Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün Bundan sonrası sadece formalitedir. 11. Cumhurbaşkanı; Abdullah Gül'dür. Hayırlı olsun."Bundan sonra söylenecek ve yazılacak her şey, sadece geleceğe katkı yapabilir. Demokrasi söyleminden başlayalım...Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimi için 12 aday yarıştı. En önde olanı yüzde 31 oy aldı. İkincisi yüzde 21...Fransa'daki demokratik yapı, yüzde 31'i de yeterli bulmuyor. En yüksek oyu alan 2 aday için Fransız seçmeni, yeniden sandıklara gidecek. Yüzde 50'nin üzerinde oy alan, cumhurbaşkanı seçilecek.İşte demokratik süreç budur. Aday sayısı orada 12, Türkiye'de ise -bir göstermelik aday dışında- sadece 1... Fransa'da daha aylar öncesinden cumhurbaşkanı adayları belliydi. Kamuoyunda hepsi uzun süre tartışıldı. Artıları ve eksileri, ayrıntılarıyla ortaya kondu. Türkiye'de ise aday, son gece belirlendi. "Son gün" denebilecek bir limitte açıklandı.Toplum, o adayı tartışacak sadece bir 24 saate sahip. Fransa'da başkan adayları tamamen demokratik süreçle, mensup oldukları siyasi örgütlerin süzgecinden geçtiler.Türkiye'de ise, Başbakan R. T. Erdoğan'ın kişisel kararıyla belirlendi.Hadi... "Sadece Erdoğan'ın iki dudağı arasından değil, Arınç ve Gül'le birlikte 3 kişinin iradesinden oluşan bir adaylık" diyelim.Bu mudur demokrasi? Önce bir gerçeğin altını çizelim; "Cumhurbaşkanı seçimi -Anayasa Mahkemesi'nde kazaya uğramazsa- bitmiştir. İster Erdoğan, ister Gül... İsimlerin çok ötesinde bu bir sistem sorunudur. Daha 2002 Kasım'ında Türkiye'de seçmenin yüzde 25'inin oylarıyla AKP, hem "tek başına iktidar" olmuştu, hem de "2007 yılının cumhurbaşkanı seçimini önceden yapmış" sayılırdı. Şimdi, o zaten yapılmış olan seçimin formalitesi yerine getirilecek.Evet isimleri tartışmak bir şey, bu çarpıklık başka şey...En önemli demokratik devrim, "cumhurbaşkanını halka seçtiren Anayasa ve yasa değişikliğini yapmaktır."Fransa örneğindeki gibi 2 turlu seçim sistemiyle başkan adayının yüzde 50'nin üzerinde oy alarak tüm toplumun cumhurbaşkanı olmasıdır. BAŞKANI, HALK SEÇMELİ Abdullah Gül'ün, Erdoğan'la farklı zihniyet kulvarında olduğunu sanmak yanlış olur.Ancak... Aralarındaki üslup ve stil farkı derindir.Gül, İstanbul Üniversitesi gibi köklü bir üniversitede yetişmiştir. Ekonomisttir. Yabancı dili iyidir. İngiltere'de de okumuş, o ülkenin serinkanlı siyaset üslubunu algılamıştır.İslam Kalkınma Bankası'nda, dünya finans ve diplomasi çevreleriyle sürekli ilişki içinde olmuştur.4 yılı aşkın Dışişleri Bakanlığı süresinde diplomasi kültürü ve pratiğinde kazançlarıyla siyaseti, "ince ayarlı" yapar.Örneğin... Adaylığı açıklanır açıklanmaz CHP Genel Başkanı'yla görüşmesi, bunun simgesel kanıtıdır.Daha ilk günden söyleminin içine "Mustafa Kemal Atatürk'ün" özenle yerleştirilmesi de bir diğer işaret...Ve... Gül'ün, Baykal'a "tarafsız cumhurbaşkanı olacağını" söylemiş bulunması da not edilmeli. Elbette, Erdoğan ve Arınç'la birlikte kurduğu AKP'den tüm gönül bağlarını koparması beklenemez ama bu söylemini "hislerinin üzerine çıkmak vaadi" olarak algılamak ve -seçilirse- uygulamasını izlemek gerek. HİSLERİN ÜZERİNE ÇIKMAK Erdoğan için "Çıkamayacağını anladı, döndü" ekseninde çok şey söylenecek.Ancak... "Tek başına cumhurbaşkanı seçilebilecek oya egemen olan ve adaylığı gene kendi iki dudağı arasında olan" bir lider, cumhuriyet tarihinde ilk kez "başbakanlıkta devam" diyor.Herhalde gönlündeki aslan -dile getirmiş olmasa da- Çankaya'ydı.Ama aklının ihtirasının üzerine çıkmasını hiç değilse son saatlerde engelleyebildi.Tabii... Hangi hesaplarla bunu yaptığı çok konuşulacak... Fakat tortusu, gene de gelecek kuşaklar için bir örnek olacak. ERDOĞAN'LA DEVAM "Güncel" yorumların ötesine gitmek ve ilkeleri sağlam koymak gerek. Türkiye insanı, 14 Nisan'da Ankara'da sel suları gibi akarak bir mesaj verdi.Bu bir ilkti.Önümüzdeki yıllar için uyaralım: "Sonuncu olduğu sanılmamalı..." gunericivaoglu@milliyet.com.tr GÜNCEL ÖTESİ