Güneri CIVAOĞLU
Kuzey Irak'ın
Şaklawa kentinde yapılan
Kürt grupları arası toplantı öncesinde
Talabani, Barzani'ye şöyle yazmış:
"Aramızdaki tartışmalar, Kürdistan'da federal ve demokratik bir yapının oluşması doğrultusundaki tarihi fırsatı, olumsuz yönde etkilemiştir.
Oysa, bu tarihi oluşum dünyanın diğer büyük devletleri tarafından desteklenmekteydi."
Talabani'nin bu satırlarının yer aldığı mektup,
26 Ocak 1998 tarihini taşıyor.
Yani...
Çok yeni...
Zaten,
Şaklawa toplantısı
Barzani'nin ve
Talabani'nin birbirlerine yazdıkları mektuplar sonucu düzenlenmiştir.
Mektuplar elimde...
Yukarıda yansıttığım satırlar, iki önemli mesajı veriyor.
"1 - Kuzey Irak'ta bir federe devlet kurulmak isteniyor.
Amaç budur.
Bağdat'la bir Federal Cumhuriyet yapısında ilişki kuracaktır.
2 - Bu federal devlet formülü büyük devletler tarafından desteklenmekteydi.
Büyük devletleri tahmin etmek zor değil; ABD, İngiltere, Almanya vs..."
Oysa,
Irak Anayasası ve
Kürt gruplarıyla
Bağdat arasında yapılan
1974 tarihli anlaşma, Kuzey Irak'a
otonomi (muhtariyet) öngörmüştür.
Gerçi...
Bu anlaşma ve
Anayasa, yörede bir
yerel parlamentoyu, yerel yönetimi, yerel dille eğitimi de kabul etmekteydi... Bu statü şimdi de uygulansa,
Türkiye Irak'ın kendi içişine karışamaz.
Çünkü...
Ortada - Türkiye'nin daha önce karşı çıkmadığı -
uygulanmış bulunan bir anlaşma ve
Anayasa var.
Ama...
Federe bir devlet yapısı, hele, büyük devletlerin desteklediği bir formül olarak ortaya çıkacaksa, bölgenin
büyük ağabey devleti olarak
Türkiye'nin elbette söz hakkı vardır.
Türkiye'ye rağmen böyle bir oluşum, hayli zordur.
Kaldı ki...
Talabani'nin mektubunda sözü edilen
"büyük devletlerin desteği" daha etkin bir boyuta taşınmak isteniyor.
Gene...
Talabani'nin öne sürdüğü bir formül
"Kuzey Irak'ta kurulacak federe devletin, büyük devletlerin güvencesi altında bulunmasıdır."
Saddam'ın, daha önce
otonom yönetime son vermesi, rafa kaldırması gibi bir duruma karşı,
"büyük devletlerin müdahalede bulunması garantisini" öngörüyor.
Bir kez böyle bu garanti alınırsa, sonu
"sonraki aşamalarda oluşabilecek bağımsız bir Kürt devletinin de büyük devletler tarafından koruma altına alınmasına" uzanabilir.
Kuzey Irak sorunu, bölgeyle ilgisi olmayan uluslararası bir görüntü alır.
Bu ise, ileride başka
Kürt oluşumların, örneğin;
PKK girişimlerinin de uluslararası platforma taşınmasına, eşik oluşturabilir.
Türkiye, bu doğrultudan rahatsızdır.
Şaklawa toplantısının ilk sonuçları şunlar:
- Barzani ile Talabani grupları arasında ateşkes.
- Birbirleri aleyhinde propaganda yapılmaması.
- Karşılıklı savaş esirlerinin serbest bırakılması.
- Karşılıklı tarafları destekleyenlerin evlerinden tarlalarından edilmemeleri
- Sağlık, eğitim, enerji alanlarında işbirliği.
- Birleşmiş Milletler'in yiyecek ve ilaç için sınırlı oranda petrol satışı kararlarının uygulanmasında işbirliği.
Bunlar, önemli yaklaşımlardır.
Kuzey Irak'ta bir
Kürt yönetiminin oluşmasının alt yapısı hazırlıklarıdır.
"Nasıl olsa Barzani ile Talabani anlaşamazlar" varsayımına dayalı tahminler, yeniden gözden geçirilmelidir.
Burada
- dışa yansımamış - iki önemli noktaya dikkat çekmek isterim.
Dışarıya pek yansımayan birinci özellik;
"Barzani temsilcisinin, Talabani temsilcisinden PKK ile ilişkilerini soğutmaları yolundaki istektir."
Barzani, Türkiye'ye rağmen, üstelik
PKK'yı okşamayı sürdürerek Kuzey Irak'ta bir yere varılamayacağını biliyor.
İkinci özellik...
Barzani ile
Talabani arasında çatışmanın asıl nedenini oluşturan
"Habur sınır kapısı gelirlerinin paylaşılması sorununda hiçbir çözüme varılmış olmayışıdır."
Yörenin en büyük geliri
Habur sınır kapısından sağlanıyor.
Barzani, bu gelirin tamamına el koymuş durumda.
Çünkü...
Oraya egemen.
Talabani ise, gelirin yarı yarıya paylaşılmasını istemekte.
Bu sorunun çözümü çok önemli.
Daha gerçekleşme olasılığı bile kesin olmayan bir
hava harekatı sonrasına dönük
"Devlet Oluşum Projeleri" uğruna,
Barzani'nin şimdiden en büyük gelir kaynağından vazgeçmesi uzak ihtimaldir.
Ama...
Zaten, yörede bütün çok yönlü girişimler, ufuktaki çeşitli olasılıklara göre
ön yatırım yapmaya ve
bugünlerden gard almak kaygılarına dayalı.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr