Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Şu "zırva"ya ne dersiniz?
"Olimpico Stadı'nda Galatasaray, 'işte Türkler' dedirtti. Kürtlerin durumu daha iyi anlaşıldı. Diliyoruz ki, Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde artık bir Kürt takımını görürüz."
Anadolu Ajansı Roma muhabiri Şenhan Bolelli, Roma'da bir yemekte gazeteci topluluğuna "salaklık" diyerek bunu anlattı. Söylemin sahibi İtalyan Yeşiller Partisi'nden bir milletvekiliymiş.
Çarşamba gecesi Olimpico Stadı'nda yaşanan "rezalet"in İtalya'da hangi saçmalıklarla maskelendiğini gösteren simgedir.
Yani futbol sadece futbol değil. Siyasetin ham maddesi olarakta kullanılıyor.
Daha ne maskaraca yorumlar yapılmıyor ki!

Ancak bu bir genel tavır sanılmasın.
Spor basınının paparazzi türlerinde bazı popülist TV kanallarında bazı - kötü - politikacılar arasında Galatasaray infaz edildi.
Ama... Bizdeki büyük basın ve TV kuruluşlarının İtalya'daki karşılıkları daha tarafsız olmak eğilimindeler.
Sahadaki futbolu ve karşılaşma sonrasının olaylarını daha dengeli yansıttılar.
Aklı başında politikacılar da öyle.
Sokaktaki İtalyan da bu farklı iki tutumu yansıtıyor.
Söyleşilerinde İtalyanlara özgü el kol hareketleriyle, GS'nin ipini - kendilerince - çekmeye kalkışanların yanı sıra... Roma'yı ve İtalyan polisini eleştirenler de var. Sayıları az değil.
O nedenle Roma'daki olay bütün çirkinliklerine karşın bir İtalya - Türkiye boyutuna taşırılmasın.
Maç gecesi kompleksli bir polis şefinin densizliği ve fanatik Roma taraftarı polislerin yanlışlarıyla her şey çığrından çıkmıştır.
Türkiye Büyükelçisi Utkan'la dalga geçmeye kalkışmaları.
"Başbakanımızın konuyla ilgili" uyarısı üzerine "Başbakanınıza selam söyleyin" küstahlığı, o polislerin seviyesizliğidir. Türkiye İtalya'dan onların cezalandırılmasını istemelidir. Galatasaray da tazminat ve ceza davaları açacak.
Ama...
İtalya'yı hedef almak abartıdır.
Hadiseleri tetikleyen Batistuta, Lima'nın ve Roma teknik direktörünün zaten başları dertte.
UEFA temsilcisi ve hakem raporu sanıyoruz onları epey üzecek.
Roma'nın ceza alması sürpriz olmasın. Fakat...
Galatasaray'dan da 1 ya da 2 oyuncuya denge politikası gereği piyango çıkması beklenmeli.

Şimdi Galatasaray'ın ileriye bakmak ve salıya hazırlanmak zamanıdır. Barcelona'yı "kesin" yenmesi gerekir.
Beraberlikler dizisi noktalanmalıdır.
Şeytanın bacağı kırılmalıdır.
Çeyrek final için başka şansı yok.
Galatasaray'ın Avrupa'daki "Artık bunlar da çok oluyor" zihniyetine vereceği tek cevaptır.
"Olur mu" denilmesin.
Barcelona'nın bir tek futbolcusunun fiyatı bile Galatasaray'ın bütün futbolcularının toplam fiyatından yüksek.
Doğru...
Fakat... Aynı saptama Roma için de geçerliydi.
Yedek kulübesinde 70 dakika oturtulan Batistuta tek başına, tüm Galatasaray futbolcularından daha yüksek bedelle Roma forması giymekte.
O halde Barcelona maçının sonucunu yıldızların banka hesaplarına geçen bol sıfırlı dolarlar değil, başka şeyler belirleyecek.
İşte o "başka şeyler" Galatasaray'ı oluşturur.
Avrupa Şampiyonlar Ligi'nin zorlu maçları Galatasaray'ın sevdiği havadır.
Mucize yaratır.
Çeyrek final yazgısını belirleyecek bu turun sonuncu 90 dakikası da - çok büyük şansızlık olmazsa - Galatasaray'ı çeyrek tura çıkarır.

Olağan koşullarda GS - Trabzon maçının ertelenmesi yanlış olurdu.
Avrupa liginde ciddi iddiası olan kulüp, ona göre "büyük ve seçenekli" takım kurar.
Ama bu kez sorun "sakatlık, eksiklik, çok maç" değil...
Psikolojik travmadır.
Roma'da yaşananlardan sonra GS'nin durumu, hukukun ve insafın "olağanüstü hal" koşulu, centilmenliğin tanımı ve ulusal bütünlük anlayışı içindedir.
O nedenle doğru olan yapılmıştır.
Sağduyu kanıtlarını yıllardır veren FB Başkanı Aziz Yıldırım ve BJK Başkanı Serdar Bilgili konuya bu açıdan da bakmalılar.