Ricciardone enişte niye öptü?
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone “bunlar şahsi fikirlerim” diyerek konuşmaz.
Görev yaptığı alan ABD toprağı sayılır.
ABD Cumhur-başkanı’nın temsilcisidir.
Ağzından çıkan her kelime ABD’nin görüşüdür.
Şimdi...
Ricciardone’nin sözlerini yeniden okuyalım.
‘Milletvekilleri uzun süredir hapiste.
Profesörler, hatta YÖK Başkanı hapiste.
Eski Genelkurmay Başkanı dahil askerler hapiste.
Onlara “terörist” suçlaması yapılmakta.
Neden tutuklular?
Sebepleri açık değil.
Bu durumun ABD ve Avrupa’da anlatılması zor...’
............................
ABD Büyükelçiliği’ne canlı bomba saldırısından sonra Büyükelçi Ricciardone olayla ilgili açıklamalar yapmıştı.
Ama...
Türkiye’deki yargı ve infaz sistemiyle ilgili “adaleti sorgulayan” bu söylem “zamanlama ve neden” olarak bir yere oturan “lego” parçası değil.
Masanın üzerine “işlev, organik bağlantı” gibi bir disiplin içinde değil, “bağımsız” olarak kondu.
Bunu “Ak Parti iktidarına” bir mesaj olarak görmek yanıltıcıdır.
Adres -sanıyorum- yanlış yorumlanmakta.
Doğrudan yargı sürecine yapılan bir gönderme bu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajlarıyla örtüşmekte.
Bir bakıma...
Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarına, yorumlarına destek olarak algılanabilir.
Milletvekillerini, askerleri, profesörleri, YÖK -eski- Başkanı’nı tutuklu olarak yargılayan “network”e bir mesaj olabilir bu.
............................
Sadece bir yorumla adresi daha da netleştirmek iddiası amacı aşmak tehlikesine açıktır.
Ancak...
Büyükelçi Ricciardone’nin “laf ola” konuşmadığına/konuşmayacağına da inanmak gerekir.
Sonuç...
Aslında...
“Erdoğan’a değil başka adreslere gönderilen bir mesaj” olarak görmek, doğru okuma olabilir.
SIERRA’NIN ESRARI
BELKİ de gerçekten olay basittir.
Amerikalı genç kadın Sierra hanutçular tarafından öldürüldü.
“Hanutçu” yani “turistlere yapışıp onları anlaşmalı lokantalara, hediyelik eşya veya halı dükkânlarına götürüp yapılan alımlardan komisyon alan keneler.”
Ama gene de durum karışık.
Sierra Amerika’dan cebinde sadece 400 dolarla gelmiş.
Parası pulu yok.
Hanutçular, onu nasıl soyup soğana çevireceklerdi?
Zaten otelde bile kalamamış, Bilgi Üniversitesi mezunu bir gencin Tarlabaşı’ndaki evinden bir göz oda kiralamış.
Orada kalıyormuş.
Para pul yok.
Ama...
Hollanda’ya, Almanya’ya gidip gelmiş.
Hangi parayla?
Belli değil.
Kocası New York’ta şoför.
İki çocukları var.
Sierra “Türkiye’ye gidip fotoğraf çekeceğini” söylemiş.
Koca da “peki” demiş.
Sierra fotoğraf tutkunuymuş.
Fakat...
Daha önce açılmış bir sergisi bile yok.
New York’tan Türkiye’ye fotoğraf çekmek için gelmiş ama, fotoğraf makinesi de yok.
“Ipad” kullanıyormuş.
Bu nasıl fotoğrafçılıksa!..
Cinsel birleşim olmuş mu?
Gözlemle alınan sonuca göre “hayır.”
Gene de kesin değil.
Çocuk doğuran kadınlarda bunu -hemen- anlamak zormuş.
İncelemeler yapılıyor.
Taylan diye bir erkekle sanal ortamda yazışıyor, görüşüyormuş.
Aralarında bir ilişki olup olmadığı araştırılıyor.
Böyle bir olayda Amerika’dan FBI ajanları -genellikle- gönderilmez.
Ancak...
Yaygın deyimiyle “federaller” geldi.
Kökeni nedir?
Bedeni Ermeni Kilisesi’nde.
“Ermeni” mi, bilinmiyor ama mümkün.
Anlamı ne olabilir?
Surlar içinde bulunduğunda takıları üzerindeymiş, Ipad’i alınmış.
Bütün bunlar tam bir kafa karışıklığı...
“Kadın başına ne arıyormuş İstanbul’da” diye konuşanlar, yazanlar var.
Eğer Türkiye’ye tek başına bir kadın gelemeyecekse, önce bunu soranlar utanmalı.