İki yıl süreyle bir başka üniversitede de "iletişim" derslerine girdim. Ücret almadım. Öğrencilere burs verdiler."Acaba kime burs veriyorlar" diye hiç merak etmedim."Hak edeni seçtiklerine" kuşkum olmadı. Ayrıca burs alanın kimliğini bilmek istemem. O gencin de "bursunu vereni bilerek içinde bir borç duygusu oluşmamalı" diye düşündüm.Ancak... Kurallar bir anda değişti.Yasa çıkarılarak "bursları dağıtma yetkisi" sadece Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne ve belediyelere verildi. İki yıldır bir üniversitede "iletişim" dersine giriyorum. Haftada üç saat olan ders ücretini almıyorum. Bununla yönetim, uygun gördüğü öğrencilere burs veriyor. Şimdi ne olacak?Kendimden bahsetmek isteseydim bunu öğretim görevlisi olmak keyfine vardığım son 5 yıl içinde çoktan yapardım.Benim ücretim; burs olarak bırakışım simgeseldir.Böyle bir genel eğilim için örnek olarak yansıttım."Şimdi ne olacak" sorusuna açık ve net cevabım şudur:"Bu mütevazı kaynağımı, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne kesinlikle bırakmayacağım. Bir tarikatın ya da antilaik zihniyetin fidanlıklarını sulamak istemem. Kuşkularım, ciddi kaygılarım var."Sadece ben mi?Bu kuşku ve kaygıları taşıyanlar, üniversitelere benim gibi mütevazı katkılarda bulunanlardan 100 milyarlar bağışlayanlara kadar hepimiz, ne yapacağımızı - henüz - bilmiyoruz. Oksijeni kesmek Ama... Bilinen şu ki... "Üniversitelere parayı biz veriyoruz. Biz yönetiriz" zihniyetinin değirmenlerine su taşımayız.Üniversitelerin öğrencilerine burs verebilmesi, özgürlük çiçeklerinin açmasını sağlar.Bir açık pencere bulunamazsa yeni yasa karanlıklar sürecini başlatabilir.Bu yasa başarılı olmuş insanlarımızı, mezun oldukları üniversiteye katkıda bulunmak heyecanı ve zevkinden yoksun bırakabilir. Eğitime katkı rüzgârlarına hız kestirebilir.Basmayın çimenlereyazık olur emeklere Basmayın çimenlere Öte yandan yeni yasayla, üniversitelerden esirgenen burs dağıtma yetkisinin Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünün yanı sıra belediyelere de verilmesi çelişki değil mi?Belediyeler, üniversitelerden daha uzman bursiyer seçici nasıl olur?Belediyelerin büyük çoğunluğunun pazar günü yapılacak seçimlerle beraber AKPye geçecek olması gerçeğiyle, bu sorular daha da duyarlılık kazanıyor.Bir yandan Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü, öte yandan kaynakları gani belediyelerin burslarıyla, üniversitelerde AKP fideleri mi?"Diğer burs kaynakları varsın kesilsin(!). Bizden olanlar burs alır" dönemi mi?Bütün bu kuşkulara, kaygılara karşın elbette Türk Eğitim Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme gibi laik - Atatürkçü burs kurumları var...Sıra onlara da gelir mi?Birkaç gün önce söyleştiğim bir rektörün şu sözünün - galiba - tam yeri:"Salam politikası, dilim dilim keserek yemektir."Üniversitelerden burs yetkisinin alınması bir iri dilimin kesilip yutulması mı?Paranoya değil.Üniversitelerden burs verme yetkisinin alınacağı akla gelir miydi?Seçim hayhuyunda, tozu dumanında ortam sirk çadırı gibi.Salamdan dilimler kesiliyor.Soru sorulduğunda aynı cevap:"Bırak bunları, ipteki cambaza bak..." g.civaoglu@milliyet.com.tr Neden belediyeler?