BATI’DAN kalkan ve İstanbul’a gelen trenin adıdır “Orient Express...”
“Doğu Ekspresi” anlamına gelir.
Türkiye’nin bir süredir dış politikada yönelimleri için de “Yoksa Orient Express mi?” kuşkusu dile getiriliyor.
Dün Başbakan Erdoğan’ın Tahran’daki basın toplantısında bir Avrupalı gazeteci ve bu kuşkuyu yansıtan soru sordu:
“Türkiye yüzünü Batı’dan Doğu’ya mı çevirdi” mesajını veren bir soru.
Başbakan Erdoğan gerçi “bu algılamanın yanlışlığına” işaret etti. “Türkiye’nin Batı’dan Doğu’ya ve Doğu’dan Batı’ya giriş ve çıkışların ülkesi olduğunu” söyledi ama AKP Türkiye’si için bir süredir “yüzünü Doğu’ya çevirdiği” yolunda yorumlar yoğun.
Komplo teorisi mi?
KOMPLO teorilerine çok da yatkın değilim.
Fakat...
Böyle bir senaryo tezgâha konularak gerçekleştirilmiş olmasaydı bile fiili durumla örtüşüyor.
Yani Orgeneral Başbuğ’un “Bu bir kâğıt parçasıdır” söylemi ve “ıslak imzanın” saklanarak aylar sonra servise konulması deneyimli politikacının “kurgusuna” cuk oturuyor.
Politikacı dostuma sordum.
“Peki İlker Başbuğ Paşa yemleme olasılığına karşı nasıl bir açıklama yapmalıydı?”
Çok tezgâhlar görmüş geçirmiş politikacı dostumun cevabı şöyle:
Böyle bir belgenin aslının bulunmadığını, bilgisayarda da izlerinin olmadığını, hard disketlerin de temiz çıktığını açıklar ama bir ihtiyat payı bırakabilirdi...
Askerin bölücü terör ve irticaya karşı bütün zamanlarda çalışmalar yaptığını ve bunlardan bazılarının amacını aştığının saptanması halinde, elbette gereğinin yapılacağını söylemesi yeterli olurdu.
O ihtiyat cümlesi açıklamasında yer alsaydı Genelkurmay Başkanı ve karargâhı için tezgah bu denli etkili olmazdı.
Neyse “alternatif tarihi” bir yana koyalım. Yaşamakta olduğumuz gerçeğe dönelim.
Cumhuriyet Bayramı’nı kutladığımız bugün bir kez daha vurgulayalım ki Atatürk’ün Silahlı Kuvvetleri elbette tüm tezgâhları aşacak millet sevgisiyle, saygısıyla ve güveniyle beslenmektedir.
“Esmer günlerin” geride kalacağı inancındayım.