Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Sevgililer Günü bağlamında laflıyorduk.
Üstad Çetin Altan'a şöyle dedim:
"Sevgi, kalp sarhoşluğuymuş. Seks ise et sarhoşluğu...
Bu ikisinin birleşmesi aşk sarhoşluğu olurmuş."
Çetin Altan,
muzipçe güldü:
"Bunlar olmazsa, meyhane sarhoşluğu" dedi.
Tolstoy'a göre: "Nasıl kafa sayısı kadar düşünce çeşidi varsa, kalp sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır."
Dünya Sevgililer Günü,
işte her biri yıldızlar gibi pırıldayan milyarlarca kalbin sevgi galaksisinde yaşandı.
Ama... Türkiye'de yürekler, dün gece 21:45'ten itibaren sarı - kırmızıya odaklanmıştı.
Dışarıdan üst üste üzücü darbeler alan, kitlesel kıyım gibi bir insanlık suçunun kara etiketleri yapıştırılmak istenen Türkiye, Galatasaray'ın başarılarında manevi doyum arıyor.
Çoğu kez, bunu buluyor da...
Pozitif enerji kazanıyor... Ulusal onuru okşanıyor... Özgüveni artıyor.

Dün Galatasaray'la karşılaşan İspanyol Deportivo takımı, yıllardan bu yana birlikte oynayan futbolculardan kurulu.
Diri, seri ve sert oynuyor.
Galatasaray'ı düşündüren bu özellikti.
Jardel'in ve Hagi'nin pres yapmayışı, fazla koşmayışı... Takımın bir bölümünün yaşlılardan oluşması Galatasaray'ın eksileriydi.
Ama... Kendi sahasında oynaması, uluslararası deneyimi, uluslararası karşılaşmalarda futbolculara Avrupa pazarında talep artışı da Galatasaray'ın avantajıydı.
Yabancı takımlarla maçlarında performansını genellikle ikiye katlıyor.
Zaten, dünkü sonuç da, bunu gösterdi.

Galatasaray'ın psikolojisi, Şampiyon Kulüpler Kupası'na kilitlenmiş.
Buna karşılık... "Ligde şampiyonluk şansının Fenerbahçe için ağır bastığını" söyleyebilirim.
İki takımın puanları eşit.
Ama... Fenerbahçe'nin formu, yükselme çizgisinde.
Takım oyunu oturmakta... Mali sıkıntılarının olduğu da söylenemez...
Galatasaray'ınki kadar yorucu bir maç takvimi yok.
Oysa Galatasaray'ın şu programına bakınız...
"Dün Deportivo... Cumartesi Samsun... Önümüzdeki haftalarda 3'er gün arayla Deportivo rövanşı, Kocaelispor, Hollanda milli maçı, Paris Saint Germain ve Milan..."
Bu, çok zor taşınabilecek bir tempo.
Hele 4 yıldır sürüyorsa!..
Kupadan düşerse, Galatasaray'da yorgunluk ve yük yarı yarıya azalacak.
O zaman, lig tahminlerini bir olasılıkla değiştirebilir.

Beşiktaş'ın son haftalardaki olumsuz sonuçları ise üzücüdür.
Oysa... Bir ara nasıl da fırtına gibi esiyordu.
Önümüzdeki haftalarda toparlanmasını ve "Kara Kartal"ın yeniden yükseklerden uçmasını umut ediyoruz.
Fakat... Hiç kuşku yok ki, Galatasaray, Türkiye'de futbolun çıtasını yükseltiyor.
Futbolun kalite belgesi, diğer sektörler için de örnek oluşturmakta.
Örneğin... Fatih'e İtalya ve İspanyol kulüpleri talip.
Geçen hafta İtalya'nın 50 teknik adamı, Fiorentina idmanına katıldı.
Fatih, onlara uygulamalı futbol dersi verdi.
Avrupa, "Hoca" olarak başının üzerinde taşıdığı Terim'den sonra, - içine sindirmesi kolay olmasa bile - Türkiye'yi de sonunda kabul aşamasına getirilebilir.
Yeter ki, Türkiye her alanda dünya standartlarını yakalayabilsin.
Politikacılar "cilalı imaj" devrinden 21.yüzyıl gerçeklerine geçebilsin.
Galatasaray, Türkiye'nin imajını değiştiriyor ama, Türkiye'nin sorunu sadece imaj değil ki...
Türkiye, asıl kendini değiştirmeli.
Çünkü... Galatasaray, imaj değil bir dünya gerçeği.
Süper kupayı alan, dünyanın en iyi takımı seçilen bir gerçek.