Sinem Kobal, Sedef Avcı, Cemal Hünal ve tangolarıyla Mehtap Meral’le PORTAXE’de keyifli söyleşi...
14 Şubat’ta vizyona giren Romantik Komedi 2 Bekarlığa Veda’nın oyuncuları Sinem Kobal, Sedef Avcı ve Cemal Hünal’la “sevgililer haftasını” kutluyoruz.
Ve aşkın-tutkunun müziği-dansı tango.
Tangonun “ikinci yenisi” Mehtap Meral...
Sevgililer gününün simgesi kırmızı güller ellerimizde...
Mehtap Meral’in tangolarına bırakıyoruz kendimizi...
Mehtap Meral, müzik eğitimine Ruhi Su Vakfı ve Ruhi Su Dostlar Korosu’nda başlamış. Marmara Üniversitesi müzik bölümünde devam etmiş. Keman eğitimi, şan dersleri...
Mehtap’ın tango albümünün adı: AŞK...
Albümde bilinen tango eserlerinin yanı sıra, söz ve müzikleri kendine ait tango parçaları da var...
Kendi için güzel bir niş yarattı.
Mehtap, şiir tutkunu...“Kedi Mevsimi” adlı şiir kitabı onun imzasını taşıyor.
Arda’nın bekarlığa veda partisi
Sinem Kobal, Romantik Komedi’de sevgilisi Cem’le (Engin Altan Düzyatan) evlenmeye can atan Didem karakterini canlandırıyor.
Filmdeki bir sahneden esinlenerek; “Arda’nın bekarlığa veda gecesine nasıl sızmayı düşünüyorsun” diye soruyorum...
Sedef, “yardımcı olabilirim sana” derken Cemal “ben ispiyonlayacağım” diyor.
Sinem şöyle yanıtlıyor:
“Bekarlığa veda deyince her çiftin evlilik öncesi bekarlığa veda sohbeti oluyordur. Buna karşı çıkanlar ya da olabilir diyenler. Ama şu bir gerçek ki, herkes merak eder. N’apıyorlar, nasıl geçiyor, ne oluyor, ne konuşuluyor diye... Filmde de buna ait çok keyifli bir sahnemiz var. Sürprizlerle dolu.”
Filmdeki sürpriz dans sahnesiyle ilgili Cemal’den bir not:
“Gürgen, ben, Altan, Gökçe oturduğumuz sandalyeden düştük gülmekten...”
Sinem, Sedef ve Burcu’nun dansları müthiş.
Sinem ve Sedef 4 yaşında aynı hocadan bale dersleri almışlar...
Sinem “çocukken bile sabahları babamı dans ederek uğurlarmışım” diyor.
Masumiyet tablosu
Güzelliğin Tarihi kitabında Umberto Eco’nun söylediği bir güzellik tanımı vardır. “Denizin yüzeyinde, rüzgar eser, dalgalar kabarır, suyun rengi değişir. Ama dipte tek kum tanesi oynamaz. Sakin huzurlu bir güzellik vardır. Venüs heykelleri de öyle.”
Sedef’in huzurlu güzelliği bana bu söylemi hatırlatıyor.
Sedef’e hangi rolü canlandırmak istiyorsun diye soruyorum.
Cevaplıyor:
“Oturan bir kalıp var. Hep masum, ailenin iyi kızı gibi... Onun dışında da ters köşe rolleri oynamak istiyorum, örneğin cadıyı...”
Sedef şimdi tiyatroda ters köşe bir rolde... Levent Ülgen’le birlikte Yatak Odası Diyalogları adlı komedide...
Cemal Hünal: Başka kimse beni almazdı
At üstündeki, oklu, bıçaklı Issız Adam Cemal Hünal nasıl oldu da evlendi...
Cemal’den açıklama:
“Açıkça söyleyeyim. Başka kimse beni almazdı. Benim Lale’yle beraberliğim zaten ıssız adamdan çok öncesine dayanıyor. Çok eskiye dayanan bir arkadaşlığımız, bir beraber olma sürecimiz vardı. Başka bir seçenek de benim aklımda yoktu zaten.”
Cemal de eşi Lale Cangal’la “Öfke” adlı oyunla aynı tiyatro sahnesini paylaşıyor.
SON MARTI
1970’li yıllarda Marmaris’te sadece iki otel vardı.
Bunlardan biri “Martı”ydı.
12 odalı bir butik oteldi.
Yöreye özgün mimarisi, kulesi, değirmeni andıran girişiyle “farklıydı.”
Karşıdaki adayla Turunç burnu arasındaki boğaza bakan yeşille çevrelenmiş Martı’da unutulmaz zamanlarımız oldu.
Kış aylarında saunaya girer, denize dalardık.
Sahibi Halit Narin ve ailesi dostumuzdu.
Sanki otelde değil onların evlerinde konukmuş gibi hissederdik kendimizi.
Çocuklar zamanla otelin yönetimini aldılar.
Özellikle Oya...
Martı eklerle büyüdü.
Sonra Martı’lar çoğaldı.
Antalya Kemer/Tekirova’da, Hisar önünde yeni Martı’lar hizmete girdi.
Emre Amerika’da okuduktan ve bankalarda finans donanımını kazandıktan sonra o da otellerin yönetiminde.
Mine otistik çocuklara yardım kuruluşunun başında.
Martı’ların sonuncusu bu kez İstanbul/Taksim’e kondu.
Diğerlerinden farklı olarak Martı İstanbul Hotel, “resort” değil tam bir “şehir oteli.”
5 yıldızlı...
31’i suit, 270 odalı...
Spa ve gym’i 11’inci kattan İstanbul’u kucaklıyor.
Mutfağı, yönettiği restoranlara iki kez “Michelin yıldızı” kazandırmış olan Fransız şef Frederic Medique de.
Uluslararası mutfağın yanı sıra Türk yemeklerinin yorumlandığı restoranlar, ev yapımı çikolataların ve pastaların sunulduğu Gourmet Stop...
Otelin iç dekorasyonundaki imza İstanbul kültürünü en iyi stilize eden tasarımcılardan Zeynep Fadıllıoğlu.
Açılış gecesi tüm eski dostlar bir aradaydık.
Keşke o menhus hastalık nedeniyle çok genç yaşta görünmezler arasına çekilen İnci Narin de aramızda olabilseydi.
Bir yerlerden kardeşlerini, Özden ve Halit Narin’i, biz dostlarını görüyor idiyse eminim mutluluğu paylaşmıştır.
İstanbul’un daha böyle çok sayıda seçkin otele ihtiyacı var.