Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gerçekten, küresel ya da yerel, ince hesapların ve tartışmaların sonunda saptanan politikalar, çizilen yol haritaları, öyle çıkmaz sokaklarda tükeniyor, öyle bataklara saplanıyor ki... Ağızlardan hep bu iki sözcük dökülüyor:"Şimdi s..tık".......................Misal...ABD'nin Irak Savaşı ve politikalarının sorumluları, son seçimlerden sonra "İşte şimdi s..tık" diyor olmalılar.Irak'ta artık ABD askerlerini tutmaları çok zor... Neredeyse imkânsız.Ama...Askerleri Irak'tan çekme kararı almaları da öyle...Washington, bağırsak boşaltma işlemini yansıtan o iki kelimelik eylemin altında kalmış durumda.......................Bob Garfield, bu konuşmayı reklam verenler ve medya için yapmıştı. Bilgi Üniversitesi'yle Reklamcılar Derneği ve Reklamcılar Vakfı'nın ortak projesi olan "AdScholl Enstitü"nün açılış konuşmacısıydı. Bu enstitüde sektöre reklamcı yetiştirilecek. Ancak...Reklamcı yetişecek de, reklamı hangi mecraya yapacak ve verecek?Bob Garfield işte bu sorunun artık çok karışık cevabı için o iki kelimeyi kullanmıştı.........................Gazeteler tiraj almıyor hatta kaybediyor. Ama gazetelerin internet siteleri şimdiden -neredeyse- gazetelerin tirajları kadar tıklanmakta. ABD'nin CBS, NBC ve ABC gibi ulusal kanallarında "prime time" saatlerin izleyici sayısı hızla çöküyor. Tematik (konulu) kanallara, internet sitelerine, niche denilen dar alanlı kanallara kendi keyiflerince takılıyorlar. Umutsuz ev kadınları gibi her bölümü 3 milyon dolara mal olan pahalı diziler değil, maliyeti neredeyse sıfır olan programlara, yayınlara yöneliyor izleyici. Belki bizde de aynı şey olacak. CNN'in yayınlarındaki izleyicinin yarısı kadar izleyici, artık CNN haberlerini internetten izliyor. Reklam gelirleri düşüyor. Çok masraflı büyük kanallarda yöneticiler şimdiden "şimdi s..tık" diyorlar. Reklam verenler de öyle.Bütçesinden fazla reklam bütçesi olan büyük şirketler o iki kelimeyi telaffuz ederek nereye reklam parası vermeleri gerektiğini tartışıyorlar. Yollarını kaybetmiş çocuklar gibiler.........................Bob Garfield 2020 yılı için yapılmış olan "fütürist" bir filmin "daha 2006 yılında geçerliliğini yitirdiğini" söyledi. Çünkü o yapıtta 2020 yılı için öngörülen aparatlar şimdiden kitlelere yayılmış durumda. Ipod'lar, görüntülü üçüncü jenerasyon telefonlar ve bir dizi teknoloji harikaları çoktan günlük yaşamda... Garfield, "2020'ye geldik bile" diyordu.Yani...Değişim baş döndürücü bir hızda.Ayak uyduramayanlar, "Garfield'ın referansı" olan "şimdi s..tık" kelimeleri arasına şaşkınlıkla sıkışmakta. Bizim Kanal D'nin art arda tematik kanallar açması ve otuz dolaylarında kanalla yayın yelpazesini genişletmesi o iki kelimenin arasına sıkışmadığının ve üzerinden atladığının göstergesi.Yatırım stratejisi, değişim hızıyla uyumlu...........................Ancak...Hadise sadece "medya" değil, değişimleri algılayamayan, gerisinde kalan, tempoya uyamayan her sektör ve özellikle siyasette, o mahut iki kelimenin arasına sıkışabilir, hatta altında kalabilir. Dahası, kimileri, Türkiye'yi o iki kelimenin altına itebilir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Sahnede "yansı" denen dev ekranda "şimdi s..tık" sözcükleri... Bağırsak boşaltmanın, üniversite amfisinde ciddi sunumla ilişkisi ne ola? Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu'ndayız. Yerkürenin keskin dilli eleştirmen ve yorumcularından Bob Garfield'ın İngilizce konuşmasında, bu Türkçe özdeyiş, bütün durumlara "cuk" oturuyordu.