Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tam tersine...Kahirenin genellikle varlıklı Hıristiyan ve Musevilerinin oturdukları bir semtte büyüdü.İyi okullarda okudu. Babası servet sahibi bir adamdı. İlginçtir ki, - yaygın inanışa göre - bu serveti, Filistindeki arazilerini ve evlerini, o topraklarda İsrail devletini genişletmek amacındaki Musevilere satmıştı. Filistin bağımsızlık savaşı simgesi Yaser Arafat, çocukluk ve gençliğini, sanıldığı gibi Filistin kamplarında, sefaleti paylaşarak geçirmiş değildir. Aynı şeyi yapan çok sayıda diğer mal mülk sahibi gibi, o da bu sırrı saklıyordu. Onların hiçbiri, arazilerini Musevilere sattıklarını söylemezlerdi. Edindikleri servetin kaynağını birbirleriyle de konuşmazlardı.Bu çok utanılacak şeydi çünkü.Genellikle, kendilerini gerçekten itilmiş kakılmış Filistinlilerle örtüştürürlerdi: "Yahudiler geldiler, topraklarımızı, evlerimizi zorla aldılar. Kimimiz işte böyle Mısırda ve diğer Arap ülkelerinde sürgünde, kimilerimiz de Filistinde insanlık dışı koşullarla kamplarda yaşıyoruz..."Böylece "ayıplı tapu işlemleri" üzerine hafıza kefeni giydirmişlerdi.Gömmüşlerdi. Hafıza kefeni İşte bu nedenle, Yaser Arafat, "babasına öfke duyduğunu" birkaç kez yakın çevresine söylemiştir."Babama çok kızgınım. Bana 1 metrekare Filistin toprağı bile bırakmadı. Hiç değilse 1 metrekare Filistin toprağında köküm olmalıydı" demiştir.Yaser Arafat iyi üniversite eğitimi de almıştır. Mühendistir.Kuveytte bir süre çalışmış, para kazanmıştır. Arafattan babaya öfke Orianna Fallaci, TARİHLE SÖYLEŞİLER adlı kitabında, Arafatla röportajını da yayımlamıştır.Onu yerden yere vuruyordu."Özel yaşam tercihlerini" bile, soru işareti çengellerine asmıştı.İmalarıyla onu, infaz etmişti."Sonradan ayrıldığı eşi Sühanın, ayrı yaşaması ve Avrupa bankalarında hacimli hesap iddiaları" ilginçtir. Satırlarda infaz Orianna Fallaci ve çoğu gözlemciye göre Arafatın belirgin özelliği "uzlaşmazlık..."En umut verici müzakerelerde bile son anda bir sorun çıkarır.Her şeyi bozabilir.Varlığını, rakipsiz ve seçeneksiz liderliğini, sürekli gerilim stratejisine endekslemiştir.Filistinliler sürekli yok olmak kaygılarının acılı yaşam coğrafyasında kaldıkça, sadece ölüm, öfke, kin ve kan batağına gömüldükçe, sadece onu tek kurtarıcı göreceklerdi. Uzlaşmaz genler Son anda dönmeye dayalı uzlaşmaz karakterin son örneğini 2001de Tabada verdi.İsrail Başbakanı Barakla artık anlaşmak üzereydiler. İsrail - Mısır sınırındaki Tabada müzakerelerin sonuna gelinmişti.Anlaşma, "İsrailin, Gazze ve Batı Şeriadaki toprakların yüzde 97sini vermesini" öngörüyordu. "Geri kalan yüzde 3 ise, İsrailin kendi topraklarından verilerek karşılanacaktı. Kudüsün yarıya yakını da Filistinin olacaktı."Arafatla önemli bir konuda da iyice yaklaşmışlardı.Arafat, Filistinli göçmenlerin tamamının barışla birlikte, eski topraklarına dönmelerini istemekteydi. Barak ise "Tel Aviv ve Yafaya 4 - 6 milyon Filistinlinin dönmesi halinde, İsrailde Musevi nüfusun azınlığa düşeceğini" söylemekteydi. "Ama, hepsinin dönmesini bile, zamana yayılmış bir takvime bağlanırsa kabul edebiliriz" diyordu.Artık anlaşmanın olması neredeyse saatler kadar yakındı.Arafat son anda gene bir "U" dönüşü yaptı.Taba konferansı fiyaskoya dönüştü.Barakın İsrailde gene de itibarı sarsılmamıştı.İsrail Başbakanı bir ay sonra yapılacak seçimlere barışla gitmek istiyordu.Ve...İşte böyle bir puslu havayı bekleyen Şaron, harekete geçti. Kudüsteki kutsal Mescid - i Aksaya girdi. Kıyamet koptu.Filistinliler bu densizliğe tepki gösterdiler.İntifada yeniden başladı.Kan dökülmeye başlandı.Pek çok can yitirilerek bugünlere gelindi.Arafat, ulusunun onuru için savaşan bir liderdi ama bu zaafları ile de tarihe gömülecektir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Taba dramı