ELBETTE dıştan bir tehdit olduğunda -iç politika görüşlerimiz ne olursa olsun- omuz omuza vermeliyiz.
Bütünlüğü-müzde çatlak ve sızıntı olmamalı.
Bunu yazın kenara.
.......................
Şimdi...
Rus savaş uçağının düşürülmesinden beri kafamı kurcalayan bir soruyla “alternatif tarih” deneyelim.
Havacılıkta “kış kış yapmak” diye bir deyim var.
Yabancı bir uçak hava sahası sınırımızı ihlal ettiğinde bizim uçaklar tarafından karşılanıyor, sınırdan geriye çıkmaya icbar ediliyor. (Zorlanıyor.)
Bu “izinsiz/tarifesiz” bir yolcu ya da kargo uçağının hava sahamıza girmesi halinde, savaş jetlerimizle dışarıya “kış kışlanması” olabilir.
Bir yabancı savaş jeti de olabilir.
Eğer söz konusu bir ya da birden fazla yabancı savaş uçağıysa ve topraklarımıza bomba bırakmak dahil herhangi bir nedenle açık ve yakın tehdit oluşturmuyorsa önce telsizle uyarılır, radarla kilitlenir, “ihlal” gene de sürüyorsa o yöredeki kontrol uçuşu yapmakta olan savaş uçaklarımızla “kış kışlanır.”
Acaba neden “kış kış” yöntemi yerine telsiz uyarıları sonrası doğrudan “vurmak” tercih edildi.
“Vuruş”, yörede kontrol uçuşu yapan F-16 pilotumuzun -başarısını da teslim etmek gerekir- o andaki kişisel kararı mıdır?
Yani...
Hükümetin genel talimatının komuta kademesinden uçuştaki pilotların inisiyatifine bırakılarak uygulanması mıdır?
Yoksa...
O 5 dakika içinde F-16 pilotunun komutanlıkla ve komutanlığın da Ankara’yla iletişim kurmasıyla mı “vur” kararı oluşmuştur?
100’DEN FAZLA İHLAL
BÜTÜN bunlardan sonra düşünüyorum da 700 yılı aşkın devlet geleneği olan Türkiye bir Rus uçağını, üstelik havada savaş donanımı olmayan, sadece karayı bombalamak üzere yapılmış bir uçağı sadece bir kez ve sadece 18 saniye sınır ihlali yaptı diye -10 kere uyarılsa bile- vurup düşürür mü?
Hayır.
Yaptığım araştırmalara göre, Rus bombardıman uçakları 30 ile 100 kez arası hava sahamıza girmişler.
Türkiye bu olumsuzluğu Rusya’ya diplomatik ve askeri kanallarla iletmiş.
“İhlalin durdurulmasını” istemiş.
Hatta...
İki taraf arasında “koordinasyon” için bir Rus Hava Tümgeneral başkanlığında Rus askeri heyetle görüşmeler de yapılmış.
Masada “anlaşmaya” varılmış fakat fiili ihlaller sürmüş.
Yani...
Rus bombardıman uçağının düşürülmesi bir defalık ihlal sonucu değil. En az 30, en fazla 100 kez daha Türkiye hava sahasını ihlal etmişler.
.............................
Bununla beraber, gene de “önleme uçuşu” denen “kış kışlama” neden yapılmadı?
Rus bombardıman uçağı hantal bir kamyon, F-16 ise James Bond’un Aston Martin’i gibi.
Üstünlüğü ve caydırıcılığı kuşkusuz.
On yıllardır Ege’de hava sahası ihlalleriyle belki binlerce kez Türk ve Yunan uçakları karşılaşıyorlar, birbirlerini kendi hava sahalarına itiyorlar.
PÜF NOKTASI
O halde ortada “bilemediğimiz” bir “durum” var.
O nedenle “tahmin” öne sürebiliriz.
Türkiye ve Amerika anlaştılar. “Cerablus-Azez” hattı IŞİD’den temizlenecek. Bunu Türk ve ABD jetleri havadan, omurgasını Türkmen birliklerinin oluşturduğu, aralarında “ılımlı Cihadist” El Nusra’nın, Arapların, bölgedeki 400-500 civarındaki Çeçenlerin de bulunduğu Özgür Suriye güçleri de karadan sağlayacaktı.
Rusya, Türkmendağı’nı ve Bayır - Bucak yöresini vurarak bu gücün Azez-Cerablus bölgesine hareketlenmesini önlemeyi hedefliyor.
“Rus bombardıman uçağının düşürülmesi” Türkiye’nin ABD ile birlikte planını uygulamakta kararlılığının göstergesi olabilir.
............................
Birbiri içinden çıkan matruşka bebekleri gibi “nedenler” katmanlarında bir yolculuk yaptık.
Sonuç...
Eğer ABD ile koordineli bir “tavır” ise Türkiye’nin eli nispeten daha kuvvetli olur.
Bu koordinasyon yoksa, olabilecekler ayrı bir yazı konusu.
Dileğimiz, iki taraflı sağduyuyla, “gerilimi tırmandırmaması...”