Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

LEONARDO di Caprio’nun son filmi, siyaset için düşüncelere yöneltti.
Filmi göreceklerin tadını kaçırmadan anlatayım.
Rüya içinde rüya görür müsünüz?
Ben görürüm.
Hele bunlardan birini yılda 2-3 kez...
Rüya içindeki rüyamda “lise diplomamın olmadığı ve lise bitirme sınavlarına yeniden girmem gerektiği” söylenir.
Ben derdimi anlatmak için çırpınır dururum.
Ter içinde kalırım.
“Nasıl olur? Ben hukuk fakültesi mezunuyum. Liseyi bitirmiş olmasam hukuk fakültesinde okuyabilir miyim hiç” diye karşı çıkarım.
Derdimi anlatamam.
“Lise diploman olmadığı için zaten, hukuk diploman da geçersizdir” derler.
Ben ısrar ederim.
‘’Lise diplomam olmasa, hukuku bitiremezdim, hukuk diplomam da olmazdı...’’
Onlar ise bastırırlar:
“Hukuk diploman var diye sana havadan lise diploması mı vereceğiz.”
Bir süre böyle kan ter içinde boğuşurum.
Sonunda rüyamda “oğlum Güneri, zaten bu bir rüya, bırak bunları uyumana bak” deyip perdeyi kapatırım.
Yani rüya içinde gördüğüm rüyanın gerçekle ilgisi olmadığını rüya görürken saptarım.
Üstat Çetin Altan anlatmıştı.
O da zaman zaman rüyasında “bütün diplomalarının elinden alındığını ve okula yeniden başlaması gerektiğini” görürmüş.
Rüyalarımızdaki benzerlik dikkat çekici.
Hem çalışıp hem okuyanlar için hayat çok zordur.
1 ay yıllık izinde çalışıp bütün sınavları vermek zorundaydık.
Bu da “travma” oluşturmuştur.
Çetin Altan’la rüyalarımız arasında benzerlik var ama önemli bir farkı da belirtmeliyim.
O “diploma kâbusunu” sadece rüyasında yaşıyor.
Buna “birinci derecede rüya derinliği” deniyor.
Ben ise “diploma kâbusunu” rüya içindeki rüyamda yaşıyorum.
Buna ise “rüyada ikinci derece derinliğe inmek” deniyor.
Bu dereceleri Leonardo di Caprio’nun son filmi “İnception”da (Başlangıç) izledim.

Haberin Devamı
Rüyanıza hâkim olun


Bilinçaltına fikir ekmek
Filmin konusu bir işadamının beynine “fikir tohumu” ekmek.
Bunu yapabilmek için üçüncü derecede rüya derinliğine inmek gerekiyor.
Beyine fikir ekecek olan uzman da aynı rüyayı birlikte yaşıyor.
Rüyada macera birlikte sürüyor.
Bir saniyelik rüyaya sığan macera gerçek hayatta o sahneler yaşansa saatler alıyor.
Yani rüyalarımız bir dakika bile sürmese gerçek yaşamın iki saatlik filmine ancak sığar.
Daha bir sürü ayrıntıyla kafaları karıştırmayayım.
Ancak “bu birinin beynine fikir ekmek” teknolojisi altı çizilerek okunmalı.
Üçüncü derece rüyada fikrin tohumu atılıyor, gerçek hayata dönüşte o tohum adeta yeşererek, büyüyerek beyine egemen oluyor.
Siyasetçilere keşke bu yöntemle “ideal demokrasinin” fikir tohumu atılsa...
Şeffaf, adil, insan haklarına saygılı, dürüst, vicdanlı, namuslu, yalan dolansız, takiyesiz bir ideal demokrasi lideri.
Kimseyi kastetmiyorum.
İmada bulunmuyorum.
Hatta “böylesi hiç yok” gibi bir iddiada bulunuyor da değilim.
Ama doğrusu gönlümden geçen bu...

Üçüncü dereceye inersem
Şimdi bir kaygım daha oluştu.
“Diploma kâbusundan” daha da büyük bir karabasan korkusu bu.
Ya üçüncü derece derinliğe inersem!..
Rüyamın içindeki rüyanın da içindeki rüyada, birilerinin gördüğü rüyaya bağlanırsam ve onun kafasındaki fikir tohumları benim beynime ekilirse!..
Bu düşünce beni hem korkutuyor, hem de bazı gizemleri çözmeme ışık tutuyor.
Kimilerindeki akıl almaz değişim ve dönüşümlerin nedeni belki de beyinlerine atılmış tohumlar olabilir.
Üçüncü dereceden uyanmamış ve gerçeği göremiyor olmaları da mümkün.
Bir şey daha...
Bazı seçim sandığı sonuçları için de “üçüncü derecede rüya” hali denebilir mi?
Uyumak ve uyutulmak halleri...