İkisinin de baş harfleri “ş” ile başlayan “şans” ve “şike” Siyam ikizleri gibidir. Avrupa’daki “şike ahtapotu”nun kolları Türkiye’ye de uzanıyor.
Kumar bu çağın salgınlarından biri...
SUSMA HAKKI
Başbakan “Domuz gribi aşısı yaptırmadım, yaptırmayacağım. Ailemden de kimse yaptırmayacak” diye açıklama yapınca akıllar karıştı.
Erdoğan’a güven duyarak oylarını veren milyonlarca seçmen ve ailesi de onun “olumsuz” bakışını paylaşmış olmalılar.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu da Başbakan Erdoğan’ın doğrultusunda konuştu.
İlk ve orta dereceli okullarda artık yöneticilerin koyacakları “çekince”ler tahmin edilebilir.
Küresel “aşı olun” kampanyası “aşıya karşı” Meksika dalgasına dönüştü.
Bazı sorular var:
“Madem güvenmiyorsunuz, kendinize ve ailenize yaptırmıyorsunuz, peki bu milletin ödediği vergilerle bu kadar aşıyı neden ithal ettiniz?”
Bu sorunun cevabı şöyle olabilir.
“Türkiye insanının yararlanması için hizmet sorumluluğu gereği bu ithalatı yaptık.
Genelde durum budur. Ancak özel de yani kendimiz ve ailemiz için karar bize aittir.”
Böyle bir mantığa aklı başında kimse karşı çıkmaz.
Sağlık konusunda bireysel tercih hakkına saygı gösterilmelidir.
Başbakan Erdoğan’ın ya da Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun -kullanıyorlarsa- başka ilaçlarını sormaya/sorgulamaya kimsenin hakkı var mı?
Kırmızı çizgi
Ama...
Bu son olayın özelliği var.
Küresel bir salgın tehdidiyle karşı karşıyayız.
“Aşı yaptırılması” uluslararası sağlık örgütlerinin tüm dünyaya çağrısı...
Böyle bir durumda bile Başbakan’ın kendisi ve ailesi için aşı yaptırmamak tercih hakkı vardır.
Elbette aşı kampanyasını bizzat örnek olarak kamuoyu önünde başlatması, toplumu yönlendirmek bakımından yararlı olurdu ama tekrarlayalım, bunu yapmaması da kınanamaz.
Peki ne yapmalıydı?
Tercihini açıklamaz şöyle diyebilirdi:
“Kimseyi etkilemek istemiyorum. O nedenle aşı olmak veya olmamak tercihimi paylaşmıyorum. Tıp adamlarının ve Sağlık Bakanımızın açıklamalarını, dünya sağlık örgütlerinin çağrılarını biliyorsunuz. Doktorlarınıza da danışın, son karar sizin.”
Böylece kendi vicdanına olduğu kadar kamuoyu vicdanına da sorumluluğunun gereğini yerine getirmiş olurdu.
Şimdi... Başbakan’ı örnek alarak aşı olmayanlar ve ailelerine de aşı yaptırmayanlar “risk” altındadırlar.
Hele hükümetten bazıları önümüzdeki süreçte Amerika’ya giderek oranın içeriği Türkiye’ye ithal edilenden farklı grip aşısını yaptırırlarsa işte bunun izahı hiç olamaz.