşanmakta?. g.civaoglu@milliyet.com.tr Kafası net