ACI bir söylem: “Havacılık tarihinin mürekkebi kandır...”
Amsterdam’daki kaza bağlamında dinlediğim bu söylem gerçeği yansıtıyor.
Uğur Cebeci “Nazar” dedi.
Yolcu sayısı, gelir, kârlılık rakamları zaten THY’nin başarı grafiğini gösteriyordu.
Kevin Costner’la reklamlar eleştiri alsa da, küresel hedefi olan bir havayolu şirketinin seçtiği doğru stratejiydi.
Oscar ödül töreni için reklam da güzeldi...
“Nazar” değilse nedir?
Uğur Cebeci kaza yapan Boeing 737- 800’ün “dünyanın en güvenli uçağı olduğunu” söyledi. Airbus 320 ve Boeing’lerden 1300’ü kaza sırasında havadaydı, sefer halindeydi.
Uğur Cebeci seyahate çıkacağı zaman, bilgisayardan tarifeli THY uçağının hangi türde olduğuna bakar ve Boeing 737-800 ya da Airbus 320 uçak seferlerini tercih edermiş.
Yani....
Uçakta bir sorun olasılığı hayli düşük. Fakat gene de kara kutu çözümünü beklemek gerek.
Diğer olası sebeplere gelince... Hiçbiri için şu aşamada tahminler sağlam olamaz. O nedenle yapılacak şey yitirdiklerimiz için rahmet, yararlılar için şifa dilemek, kurtulanlara “geçmiş olsun” demek ve THY ile uçmaya devam.
Benim tercihim değişmez.
MÜZİK ZAMANLARINDA YOLCULUK
KLASİK müzik konserlerinde bazen yanımdaki koltukta Evin İlyasoğlu olur.
Onlara “şanslı konserlerim” derim...
Birkaç Evin İlyasoğlu anlatım örneği:
- İstiklal Marşı’ndan önce Türklerin ulusal marşı neydi?
Bando şefi olarak İtalya’dan getirilerek sonraları paşa rütbesi verilen Donizetti, ikinci Mahmut için “Mahmudiye Marşı”nı, Abdülmecit padişah olunca “Mecidiye Marşı”nı besteler.
“Mahmudiye” 11 yıl, “Mecidiye” ise 22 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun ulusal marşı olarak çalınır.
- Avusturya askerleri yaklaşırken bir İtalyan vatansever duvara “Viva Verdi (Yaşa Verdi)” diye yazar.
Giuseppe Verdi, romantik İtalya operasının bestecisi.
Onun besteleri İtalya’da baskıya başkaldırı ve ulusalcılık ruhunun simgesi olmuş. Halk onun adının baş harflerini İtalya’nın birleşmesi için yaratılan sloganın baş harfleriyle özdeşleştirmiş.
Verdi, İtalya’nın birleşmesindeki büyük katkısı nedeniyle Senatör seçilmiştir.
- Ravel’in Bolero’su, yerkürenin en yaygın bilinen klasik müziği. Kanıtı ise ilk kez “bestseller (en çok satan)” klasik olması.
- Wagner, yıllarca akustik açıdan hiç kusursuz bir opera binası yaptırmak istemişti.
Amacını Almanya’nın Bayreuth kasabasında gerçekleştirdi.
Burada her yıl bir festival düzenlenmesini öngördü. Kapalı orkestra çukuru, mükemmel akustik koşullar, 1200 kişi alan salon...
Bayreuth Operası’nda bir kez Beethoven’ın Dokuzuncu Senfoni’si çalınmıştır, onun dışında Wagner’den başka hiçbir bestecinin operası bu binada sahnelenmiş değildir.
Wagner’in ölümünden sonra Bayreuth’ın yönetimi eşi Cosima’ya, sonra da bugüne dek torunlarına ve torun torunlarına kalmıştır...
Bunları Evin İlyasoğlu’nun yayımlanan “muhteşem” kitabından yansıttım.
Adı “Zaman İçinde Müzik (Remzi Kitabevi)”
İnsanoğlu’nun ilk müziği olan çığlık, kahkaha ve ağlamaktan günümüze kadar tüm evrimiyle müzik tarihi.
İlkçağ uygarlıklarından başlıyor, Ortaçağ suskunluğunu, Gotik çağı, Rönesans’ı, Barok dönemini, Klasik dönemi, Romantik dönemi, 20. yy ve Postmodern dönemi bütün sanatçılarının yapıtlarıyla, resimleriyle, notalarıyla, anekdotlarıyla bu kitaptaki anlatımları ilgi çekici.
..................................
Aynı müziği bazen neden çok, neden az dinlemek istediğimin şifresini de İlyasoğlu’nun kitabında buldum.
“Eğer romantik besteci, içinden gelen tüm duyguları sanatına aktaran ve yapıtlarını bir -günce- gibi kullanan kişiyse.....”
Sanatçı ruh halinin dibe vurduğu anda yapmışsa ve siz de öyle bir dönemdeyseniz, işte o müziktir bilinçaltınızın aradığı....
Buna karşılık... Sanatçının duyguları, tüm güzellikleriyle uçuşurken yaptığı müzik, sizin de ayaklarınızın yerden kesildiği duygu frekansıyla karşılaşır, bu müzikle örtüşürsünüz.
Tüm bu yazılı ve görsel anlatımların yanı sıra kitaba 10 CD’lik müzik arşivi de eşlik ediyor.