Öyküsünü anlatayım................................4 minareli bir yağlıboya resim.Ancak... Minareler 45 derecelik açıyla öne eğilmiş. Rampalarında hedefe yöneltilmiş ve ateşlenmeye hazır 4 füze görüntüsünde...Tanrı'nın sevgi dolu mesajlarını çoğaltmak ve yaymak amacıyla tasarlanmış "minare mimarisinin" böyle "füze" görüntülerine dönüşmesi düşündürücü..."İslam adına" iddialarıyla estirilen "terör" rüzgârları, empresyonist bir ressamın fırçasından "füze minare" algılaması ile yansıyor.Bu ilginç resim, Müze Pera'nın 5. katında "genç yaklaşım" sanatçılarının yapıtları arasında..."Yobaz kafa" karanlıklardan uzanıp "caminin kutsallığına saldırı" diye baykuş çığlıkları hiç atmasın. Hatırlatayım. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir mitingde okuduğu ve yargılanarak hapse girdiği şiirin mısraları neydi?"Minareler süngü,kubbeler miğfer,camiler kışlamızdır.Müminler asker..."Ziya Gökalp'e ait olduğu iddia edilen ama başkasına ait olduğu görüşleri de savunulan bu şiirde, minareler "süngü" olarak yansıtılıyor.Süngü ya da füze... Her ikisi de minareleri silahla örtüştürmüyor mu?..............................Suna-İnan Kıraç'ın Beyoğlu'nda açtıkları Müze Pera'daki bu tablonun adı, "45 derecelik yanlış..." 90 derecelik konumunda kalarak Allah'a uzanması gerekirken, 45 dereceye irtifa yitirerek insana yöneldiğinde "füzeye" dönüşürse, çok şey değişir.İnsanlığı kutsayan yüce bir dinden, insanlığa tehdit simgesi gibi algılanabilir. Yerküredeki İslam ve terör arasında ilişki kuran zihniyet bulanıklığının nedeni budur. Küresel kaygıların arkasındaki nedenleri yansıtan genç ressamın bu yapıtı, siyasetçiler ve özellikle siyasal İslamdan esin alanlar tarafından iyi düşünülmeli...............................Laik Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'na "Kuran" götüren başörtülü hanımlar da, aslında hangi senaryonun sayfalarını oynadıklarını anlamak için bu tabloyu görmeliler.Siyasal İslam iflas etmiştir.Uygulandığı ülkelerde yeni bir ekonomik model ortaya koyamamıştır.İnsanlarını büsbütün yoksullaştırmıştır.Erkek egemenliğine dokunamamış, çağdışı kalmıştır. Tutunmak için kadının başörtüsüne sarılmıştır. Terör uygulayarak "bizimkiler" ve "ötekiler" ayrımını vurgulamak ve böylece safları sıklaştırmak politikasına saplanmışlardır.AB'deki kuşkular, Avrupa toplumlarındaki önyargılar, bu tek eksenli polemiğin etrafında dönüp durmaktan da kaynaklanıyor. Kopenhag Kriterleri arasında kendilerine geçit arayan kafalar bilseler ki, Avrupalı olmaya en yakın kriterlerin coğrafyasında doğmuşlardır; "Atatürk Kriterleri'nin...".............................Müze Pera'ya dönelim...3 Haziran'da açıldı.Suna Kıraç'ın doğum gününde...Açılışta bulunamadım. Aynı gün doğan Canan'la birlikte uzaklardan Suna'ya ve ona bu güzel doğum günü armağanını hazırlayan İnan Kıraç'a kadeh kaldırdık.Dün gezdim müzeyi..."Neyi yaparsa en iyisini yapmak" Vehbi Koç geleneğinin uzantısı bir örnek daha...5. kata asansörle çıkmak... Sonra, her katı huzurla ve keyifle gezerek merdivenlerle inmek... ................................"Genç yaklaşım" yapıtları gerçekten güzeldi.Ardından 18 ve 19. yüzyıl Osmanlı yaşamını yansıtan oryantalistler (oriantalist)...Bizden olan büyük sanatçı Osman Hamdi'nin de üslubu nedeniyle Batı'da oryantalist sayıldığından başlayarak duvarlarda bilgilendirme ve sanat notları..................................Ve 1. katta tarihi tartılar...Bizanslıların dara yerine kullandığı "bronz heykeller" güzel ve ilginç.6 yüzyıl sonrası, bugün aynı topraklarda heykellere küfredilmesi, heykellerin kırılması, kaldırılması acıdır................................Yukarı katlarda en beğendiğim iki tablonun röprodüksiyonlarıyla çıkışta karşılaştım.Osman Hamdi'nin "Kaplumbağa Terbiyecisi" ve Lefebvre'nin "Hizmetçi"si...Yazının başına dönelim... Bir de tişört aldım, üstünde ünlü "Kaplumbağa Terbiyecisi" tablosunun baskısı olan...Göğsümde taşıyacağım. Dostlarımı anacağım. g.civaoglu@milliyet.com.tr Osman Hamdi'nin "Kaplumbağa Terbiyecisi" adlı o müthiş tablosunu aldım. Gerçekten (!..)