Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


BARCELONA- Mutfak şefi değilim. Yemek nasıl pişirilir bilmem. Ama yemeğin iyisini anlarım. Galatasaray - Barcelona maçı için de aynı şeyi söyleyebilirim.
Yani... GS’nin oyununu irdeleyecek değilim. Ama... GS’nin "tatsızlığını" daha doğrusu "yavanlığını" söyleyebilirim.
GS’yi bu yıl tanıyamıyorum. Skor, estetik bir yana, Galatasaraylılık ruhunu bulamıyorum.

Şanghay’da bir restorandaki garson "şükür" dediğimizde, "Ooooo Hakan Şükür" diye küçük bir çığlık atmış ve "Siz Türksünüz" tahminini dile getirmişti.
Meslektaşım Ruhi Sanyer de, Burma’da bir Budist rahibin "Galatasaray’ın o gün oynadığı maçın sonucunu" kendisine söylediğini anlattı.
Dünya klasında birinciliğe çıkmış bir takımın bu hale gelmesi sadece Galatasaray’ın değil, Türkiye tanıtımının da dramı.
Fatih’in Galatasaray’ının, Fenerbahçe ve Barcelona küllerinden tıpkı efsanevi Phoneix kuşu gibi yeniden doğacağına inanıyorum.
Ama... Galatasaray’ın Barcelona karşısındaki yavanlığını sadece ben değil, maçı beraber izlediğimiz gruptan da birkaç izlenimle yansıtıyorum.

GUİSEPPE FARİNA: Aria Genel Müdürü
"Galatasaray dahil olmak üzere Türkiye’deki dört büyük futbol takımının sponsoru olan bir şirket adına, tüm taraftarları, kendilerine daha önce yaşattıkları güzellikleri, başarıları, heyecanları düşünerek, zor anlarda da takımlarının yanında olmaya davet ediyorum."
.....
HAKAN AYGÜN: HaberTürk Yayın Kurulu Başkanı (Fenerbahçeli)
"Bir Fenerbahçeli olarak artık Galatasaray’ı seyretmeyi de bırakıyorum. Türkiye’de seyredeceğim takım kalmadı..."
......
METİN MÜNİR: Gazeteci - Yazar (Tarafsız)
"22 senedir maça gitmemiştim. Galatasaray’ı bu gece gördükten sonra 22 sene daha maça gitmemeye karar verdim."
.....

Farina tarafsız... Hakan ve Metin ise zaten maçlara gitmeyeceklerini söylediler.
Fakat aşağıda görüşlerini sunacaklarım, kendi takımlarının tutkunları. Meslekleri gereği bütün takımlarla profesyonel çalışma yapabilirler ya da tuttukları takım nedeniyle objektif olmaları gereken gazetecilik kimliklerine, yönettiklere yayınlara - haksız da olsa - toplumda kuşkular oluşabilir. O nedenle isimlerini geçiyorum.
.....
Dergiler Grubu Direktörü (Galatasaraylı): "GS’nin lidere ihtiyacı var, bir rüzgâr lazım. Bu arada iç meselelerini halletmeli, para sorunlarını çözmeli ve tekrar iddialı olmalılar."
.....
Yabancı Ortaklı GSM Şirketi - Medya İlişkileri Sorumlusu (Galatasaraylı): "GS’nin serüveni Türkiye’de kurumsal kültürün eksikliğinin bir göstergesi... Büyük bir takım, şirket ya da kurum olmak, başarının ve kurumsal kültürün devamlılığını gerektirir."
.....
Halkla İlişkiler Şirketi - Genel Koordinatör (Galatasaraylı): "3 - 1’lik mağlubiyet değildi en çok üzen... Gurur duyduğumuz Galatasaraylılık ruhundan eser olmamasıydı..."
.....
Haber TV Kanalı - Genel Yönetmeni (Fenerbahçeli): "Futbolcuların ve Terim’in Galatasaray’ı bugüne getirirken verdiklerini şimdi biz de Türkiye, olarak onlara verelim."
.....
Gazeteci / Ekonomi Editörü (Beşiktaşlı): "Tüm suç futbolcularda değil. Garip bir büyüklük kompleksi içinde son 2 yılda sürekli irtifa kaybeden Terim’i de masaya yatırmak şart."
.....
Halkla İlişkiler Şirketi / Başkan Yardımcısı (Galatasaraylı): "Evet, bitti!
Hiç yakışmadı. Haydi baştan başlayalım. Sayın Başkan, Sayın Terim... Önce gülmeyi, sevgiyi öğrenelim.
İsteyin Yeter!"
.....
Haber TV Kanalı - Haber Müdürü (Beşiktaşlı): "GS, güçlü bir motora giydirilmiş uygun bir süpersonik ve ayrıcalıklı aerodinamikle oluşturulmuş taşıt gibiydi. Son bir yılda süpersonik giysisinden arındırıldı, aerodinamiği bozuldu. Hâlâ eskisi gibi uçması, ivmelenmesi bekleniyor. Sorun bu!"
.....
Ve ben: "Yemeklerinin tadı bozuldu" diye bir lokantaya artık gidilmez. Ama... Galatasaraylı her koşulda takımının maçına gitmelidir. Destek vermelidir.