Altın Portakal Film Festivali, VIP konukları taşımak üzere 25 Mercedes araçlık bir filoyu temsilen anlaşma imzalamış. Bu araçların 10'u kendisine ait.Şaziye liseyi bitirmiş, yüksek eğitim almak yerine hayat okulunu seçmiş.Çalışmaya, THY'de yer hizmetlisi olarak başlamış.Sonra... Lara'da bir "oto-kuaförü" açmış. Bu otomobil yıkama işi iyi tutmuş. Ardından kafasına VIP taşıma işini koymuş. Sıfır kilometre Mercedes yük taşıma aracını yatak olan koltuklar, buzdolabı, televizyon, yer halısıyla konforlu bir "mobil salon" haline getirmiş.Direksiyona da kendi geçmiş.Birinci aracı, ikinci ve üçüncü izlemiş. 7 taneyi de kiralamış. 10 "mobil salonlu" Mercedes'ten oluşan kendi adına bir filosu var.Antalya'ya gelen dünya ünlülerine Şaziye Kocademir taşıma hizmeti veriyor.Kimlere şoförlük yapmamış ki... Örneğin... Paris Hilton'a...Konuşkan, tatlı dilli bir genç kadın."Peki... Şoförler valiz taşıyor, sen kaldırabilir misin o valizleri?" diye soruyorum.Gülerek, "Tabii kaldırıyorum da, taşıyorum da" cevabını veriyor.Valiz çok ağır olursa, dizine dayayarak destek alıyormuş.Şoförlerle de, trafik polisleriyle de arası iyi.Yolda bazı maganda sürücüler onu kadın görüp aracını sıkıştırmaya kalkarsa, onu da pişman edebiliyor.En çok takıldığı yer, havalimanı üzerindeki ünlü bir baklava salonu... "Biz şoförler, çok yorulduk mu kalori almak için oraya uğrar, tatlı yeriz; aramızda tatlı tatlı konuşuruz" diyor.Şaziye hayatını tırnaklarıyla kurmuş, daha 30'una varmadan zengin bir patroniçe olmuş.Türkiye'de işsizlik oranı büyük. Özellikle genç işsiz kesimin durumu gerçekten vahim.Şaziye Kocademir'i simge olarak yansıtmamın bir nedeni de, gençlerin kendi çabalarıyla iş kurabilmeleri seçeneğini vurgulamak...........................Antalya gözlemlerime gelince...Belediye Başkanı Menderes Türel gerçekten başarılı.Antalya örnek bir kent.Kaldığımız Su Otel, Miami'deki Delano benzeri ve o kadar da kaliteli...Bulunduğumuz yeri kapsayan Konyaaltı Plajı, bir zamanlar, kararmış tahtalar ve tenekelerle derme çatma yapılmış yüzlerce barakanın sıralandığı bir görüntü kirlenmesiydi.Konyaaltı, şimdi Antalya'nın en güzel yerlerinden biri. Oteller, parklar, günübirlik tesisler, plajlar, yemyeşil çimler, renk cümbüşü halinde çiçekler... Antalya yapılan geçitlerle, trafik ışığı olmadan trafiğin sürekli aktığı kent olma yolunda.Temiz, uluslararası festivaller, konferanslar için tesisleri mükemmel ve çok seçenekli bir kent. 7 milyon turist geliyor. Sezonu 6-7 ay olan büyük bir potansiyel.Altın Portakal Film Festivali de bu yıl çok daha bir "festival" görüntüsü ve içeriğindeydi.Özellikle film satışlarının yapıldığı uluslararası marketin ilk kez açılmış olması ve satılan 50 film, umut verici bir başlangıç. Festivalin asıl getirisi budur.Bir de eleştiri...Festival jürisinin başkanı, ödüller konusunda diğerleriyle ihtilafa düşer ve "bademciklerim şişti" deyip final gecesine katılmazsa ne diyeyim?..Son haftaların en güldüren iki açıklamasından biri bu "bademcik" gerekçesi oldu. Diğeri ise genel müdür beyin, başı açık hanımı kucağına almış fotoğrafı yayımlanınca "çayı geçiyordum" demesiydi. g.civaoglu@milliyet.com.tr Altın Portakal Film Festivali için Antalya'daydım. Müthiş bir genç kadınla tanıştım. Adı Şaziye Kocademir. 30'una bile varmamış. Sarışın, güzel, güler yüzlü. Pantolonu, beyaz bluzuyla tertemiz ve "sade şık." İngilizce ve Almanca biliyor. Mesleği şoförlük. Antalya'nın tek kadın şoförü...