Türkiye güney sınırına koymak için “patriot” füze savarlarını istedi.
Patriotlar ABD üretimidir.
Aslında...
Başka amaçla, örneğin füze atmak için tasarlanmışlardı.
Sonradan -bazı modifikasyonlarla- “füze savar” gibi kullanılma imkanı verdiği görüldü.
1991’de İsrail tarafından ilk kez, Saddam Irak’ından yollanan “SAM” füzelerine karşı konuşlandırıldı.
Günümüze dönelim.
TV ekranlarında ve gazete sayfalarında İsrail topraklarının ilk kez füzelerle vurulduğu iddia ediliyor.
Doğru değil.
ABD kara harekatını başlatmadan önce Saddam Irak’ında “SAM” füzeleri atılıyordu.
Oradaydım.
Irak’tan bir füze fırlatıldığı haberi anons edilirdi. Kaldığım Tel Aviv Hilton Oteli’nin 6’ncı katındaki sığınağa çıkardık.
“Sığınak” dedikleri şey kattaki koridoru boydan boya kaplayan uzun bir sosis şeklindeki havayla şişirilmiş balondu.
Onun içinde yerlerimizi alır, başlarımıza zehirli gaza karşı süzülmüş hava soluyacağımız maskelerimizi takardık.
Ellerimizdeki çantalardan, öldürücü gaza karşı kullanılmak üzere, baldırlarımıza saplayacağımız içi özel serum dolu enjektörlerimizi çıkartırdık, elimizde hazır bulundururduk.
İlk orkestra şefliğini Tel Aviv senfonide yapmış olan ünlü maestro Zubin Mehta da bizimle beraberdi.
Tüm programlarını iptal etmiş vefa duygusuyla oraya gelmişti.
Saddam’ın “füzelerinde kimyasal başlık olabileceği” ihtimali konuşulmaktaydı.
Hatta...
“Nükleer başlık” spekülasyonları bile yapılmaktaydı.
Zaten...
“Kimyasal” değil ama “nükleer” başlık olsa içinde bulunduğumuz balon kefenimize dönüşürdü.
Füzeler birkaç kez bizim Hilton’un 300 metre kadar yakınına bile düştü.
Çok korkulu dakikalar geçirdiğimizi itiraf ediyorum.
PİŞMİŞ AŞA
İSRAİLLİ komutanlar müthiş öfkeliydiler.
Alınan istihbarata göre Irak füzelerini sürekli değişen ve hareket halinde olan mobil araçlardan fırlatıyordu.
Amerikalılar, yer tespiti yapamadıkları için bunları havadan bombalayarak imha edemediklerini söylüyorlar.
İsrail’e “biraz daha sabır” diyorlardı.
İsrail’in “siz yapamıyor-sanız biz o araçları bulur, uçaklarımızla onları yok ederiz” söylemleri nedeniyle dehşete kapılıyorlardı.
Çünkü...
ABD ve İngiltere, aralarına Arap ülkelerini de alarak uluslararası kuvvetler koalisyonu kurmuşlardı.
Yakın tarihte bu bir ilkti.
ABD ve İngiliz güçleri Suudi Arabistan ve Kuveyt’te de üstlenmişlerdi.
Zaten bu “bir Arap ülkesine karşı, Hıristiyanlarla Müslüman Arap koalisyonu yadırganan ve duyarlı bir oluşumken“ devreye bir de Musevi İsrail girerse kurgu bozulurdu.
Dantela gibi örülen diplomasi ağı çökerdi.
ABD, İsrail’i “yatıştırmakta” çok zorlanıyordu.
Çareyi o zamana kadar etkinliği pek de kesin olmayan patriotları getirerek İsrail topraklarına konuşlandırmakta buldu.
Ben İsrail’den ayrılıp savaşın galibi olan Doha’ya giderken, patriotların montajı henüz yapılmaktaydı.
Patriotları da bazen geçebilen füzeler gene de İsrail’e birkaç kez düştü.
İSRAİL FÜZE SAVARI
O sıralarda İsrail patriotlardan daha etkili bir füze savar projesine başlamıştı.
Projenin adı “Arrow (ok)”du.
Aradan geçen yıllar içinde Arrow projesi hayata geçirildi.
İsrail topraklarını korumak üzere konuşlandırıldı.
Ama...
Görüyoruz ki, Gazze’den fırlatılan füzelerin hepsini havada avlayarak düşüremiyor.
Hamas, Saddam’ın SAM’larına göre daha ileri teknolojiye sahip füzeler fırlatmakta.
Bu füzeler İran’dan ve Kaddafi rejimi çöktükten sonra Libya’dan getirildi. Arrowlar hepsini avlayamadı.
İsrail bu açıdan bakarak topraklarında ilk kez füzeyle tanışmıyor ama ilk kez Arrowlarının yetersiz kaldığı gerçeğiyle karşı karşıya.
Üstelik bu durum diğer karşı ülkeler için “yol olabilir.”
Dokunulmazlık zırhının delinebileceğine emsal teşkil edebilir.
Gazze, ambargo altında, zorlanıyor, İsrail’in bir kara harekatıyla felaket daha da acılar yaşatır ama artık bölgede çok şey değişti.
Bunlardan en önemlisi Ortadoğu’daki halka hesap vermek zorunda olmayan diktatörlerin yerini seçimle gelenlerin almasıdır.
ABD’nin uzaktan kumandasıyla diktatörler Gazze’deki dramı görmezden gelebiliyorlardı.
Şimdi başta Mısır olmak üzere Arap Baharı’nın iktidara taşıdığı yönetimler halklarının Filistinliler için nabız atışlarını parmak uçlarında tutmak zorundalar.