Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


11 Eylül'den sonra Afganistan'a harekatın ortam oluşturma süreci... ABD'den dost ülke liderlerine olayın arkasında Bin Ladin'in olduğu yolunda bulgular aktarılırken, Saddam gölgesine de dikkat çekiliyor. "Daha 11 Eylül'den önce El Kaide örgütüne kimyasal ve biyolojik silah için Irak'ın teknik katkıda bulunduğunu biliyorduk" deniyor.
Bu ve benzeri bulgular, ABD'nin Irak'ı vurmakta kararlı görünüşünü izah etmekte.
Ama "Irak'ı vurmanın" tek çözüm olmadığını da gösteriyor.
Irak bir devlet. Haritası, ulusu, stratejik noktaları, iletişim ağı, silahlı güçleri, roketleri belli.
İleri savaş teknolojisi ile çökertilir.
Ama ya "asimetrik savaş" deyimiyle tanımlanan terör örgütleri?..
Basit bond çantaları içinde taktik nükleer ya da biyolojik, kimyasal silahlar Saddam'ın son tehdidindeki söylemle "ABD'ye 11 Eylül'ü bile aratacak büyüklükte acılar verebilir."
Belki o çantalar çoktan ABD'ye girmiştir bile...
Hayattalarsa, Bin Ladin'in, Molla Ömer'in... ABD tarafından topraklarına saldırılırsa Saddam'ın "asimetrik savaşın" masum insanlara karşı "toplu imha silahlarına başvurmayacağını" kim garanti edebilir?
ABD yönetimi, bu karabasanı yaşamakta.

Buna benzer bir soru Körfez Savaşı sırasında da gündemdeydi.
Cevabını yıllar sonra, Londra'da siyasi sığınmacı olarak korumu altında yaşayan Saddam'ın İstihbarat Başkanı General Samarai'den dinlemiştim.
"Karşılığında ABD nükleer silah kullanır diye korktu" dedi. Saddam'ın başı üzerinde gene aynı Damokles kılıcı asılı.
11 Eylül'de üç uçakla intihar eylemi, haritadan Taliban Afganistan'ını sildi.
"Bond çantalı terörle yeni insanlık suçları" başka devletlerin aynı kaderi yaşamalarına neden olabilir.
Saddam bunu iyi biliyor.

ABD'nin İsrail'de. Irak'a olası bir harekat için tatbikat yapmış olması... Ecevit'in Saddam'a son uyarı mektubu, Bağdat'a işin ciddiye alınması gereğini hissettirmiş olmalı.
BM'nin, "Irak yönetimi ön koşulsuz görüşmeye hazır olduğunu bildirdi" yolundaki açıklama bu izlenimi veriyor.
Ama...
"Görüşmeye hazır olmak" başka, kapı dışarı ettiği BM gözlemcilerini, kitle imha silahları üretim ve stok incelemeleri için "ön koşulsuz kabule hazır olmak" başka...
Irak'a müdahalenin dönmeye başlamış dev savaş çarklarını ancak bu ikincisi durdurabilir.
O da sadece incelemeye olanak vermekle kalmayıp, kimyasal ve biyolojik silah üretiminin kesin durdurulması ve gizli stokların yok edilmesi, nükleer silah çalışmalarının dondurulması... bunların net güvencelere bağlanması koşuluyla.
Keşke Saddam bu sağduyuyu gösterebilse.
Kendisini yok edecek, insanlarının ölümlerine neden olacak, bölgeye çok sancılar verecek bir savaşın intihar eylemciliğine soyunmasa.

Saddam'ın önünde, akıl yolunu seçmesi için "strajistlere" göre en az iki, en çok altı ay var.
Saddam'ı devirecek bir harekatın kuvvet yığınağı için öngörülen süre bu. Terörü öyle bir küresel lanet haline getiriyor ki... Arap ülkeleri, hatta İran bile, bulaşmak istemiyor. Örneğin İran'ın desteklediği Hamas ve İslami Cihat örgütleri de AB'nin son terör listesinde yer aldı. 250 Talibanın İran'a geçtiği yolunda haberler medyaya yansıdı. Bunlar İran'ı psikolojik olarak ateş hattından geri tutuyor.
Peki Irak'ın Scud'ları İstanbul'a kadar uzanan menzilleriyle kimyasal tehlike yaratabilir mi?
Strajistler kuşkulu.
Scud'ların hedef ayarları çok kötü.
Ayrıca zehirli gazın etki yapması, hava ısısı nedeniyle yükselmemek ve rüzgar gibi parametrelere bağlı.
Zaten bunlara kalkışırsa karşılığı yukarıda belirttiğim gibi çok ağır olur.
Keşke Saddam çanak tutmasa.