Helsinki, Ankara'dan nasıl görünüyor?
Önce
MHP merceğiyle bakış.
Atina'dan
Brüksel'e ve
Helsinki'ye kadar
AB başkentlerinde
MHP'nin olası tavrı uzun süredir gözleniyor.
Bildiri metninin olası kayıtlarında ve şartlarında dozajı belirlemek için
MHP'nin nabzı önemli.
MHP'nin esneme ve kırılma noktaları üzerine özenle saptanıyor.
Çünkü...
Bu parti, yapısı, doğası ve ilkeleriyle, dış etkilere karşı en duyarlı kesime dayanmakta.
Hükümetin kararlarında zaman zaman kilitlenme yapabiliyor.
Kıbrıs'da ödün yok
Dün
MHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Bahçeli ile
"Helsinki Zirvesi" üzerine söyleştik.
Bahçeli'ye göre
"Lüksemburg geriye gidişti. Şimdi hava olumlu gibi gözüküyor."
Bahçeli şöyle diyor:
"Birkaç ülke dışında, Türkiye'nin tam adaylığa üyeliği için hemen hemen bütün üyeler taraftar görünüyor.
Ama...
Tam üye adaylığını sadece önemli bir başlangıç olarak görelim.
Daha sonra...
AB ile uyum, birkaç yıl alır.
Şimdilik yarını ihtiyatla ve soğukkanlılıkla bekleyelim.
Olumsuz tablo çıkarsa da, hayal kırıklığına düşmeyelim."
Bahçeli'nin siyaset üslubu doğrultusunda bir söylem bu.
Abartmadan uzak ve gerçekçi değerlendirmeler...
Sonradan geri almak zorunda kalacağı laflar etmemeye özen göstermeli.
Ama...
Bazı konularda açık ve net bir tavır koyuyor.
Bunlardan birincisini "Kıbrıs'da ödün olmaz. Bu bir milli konudur" formülü ile dile getirdi.
Yani...
AB ile Türkiye arasındaki ilişkilere, Kıbrıs unsurunu eklemek bir yarar sağlamayacak.
Bahçeli, şu manzarayı vurguluyor:
"Adada 25 yıldır barış ve güven, iki devlet ve iki toplumla sağlandı.
Şimdi Rum Yönetimi'ni tek devlmet sayıp, adada iki toplum var demek ve bunu ön şart olarak koymak çok yanlış olur.
Kıbrıs'dan ödün verilmiz."
Bir diğer konu, bildiride yer alma olasılığı öne sürülen insan hakları demeti ve idamlar konusu.
Tabii...
Bu demet içinde Apo'nun durumu da var.
Bahçeli, "insan hakları bağlamında Kopenhag kriterlerini kabul ettik ama bunun Apo ile ilişkili hale getirilmesi kabul edilemez" diyor.
Bahçeli, 1991'den bu yana zaten Türkiye'deki idamların uygulanmadığına işaret etmekte.
Ama şunu da söylemekte:
"Ama Apo'nun idamı Meclis'e gelirse, daha önceden açıkladığımız gibi MHP'nin oyu EVET'tir."
Bahçeli'nin izlenimleri "Avrupa'nın da bu gerçekleri görmüş olduğudur.
Avrupa Parlamentosu'nun kararında bu unsurların yer almamasının bir işaret gibi yorumlanması gerektiğidir.
Bildiride böyle kayıtların bulunmasının talihsizlik olacağıdır."
Başta Yunanistan olmak üzere, AB üyeleri bugün Helsinki'de Türkiye dosyasını masaya koyduklarında bu söylemi iyi değerlendirmeliler.
Bahçeli ve MHP, sanılandan ve beklenenden çok farklı ve ılımlı bir profil çiziyor.
Ama...
Hersiyasi partinin her hükümetin bir esneme ve kırılma katsayısı vardır.
Kaldı ki...
Sadece Bahçeli'nin bu görüşleri, büyük ölçüde hükümetin diğer ortakları tarafından da paylaşılıyor.
Türkiye'de hangi siyasi parti iktidar olsa, bu iki tabu konusunda dıştan dayatmaları kabul edemez.
Ve diğerleri
AB'nin çok iyi okuması gereken bir manzara, en muhafazakar ve en milliyetçi partilerin dahi tam üyeliğe hayır demeyişleridir.
Örneğin...
FP de tam üyeliğin yanında olduğunu açıkladı.
DYP de öyle...
Meclis dışındaki
CHP, Avrupa Sosyalist Grubu'nda kulis yaptı.
Yakın zamana kadar ayrılıkçı şarkılar söyleyen
Kürt örgütleri dahi
Helsinki'de
Türkiye'nin tam üyeliği için tavır koyuyorlar.
1974'te
"onlar ortak biz pazar... Avrupa'nın bahçıvanı olmayacağız" söylemiyle tam üyelik çağrısını geri çeviren
Ecevit, bugün
cumartesi günü Helsinki'de liderler yemeğine katılmanın hazırlığında.
Avrupa, eğer Hıristiyan kulübü olmak istemiyorsa,
Türkiye'yi gerçekten kazanmak istiyorsa, bundan daha iyi bir momentum yakalanamazdı.
Yeter ki sağduyu ile gerçeği görebilsinler.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr