Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Meslek büyüğümüz usta gazeteci ve yazar Hıfzı Topuz’u kaybettiğimiz gün, onun “Paris’li Bir Türk Ressam-Fikret Mualla’nın Yaşamı” kitabını okuyordum.

Hıfzı abiye rahmet dileyerek kitabından “CHP’ye dersler” denebilecek bir bölümü yansıtacağım.

Ressam  ve CHP

Türkiye’nin -daha önce de yazdığım gibi- yüzde 60’tan fazlası kendini “Atatürkçü” diye tanımlıyor ama “Atatürk’ün kurduğu CHP neden yüzde 25-28 oy bandında kalıyor” sorusuna “cevap bileşeni” olabilir.

Sorun “seçim kazanmak için muhafazakar sağ oylara yönelmek… Bu hesap tutmayınca… Atatürkçülüğe dönelim, sosyal demokrasiye dönelim” siyaset dansı koreograflarına ışık tutuyor.

Haberin Devamı

“Atatürkçülük, Atatürk ilkeleri” pazarlama araştırması ile üzerine çökülecek hedef kitle adresi değildir.

Samimi ve yürekten inancı ve aydın dürüstlüğünü gerektirir. İşte Hıfzı Topuz ustanın kitabından örnek…

CHP’NİN MAL VARLIĞI

Hıfzı Topuz anlatıyor…

1953’te Paris’ten AKŞAM Gazetesi’ne döndükten bir süre sonra iktidarda olan DP hükümeti, CHP’nin mal varlığına el koyan bir yasa çıkarmış ve partinin mallarını elinden almıştı.

Ressam Nejat Devrim Halk Partili falan değildi ama Demokrat Parti’nin aldığı anti demokratik kararlar onu deli ediyordu.

Ressam  ve CHP

SANATÇI AİLE

Burada bir saplama…

O yıllarda Paris’te yaşayan Nejat Devrim, ressam, prenses Fahr el Nisa hanımla edebiyatçı İzzet Melih Devrim’in oğluydu.

Babası ünlü Şakir Paşa’ydı.

Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir dayısı olurdu.

Ressam Aliye Berger teyzesiydi…

Füreya Koral’la kardeş çocuklarıydılar.

Tiyatro sanatçısı Şirin Devrim, Nejat’ın kız kardeşiydi.

Baba bir, ablası Remide Devrim’in son eşi İzmir suikastının ardından kurşuna dizilen eski Maliye Bakanlarından Cavit beyin oğlu Cumhuriyet yazarı Şiar Yalçın’dı.

Yani…

Aydın ve varlıklı bir ailenin çocuğuydu.

Ressam  ve CHP

NEJAT DEVRİM’DEN TELGRAF

Hıfzı Topuz’un satırlarıyla devam…

12 Mart 1954’te Nejat’tan bir telgraf aldım.

“CHP’nin mallarına el konulmasını protesto etmek için Paris’te bir dernek kurduğunu ve bu amaçla Birleşmiş Milletlere ve Lahey Adalet Divanına başvuracağını” bildiriyordu.

Haberi o gün gazetenin birinci sayfasına çift sütun üzerine koyduk…….

Haberin Devamı

Ardından, Nejat’tan bir telgraf daha geldi.

“Fransız Milli Meclisi eski başkanı, Atatürk hayranı Edouard Herriot’a başvurarak, komite üyeliği önerdiğini, Herriot’un bunu kabul ettiğini, dış işleri bakanı Georges Bidault’un da komiteye katılacağını” açıklıyordu.

RESSAMIN MARİFETİ

O sabah gazetede yazı işleri müdür yardımcısı Hilali bey ve sorumlu yazı işleri müdür Cemalettin Bildik bu haberden hoşlanmadılar.

Basmaktan çekiniyorlardı.

Ama ne de olsa bu özgün bir haberdi.

Beni de kırmak istemiyorlardı.

Sonunda haberi birinci sayfadan şöyle gösterdiler.

“RESSAM NEJAD’IN YENİ BİR MARİFETİ…

Herriot ve Bidault’a Halk Partisi Mallarını Koruma Komitesi üyeliği teklif etmiş ve Herriot kabul etmiş.

Hadise Fransa’da aleyhimize bir propaganda vesilesi olmak istidadını göstermektedir.”

ATATÜRK’TEN ESİNLENDİM

Aradan 10 gün geçmedi.

Nejad’dan uzun bir mektup aldım.

Şöyle diyordu:

CHP Haklarını Koruma Komitesi’nin Merkez binasında bugün İngiltere, İtalya ve Fransa delegeleriyle görüştüm.

Haberin Devamı

Washington’a hareket etmek üzere bulunan komitemizin hukuk müşavirini hep birlikte uğurladık……….

Benim davranışım Atatürk’ün gençliğe yaptığı konuşmadan esinlenmişti.

Atatürk şöyle demiyor muydu: “Bir gün İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen içinde bulunduğun vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin.”

TÜRK DEVRİMLERİ KÜRESELDİR

Benim imkanlarım uluslararası imkanlardır; zaten Türk devrimleri artık dünyanın malı.

Ve 20’inci yüzyıl tarihinin altın bir yaprağı durumuna gelmiştir.

Bu uluslararası demokrasinin malı olur.

Atatürk Türkiye’sine dokunulduğu gün bütün dünyada demokrasi kurallarına hakaret edilmiş olur.

Edouard Herriot’un komitemizle ilgilenmesi ülkemizin aleyhine değil, lehine bir noktadır.

Zaten Ekselans Herriot, Atatürk’ü ve İsmet İnönü’yü kişisel olarak tanımış ve Les Annales dergisinde yeni Türkiye konusunda büyük bir inceleme yayınlamıştır………

YUMRUK

Adnan Menderes’in Halk Partili milletvekillerine seslenerek yaptığı bir konuşmada “bu size vurduğumuz birinci yumruktur, ikincisi de hazırlanıyor” demesi gözümü korkuttu.

İkinci yumruk ne olacak diye düşünmeye başladım.

Faşizme doğru dört nala koşulduğunu görüyorum.

Cumhuriyetin ilanı halk partisinin ilanı değil midir?

Bugün bir demokrasi varsa bu da CHP’nin sayesindedir.

San Francisco Bildirgesi’nin uygulanması için CHP’nin ne kadar titizlikle çalıştığını bütün dünya bilir.

SAKINCALI

Bu yazıyı coşkuyla okudum.

Nejad çok haklıydı.

Mektubu hemen yazı işleri müdürüne götürüp gösterdim ama gazetecinin yöneticileri bunu sakıncalı buldular……….Basında bir baskı havası esmeye başlamıştı.

Bir ay sonra Nejad’dan şu telgrafı aldım.

“Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Dag Hammarskjöld’den randevu almaktayım.

Cumartesi New York’ta olacağım, Pazar’a da İstanbul’da.”

Nejat ne yaptı bilmiyorum ama İstanbul’a gelemedi. (Nejat Devrim’in askerlik sorunu vardı. G.C)

KISSADAN HİSSE

CHP’de değişim rüzgarları esiyor ama içi boş.

“Muhafazakar sağa yöneliş tutmadı…

Sosyal demokrasiye dönsek…

Yeniden Atatürkçülüğü mü vurgulasak” gibi Pazar araştırmalarıyla bir yere varılmaz.

Yüzde 60’ı kendini “Atatürkçüyüm” diye tanımlıyor ama -belki de- aynı samimiyet DNA’sında görmediği için oyunu Atatürk’ün kurduğu partiye vermek içinden gelmiyor olabilir.

………………………

Benim vermek istediğim mesaj “Atatürkçü çoğunluğun aradığı samimiyet, dürüst inanç, ilkeli duruşun, Nejat Devrim’ler olmaları” gereğidir.

Bugünkü CHP’deki koltuk yarışının kahramanlarına bir bakınız.

Elbette hepsini aynı kategori kefesine koymak haksızlık ve yanlış olur.

Ama bilinmeli ki CHP’nin geleceğini yeni nesil Nejat Devrim’ler oluşturabilir.