Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Çözüm o kadar yakın ki... Hep uzaklara, ufka bakıldığı için görülmüyor. Sorun büyüyor.
Oysa... Konu, son derece yalın ve net.
AKP için “kapatma davası” neden açıldı?
Yargıtay Başsavcısı’nın iddiasına göre, “AKP, laiklik karşıtı odak haline gelmiş.”
Bu iddiayı tetikleyen neden, başörtüsüyle ilgili söylemler ve anayasa değişikliği... Peki... “Niyet okumaysa” bu yapılacak şey nedir? Anayasa’yı değiştirmek, parti kapatmayı zorlaştıracak maddeler koymak mı? Bunlar da Anayasa Mahkemesi’nde bir şekilde iptal edilebilir.
Üstelik... Gerilimi daha da tırmandırır.
Oysa... AKP öyle bir tavır koyabilir ki...
“Niyetinin hiç de iddia edildiği gibi okunamayacağının kanıtlarını” verir.
Örneğin... Anayasa’ya, yasaya, hiçbir tartışmaya açık kapı bırakmaksızın, “başörtülülerin kamu kuruluşlarında  görev alamayacakları, ilk ve ortaöğretimde başörtüyle eğitim alınamayacağı” hükümleri konur.
Tansiyon daha o an düşer.
Üniversitede başörtüsü konusunda da bir uzlaşmaya uzanan yollar açılabilir.
Anayasa Mahkemesi böyle bir durumda gizli ajanda, başörtüsü simgesiyle siyasi İslam yapılanmasının odağı olmak gibi bir hüküm veremez.
Hükmün dayanacağı nedenler ortadan kalkmış olur.
Ülkenin ihtiyacı olan siyasi istikrarın ve AB ile ilişkilerde çizginin kırılması önlenebilir.
“Mutlaka böyle olur” demiyorum ama “adalet terazisinde” ibre “kapatılma” olasılığından diğer kefeye doğru hareketlenir.

Haberin Devamı

CANDAN DORUKTA

Niyet alfabesi

Sokrat, “Müzik, felsefenin doruğudur” demiş.
MÜYAP’ın (Müzik Yapımcıları) ödül gecesi açılış konuşmasında bu söylem hafızalara altı çizilerek yazılmış olmalı.
“Sözün bittiği yükseklik” mi desek?..
Kelimelerle anlatmaya çalışmayayım.
Çünkü... O gece sahnede Candan Erçetin bunun kanıtıydı.
Candan Erçetin’i daha sanatının ilk yıllarında İstanbul Bebek’teki “S” restoranda Fransızca şarkılar söylerken dinlerdim.
Belki 20 yıl öncesiydi.
Tarihi Süreyya restoranın yerine açılan “S” restoranda çıtayı yükseklerde tutmuştu.
Candan da buna katkıda bulunuyordu.
Aradan geçen bunca yıl içinde Candan Erçetin’i çok kez izledim.
Grafiği sürekli yükselişteydi. Ama... MÜYAP’ın ödül gecesindeki performansı muhteşemdi.
Galiba... “Sözün bittiği felsefenin doruk noktasındaki” bir yerlerde söylüyordu. Sözcüklerimde abartı yok.
Bu kelimelerin her harfinin altını imzalarım.
Dik duruşu, yaşama meydan okuyuşunu bile kucaklayarak, gülümseyerek yapabilişi, sesi, yorumu, beden dili, seçtiği parçalardan harman da yaşam renklerinin paleti gibiydi. Türkçe, Fransızca, İngilizce, Rumca söyledi. (Bazılarını hem Türkçe, hem Fransızca, Rumca...)
İşte birkaçı...
“Olmaz/Hit The Road Jack/Le Meteque/Baştan Yarat/Söz Vermiştin/Artık Sevmeyeceğim/Bir Dalda İki Kiraz (Sallasana Mendilini)/Latin Potpori”
Çılgınca alkış aldı.
Onu izlerken, sıralardaki diğer genç ses sanatçılarına da gözucuyla bakıyordum.
Candan örneğini, bir karesini bile kaçırmaksızın gözleriyle, kulaklarıyla kaydediyorlardı sanki...
Ödüllere gelince...
Önce MÜYAP’ı sanata verdiği hizmet nedeniyle kutlarım. İkincisi, ödüller biraz cömertçe dağıtmış.
Bu meslek örgütlerinin ilk yıllarında saflarını sıklaştırmak için bu doğal ama çoğunun da hak ettiğini belirtmeliyim.

HAYATIM SİNEMA

Niyet alfabesi

İstanbul’un her yeri sinema... Beyoğlu’nda “8” adlı mekânda ise, “Hayatım Sinema...”
CNN Türk’te yayımlanan “Hayatım Sinema”  ekibi, bu programa katılan sinema sektöründen yapımcıları, oyuncuları, yönetmenleri, sektörün diğer isimlerini çağırmışlar. Keyifli bir geceydi.
Gelenler, programın ne kadar sevildiğinin işaretiydi. Bana gelince...
Programın yapımcısı Defne Alphan; daha annesi, meslektaşımız Deniz’in karnındayken tanıdığım için büyüdüğüne hâlâ bir türlü inanamıyorum. Ama... Büyümek ne kelime...  Büyük başarılara da imza atıyor.
Hep güler yüzlü, esprili... “Hayatım Sinema”  güzel bir isim seçimi.
Gerçekten sinemaya gönül verenler için beyazperde “hayat” tır.