Kendi kulvarından başını çıkardı, gazı kökleyerek iki önümüzdeki araca yandan "gümm" diye geçirdi.Müthiş bir gürültü... Çarpışan araçların metal fırtınası... kırılan ve dökülen camlar... Her iki araçta da kadınlar ve çocuklar var. Bu bir kaza değil. Kasıtlı bir vuruş da olamaz. Her iki araçta birbirini tanıyan yok.Çarpan aracın da, çarpılan aracın da direksiyonlarında düzgün adamlar... Olsa olsa saatlerdir süren trafik rezaletinde yaşanmış bir "cinnet..."Polisler geldiler. Yapacak bir şey yoktu. Sanıyorum, sakinleştirmeye çalıştılar.............................Bu benim tanık olduğum bir olay.Kim bilir daha ne "çıldırtıcı" durumlar oldu.Böylesine "kötü" organizasyon için ayrıca "beceriksizlik" ve "işkence" mastırı yapmış olmak gerek.Sıcaktan, terörden, yangından, selden "cinnet" geçirenleri gördüm ama futbol maçı çıkışında otoparkta kilitlenmekten "sinir krizine" ilk kez tanık oluyorum..............................Önce... Olimpiyat Stadı'na gidiş, ilk işkenceydi.Saatler sürdü. 18.30'da yola çıkıp, saat 22.30'da maçın ikinci yarısına ancak yetişen bir arkadaşım yanıma oturduğunda, fünyesi çekilmiş bomba gibiydi.Sonraları daha kötüsünü de gördüm. Kimileri maç bittikten sonra stada gelebildiler.Geri dönüş mümkün olmadığı için lanet okuya okuya yola devam etmişler.............................Hani o 45 dakikada gelip, 45 dakikada gideceksiniz güvenceleri nerede?Doğrusu ben o güvenceye daha çok Milan-Liverpool arasında oynanan Avrupa Şampiyonlar Ligi Final deneyimim nedeniyle "olumsuz" bakmadım.O gece bütün yollara işaret levhaları konulmuştu. 100 metrede bir görevli vardı. Sorularımıza bilinçli cevaplar alıyorduk. Polisler, neden orada olduklarını, ne yapacaklarını ve hangi biletlere hangi yolların tahsis edildiğini biliyorlardı.Elbette Olimpiyat Stadı'na gidiş kolay değil ama bu organizasyon, Avrupalı kafasıyla düzenlenmesi nedeniyle işkenceye dönüşmedi.Galatasaray-Bordeaux maçında ise, bunların hiçbiri yoktu. Ne işaret levhaları, ne yönlendirici görevliler, ne görevli polisin bilgilendirilmesi, ne yol planlaması... Bir kavşak; "Olimpiyat Stadı Güney-Batı" ve "Olimpiyat Stadı Kuzey-Doğu..." Hangisine sapacaksınız? Bizim tribün hangi yönde? Tesadüfe bırakıp girdik birine... Geçerli olan tek düzen, "düzensizlik"ti. Hatta "keşmekeş"ti. "Rezalet"ti.Bazen uzun süre trafik kımıldamıyordu. Nedenini sonra öğrendik. Zaten çok az olan yollardan ikisini "VIP"e ayırmışlar. VIP araçları gelecek diye diğer yollarla kesişme nedeniyle hepsini kapatmışlar.Kendilerine göre bir sürü mazeret sunmuşlar. Hepsi "laf..."Sadece böyle büyük organizasyonlara kafaları basmıyor. Görgüleri yetersiz. Bir örnek vereyim...O keşmekeşin içine binlerce kamyonun da katılmasına ne buyrulur?Hadi soğutma düzenekli "TIR"lar bekletilirse taşıdıkları ürün zarar görebilirmiş gerekçesine kulak verelim... Zaten o "TIR"lar TEM anayolunda taşıma yapıyor.Olimpiyat Stadı ara yollarında soğutmalı TIR yok ki...Binlerce inşaat kamyonu, ticari kamyon, zaten çift sıralı park etmiş araçlarla daha da daralan yolları tıkıyor.Bu kamyonlara, o yollarda saat 00.00'a kadar trafiğe çıkma yasağı neden uygulanmadı?Olimpiyat Stadı'ndan dönüş de, yaşayana cinnet geçirten bir başka çileydi............................Bu kez 75 bin kişi geldi ama gelecek maçta 10 bin kişinin geleceğinden kaygı duyarım.UEFA'nın da ciddi bir ceza keseceği kuşkusu yaygın.Bunca eziyetten sonra, bari sahada doğru dürüst bir futbol görebilseydik. Aslanlara gene de başarılar. g.civaoglu@milliyet.com.tr Olimpiyat Stadı'nda bir "çılgınlık" anına tanık oldum. Otoparkta 1 buçuk saattir trafik kilitlenmişti. Kuyruklar kıpırdamıyordu. Yandaki kuyruktan bir araç sola manevra yaptı.