Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı




Moskova’da konser izlerken, kendimi Rusya Başkanı Putin ile arka arkaya oturur buldum.
Anlatayım...
Moskova’nın yeni konser sarayı açılışındayız. Başkan Putin sahneye açılan kapıların birinden girdi. Doğrudan kürsüye çıktı. Güvenli, ciddi, zaman zaman gülümseyen bir ifadeyle kısa açılış konuşmasını yaptı.
Sahneden indi. Seri adımlarla izleyicilerin bulunduğu sıralara yöneldi. Protokolün ilk sıralarını geçti, dördüncü sıranın ortalarına doğru oturdu.
Ben altıncı sırada Putin’in tam arkasındaydım.
İki süper büyükten birinin başkanı, konseri baştan sona dördüncü sıradan izledi. Kimse de ‘Böyle buyurun başkanım’ diye ilk sıraya almaya kalkışmadı.
Dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde başkanlar, başbakanlar, Meclis başkanları en ön sırada otururlar.
Putin dördüncü sıraya geçerek hem bir sadelik örneği verdi... Hem de anlayana müzik kültürü dersi...
Çünkü birinci sırada en öndeki sazların sesleri daha egemen olur. Ses renklerinin çeşidi ve uyumunun yeterince algılanması için daha arka sıralar yeğlenir.

Gecenin başyapıtlarına gelince...
Konser sarayı ile başlayayım...
Rus mimarlar çizmiş. ENKA 20 ayda inşa etmiş. En iyi akustik özelliği taşıyan tamamı ahşaptan salonun önce maketi yapılmış. Ses akustiğini mükemmel hale getirmek için bu maket üzerinde iki yıl çalışılmış. Ancak bu çalışmadan sonra inşaata başlanmış.
Sanata verilen öneme bakınız.
Salonun maket ve akustik deneme çalışmaları iki yıl, tüm ayrıntılarıyla inşaatı ise 20 ay...
Bu, sanata gerçek saygı ve özenin kanıtıdır.
Konser Sarayı’nın merdivenlerini tırmanırken, pandomim sanatçılarını andıran 13 - 14 yaşlarında balerinler her iki yanda sıralanmışlardı.
Bütün konuklara dizleri üzerinde hafifçe eğilerek selam veriyorlardı.
Konser sonunda ise uçuşan gül yapraklarını andıran yürüyüşleriyle sanatçılara çiçeklerini yine bu genç balerinler sunuyorlardı.
Dimdik, adeta vals yaparcasına yürüyen fraklı iki balet ise, daha büyük çiçekleri taşıyorlardı.
Bir an İstanbul’daki cuma - cumartesi konserlerini anımsadım.
Sanatçılara çiçeklerini zaman zaman piyanoyu itmek - çekmekle görevli taşıyıcılar verirdi.
Onlar değil, yanlışın sorumlusu, bu özensizliği yapanlardır.
Oysa, hangi bale öğrencisi bu güzel görevi yerine getirmeyi istemez!

Ve gelelim müzik şölenine...
Önce St. Petersburg Senfoni Orkestrası’nı izledik. Bu, St. Petersburglu Başkan Putin için yapılan bir jestti.
Ardından, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Paşa’nın Evin İlyasoğlu’yla yaptığı röportajda beğenisini belirttiği ve bunun üzerine Türkiye’deki CD’lerinin bitmesine neden olduğu Mussorgski ile başlayan harika bir ses ve müzik şöleni, kuyrukluyıldız gibi aktı.
Bizim Allahlık konser salonları
Ara verildiğinde her katta küçük oda orkestraları mini konserler vermeye başladı.
Binlerce izleyici şampanyalarını yudumlarken, katlar arasında dolaşıyor ve değişik müzik renklerini tadıyorlardı.

Uyduruk kahve makineleri, cola, meşrubat, karton bardaklar...
Hiçbir gelişmiş ülkenin konser salonunda olmayan bu ilkellik, Refah belediyeleri ile birlikte Türkiye’nin üzerine kâbus gibi çöktü...
Moskova’daki konsere dönecek olursak...
Putin, konseri sonuna kadar izledi.
Sadece gereken yerlerde alkışlayarak müziğe yabancı olmadığını da hissettirdi.
Salondan ayrılırken ise izleyicilerden biri gibiydi.
"Olduğu gibi görünmek, göründüğü gibi olmak" bu galiba...
Geçici olarak devlet kodamanlarının sırasında oturarak değil, halkın arasında kalıcı olmak önemli...