"Bir düşüncenin değeri, özü kadar, o düşüncenin pratik amaçlarına da bağlıdır."(1)
2 turlu seçim sistemi için yeniden alevlenen tartışmalar, bu söylemin ışığında da görülmeli.
Bu sütunu izleyenler bilirler ki, yıllardır istikrarlı bir yönetim ve sandıktan güçlü iktidar çıkması için savunduğumuz ilkelerden biri de, 2 turlu seçim sistemidir.
Fakat...
Bu düşüncenin pratiği yani hayata geçme olasılığı, özü kadar önemlidir.
Aksi halde, düşünce, sadece söylem patinajı yapar.
Seçimlere 21 partinin katıldığını düşününüz...
Bunların marjinal yani kıytırıkları, - az da olsa - oyları parçalayacaktır.
Büyükler ise, tepelerde ikili komşu partiler oluşturmuş, tabanlarını bölmüşlerdir.
Örneğin...
Anavatan - DYP...
MHP - BBP...
Şimdilik yalnız görünen sadece FP'dir.
Ama...
Onun da tabanındaki tarikatlar ve cemaatler için, diğer sağ partilerden müthiş bir rekabet var.
Yani, tabela tek ama tabanda DYP ve Anavatan'a kaymalar var.
İşte böyle bir manzarada, hiçbir parti yüzde 20'li oranlardan fazla oy alamıyor.
Tek başına iktidar çıkmıyor.
Birbiriyle aynı felsefeyi paylaşan değil, birbirine karşıt partiler ortak hükümet kuruyorlar. Hem önüne hem arkasına koşulan atlar, ters tarafa koştuğu için devlet arabası yürümüyor.
Yerel seçimlerde, devlet gibi büyük kentler bile yüzde 20'li oranlarda oy alanların... Hatta, Türkiye'nin yüzde 80'i tarafından reddedilen zihniyetlerin yönetimine geçiyor.
Bu görüntüden çıkan yönetimlerin, Türkiye'e istikrarlı bir iktidar sunmaları mümkün değil.
Fransa'daki 4. Cumhuriyet işte böyleydi.
Tek yetkili olarak de Gaulle'ün kurduğu 5. Cumhuriyet, devleti yeniden yapılandırırken, yarı başkanlık sistemi, referandum, Meclis'in Cumhurbaşkanı tarafından feshi gibi önemli değişimlerin vyanı sıra, 2 turlu seçim sistemini de öngörmüştü.
Birinci tura bütün parti adaylarının katılması... İkinci tura ise, birinci turda en yüksek oyu almış iki adayın girmeleri... Seçmenin kendine en yakın fikri temsil eden adaya oy vermesi... Yüzde 50'nin üzerinde oyla seçilmenin mümkün olması... Güçlü bir iktidar çoğunluğunun gerçekleşmesi.
Türkiye, böyle bir yapısal değişimi mutlaka yapmalıdır.
Yapacaktır.
Ayrıca...
2 turlu seçimin bir önemli gerekçesi de, milletin büyük çoğunluğu tarafından reddedilen akımların, ikinci turda elenmesi olanağıdır.
Etnik ayrılıkçılık ya da dinsel motiflere dayalı siyasetlerin güdük oylarla yönetimlere egemen olmaları, demokrasinin kuralları içinde kalınarak ancak böylece önlenebilir.
Sistem partilerin seçmenleri, ikinci turda, aynı ortak paydada, aynı adayda bütünleşirler.
Aklın yolu budur.
Zaten, Anavatan öteden beri 2 turlu seçim sistemini savunmuştur.
Yakın zamanlara kadar, kamuoyu araştırmaları, Anavatan'ı "ikinci tercihlerin de ilk partisi" olduğunu göstermekteydi.
Şimdi, hala öyle mi bilinmez.
DYP ise, "ikinci demokrasi programında" 2 turlu seçim sistemini öngörmekteydi.
Düşüncenin özü, görülüyor ki doğrudur.
Pratiğe gelince...
Çeşitli nedenlerle, 2 turlu seçim sisteminin Meclis'ten geçmesi zor görünüyor.
Şöyle ki...
1- FP ve CHP, 2 turlu seçim sistemine karşılar.
Komutanların Ecevit'i ziyaretleri sırasında, gözlemler, bu konuda DSP'nin kendi içinde dahi tam bir görüşbirliği olmadığı.
2- Anavatan, 2 turlu seçim sistemini bütünüyle benimseyen görüntüdeki tek parti.
DYP ise, ilke olarak programında yer alan bu sisteme karşı değil.
Fakat...
Çıkacak bir yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptali halinde, 18 Nisan'da seçimlerin yapılmasının da mümkün olmayabileceği kuşkusu var.
Çünkü...
Anayasa Mahkemesi'nin yerleşik içtihatlarına göre, yeni yasanın tek maddesinin iptali bile, daha önceki yasanın bütünüyle yok sayıldığı gibi bir sonuç doğruyor.
Bir yasa boşluğu oluşuyor.
Gerçi, Anayasa Mahkemisi, TBMM kararlarını iptal edemez.
18 Nisan'da seçim kararı da Anayasa Mahkemesi'nin konusu değildir.
Ama...
Eğer 2 turlu seçim sistemini öngören yasayı ya da bir maddesini Anayasa Mahkemesi iptal ederse, DYP'nin görüşüne göre, bir önceki yasa da yok sayıldığı için, 18 Nisan seçimlerinin yasası olmayacaktır.
3- Türkiye'de, ne yazık ki devlet adamlığının gerektirdiği 'susmayı bilmek' özelliği neredeyse yitirilmiştir.
Konuşulması ve yayınlanması yasayla engellenmiş olan MGK toplantısında, 2 turlu seçim sistemi için oluşan görüşbirliği, medyaya sızdırılmıştır.
Bu görüşü MGK'nın sivil üyelerinin de benimsemelerine ve Anavatan ile DYP'nin de o ilkeleri benimsemelerine karşın, 2 turlu seçim sistemi, sanki komutanların dayatması gibi bir talihsiz görüntü vermiştir.
4- Bu pazar yerel yönetim adayları seçiliyor.
6 Şubat'ta milletvekili ön seçimleri başlıyor.
Parlamento toplanamaz.
Bütçe bile çıkarılamıyor.
2 turlu seçim yasası gibi netameli bir konu, yasalaşabilir mi?
İşte öz, işte pratik...
....................
(1)C. S. Pierce, Amerikalı pragmatikçi.
Yazara E-Posta: g.civaoglu@milliyet.com.tr