Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Dünkü “Athletic”in Katar’daki Dünya Kupası’yla ilgili yazısının son cümlesi şöyle:

“Bu Dünya Kupası’nın ahlaki durumu hakkında ne düşünürseniz düşünün, bozulmadan kalabilecek tek boşluk, sahayı çevreleyen dört beyaz çizginin arasındaki yeşilliktir.”

Athletic’e göre, dört beyaz çizginin ortasındaki yeşil alan hariç “bu Dünya Kupası’nın belirli özelliği, satın alınabilirliği…”

Yazıdan bazı seçme satırlar yansıtayım…

Katar’ın herkesten daha fazla parası ve hırsı vardı.

İstediler ve aldılar.

Katar’ın imajını “iyileştirmek” veya “yıkamak” için bile değil, sadece göz kamaştırıcı küresel görünürlüğü için.

Haberin Devamı

Futbol “satılık bir spor” ve Katar bunun çoğunu satın aldı.

Dünya Kupası için 200 milyar dolar (Türkiye milli gelirinin 4’te 1’i) harcadı.

No $ zone (dolar yasak bölgesi)

YILDIZ AVCILIĞI

Birkaç örnek…

Küresel popülaritesi, güvenirliği veya nüfusu olan -neredeyse- herkes artık çadırın içinde.

Burnundan kıl aldırmayan futbol hocası Arsene Wenger FIFA için çalışıyor.

Gary, Kaka, Guti, de Boer ve Del Piero ise beIN Sport’la.

David Beckham, Katar’daki müze ve sergi kartlarının renkli reklamlarını süsleyerek turistlere “Her şeyi yaşayın” diyor.

Ve sonra piramidin tepesinde Neymar ve Messi…

No $ zone (dolar yasak bölgesi)

Neymar, Qatar National Bank’ın yüzü.

Messi ve Neymar çok uluslu telekomünikasyon şirketi Ooredoo’yu tanıtıyorlar.

Messi’nin -sahibi Katar’ın olduğu- Paris Saint-Germain takımında oynadığını da belirteyim.

Katar’daki fısıltılara göre, Messi’nin Suudi Arabistan ile de derin ilişkileri var.

No $ zone (dolar yasak bölgesi)

ZENGİN PENÇESİ

Kulüp futbolunun nasıl çalıştığı sır değil; en zengin takımlar en iyi oyuncuları satın alıyor, en iyi tesisleri kuruyor, en iyi koçları tutuyor ve kupaları kazanıyor.

Manchester City’nin 5 yılda 4 lig şampiyonluğu ve Paris Saint- Germain’in 10 yılda 8 lig şampiyonluğu sadece iki örnek.

……………….

Ancak uluslararası futbol iki başat nedenle böyle değil.

1 Ülkeler oyuncu alıp satamazlar. Bunun yerine kendi milletinden oyuncularla yetinmek zorundalar. Gerçi bazı futbolcuları vatandaşlığa alma konusunda uyanıklık yapabilirler ama bu transfer piyasasıyla aynı değil.

Haberin Devamı

2 Uluslararası kupa maçları 38 maçlık bir lig sezonunda oynanmaz. Her şey tek maçlık elemelere dayalıdır.
Grup birinciliği almak formatı da öyle.

………………..

Bu iki faktör bir araya geldiğinde “planlanması, tahmin edilmesi ve -en önemlisi-satın alınması” çok çok çok zor bir futbol olayıdır.

……………….

Fakat gene de iyi futbolcu yetiştiren ülkeler, zengin olanlardır.

Fransa, İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya ve Brezilya gibi…

Bununla beraber, “her büyük ve zengin ülkenin de her uluslararası kupada zirveye çıkabildiğini söyleyemeyiz.”

Öyle olsa Almanya,  İspanya, Brezilya, Portekiz, Hollanda, İngiltere final oynarlardı.

Küçük Hırvatistan, nispeten küçük Fas gibi ülkeler yarı finallere çıkamazlardı.

Onların başarıları için elbette iyi oyunculara sahip olmaları önemli faktör.

Ama asıl motivasyonları “birlik, gurur, net oyun planı, yöneticiye sadakat…”

Bunlar, “paranın satın alamayacağı ama yine de turnuva futbolunda fark yaratabilecek” şeyler.

Dünkü Athletic’te yayımlanan bir haberin başlığı ne güzel:

Haberin Devamı

“Hırvatistan ve Fas çok değerli… Dünya Kupalarının satın alınamayacağını kanıtlıyorlar.”

No $ zone (dolar yasak bölgesi)

YILDIZLAR KARMASI

Fas’ın “çetin ceviz” olarak yarı finale kadar yükselmesinde oyuncuların “inançları, takım ruhu, hırsları” elbette alkışlanacak düzeyde.

Ama…

“Yıldızlardan kurulu bir 11 olduğunun” da altını çizeyim.

Yassine Bounou ve En-Nesyri  İspanya’nın Sevilla takımında oynuyor.

Hakimi - Fransa’nın Paris Saint-Germain’inde.

Mazraoui  Almanya’nın Bayer Münih’inde.

Sais  Türkiye’nin Beşiktaş’ında.

El Yamiq  İspanya’nın Real Valladolid’inde.

Dari Fransa’nın Brest’inde.

Amrabat  İtalya’nın Florentina’sında.

Azzedine ve Boufal  Fransa’nın Angers’inde.

Hakim Ziyech -İngitere’nin Chelsea’sinde.

……………….

Ve Fransa-Fas maçına gelelim.

No $ zone (dolar yasak bölgesi)

SESSİZ BOŞANMA

Fas, Fransa’nın dominyonuydu.

1956’da bağımsızlığını elde etti.

Yakın zamanlara kadar Fransa’yla ilişkileri komplekssiz ve iyi oldu.

Hatta…

Fas genellikle “Françafrique” ders kitabı vakası olarak sunuldu.

Bazıları tarafından “hâlâ mı” ifadesiyle “Fransız sömürge kalıntısı” gibi algılandı, gösterildi, kınandı.

Ancak son birkaç yılda iki ülke arasında diplomatik ilişler gerildi.

“Fransa, Faslılar ve Cezayirliler için vize başvurularında yüzde 50, Tunuslular için yüzde 30 ret oranı uygulama” kararı aldı.

Gerçi Fas için uygulamada bu ret oranı hiçbir zaman yüzde 35’i geçmedi ama Fas kamuoyunda “Fransa’ya karşı kırılmalar” yaşanmakta.

Pek çok Faslı yönetici artık profesyonel amaçlı da olsa Fransa’ya gidemiyor. Fas’taki aileler Fransa’daki uzantılarını ziyaret edemiyor.

No $ zone (dolar yasak bölgesi)

Oysa…

Fas kökenli diaspora hacmi büyük.

Buna karşılık Fransızlar ise Fas’a serbestçe girebiliyor.

Öte yandan, Fas’ın kendine ait gördüğü Batı Sahra için iddiasını Fransa tam olarak desteklemiyor.

Çünkü enerji kriziyle birlikte o bölgede iddiası olan hidrokarbon devi Cezayir’i Rus gazının alternatifi olarak görmekte.

İşte bunlar nedeniyle araya giren soğukluğu dünkü Le Monde “Fransa’nın Fas’ı 2-0’la elemesi” bağlamında “Sessiz boşanma” başlığıyla yorumladı.

Evet, ünlü söylemle “futbol sadece futbol değildir.”

No $ zone (dolar yasak bölgesi)