Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Avşar’ın Show TV’ye geliş anlaşmasını imzalıyoruz. Arkamızdaki genç adam Murat Saygı... Fotoğrafı da o verdi.

SHOW’YE kuruluşundan bu yana katkısı olanlar geçen hafta İstanbul’da toplandılar.
Yurtdışı gezide olduğum için çok istediğim halde ne yazık ki katılamadım.
Show TV’nin kurucusu Erol Aksoy’du.
Ben de genel müdürdüm.
O zamanlar yazdığım SABAH gazetesi ve Hürriyet gazetesi de yüzde 25’er payla ortak olmuşlardı.
Yayına başladığımız günden itibaren en çok izlenen kanal olduk.
Mali işlerden sorumlu genel müdür yardımcısı şimdiki KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar’dı.
Nuri Çolakoğlu program bölümünün başındaydı.
Yardımcısı Faruk Bayhan’dı.
Ben Kanal D’deyken genel müdürüm oldu. TV programcılığı tartışma dışıdır. İzleyicinin nabzı parmaklarının ucundadır. Faruk Bayhan, efendiliğiyle de büyüktür.
Bizlerden sonra Show TV genel müdürü olan ve uzun yıllar Kanal D’nin de genel müdürlüğünü yapan Murat Saygı ise kardeş kuruluş Show Radyo’nun genel müdürüydü.
Sporun başında şimdi Kanal D grubu TV’lerinin ve CNN sporun başkanı İlker Yasin yer alıyordu.
Bir süredir Kanal D ve Doğan grubu televizyonlarının

başındaki CEO İrfan Şahin de Show TV’nin hesaplarını denetliyordu.
Ama raporlarında -asıl konusu olmamasına rağmen- “program içeriği” satırları ağırlıklıydı.
Daha o zamandan yayıncılığa ilgi rüzgârı onu meslekte doruklara tırmandırdı.
Show TV şubat sonlarında yayına başladı.
Reytingde fark atarak sürekli birinci olması üzerine rakiplerden epey şimşek çekti.
O zaman Star TV’nin sahibi olan Cem Uzan dünyada itibarlı başka bir uluslararası reyting kuruluşunu daha Türkiye’ye getirtti, ölçümler yaptırdı.
Fakat o da “Show TV’nin açık ara birinciliğini” onayladı.
Sadece reyting değil Show TV’nin kazancı da sürpriz etkisi yaptı.
O ilk yılın sonunda bile 10 aylık yayının karı net 10 milyon dolar olmuştu.
Oysa...
Kanalın yatırımı çok küçüktü.
Çalışanların sayısı da öyle.
Katlar arasında getir götür işleri yapan hizmetliler dahil tüm kadromuz 82 çalışandan ibaretti.
Gösteri dünyasından isim olarak sadece Berna Laçin sonradan Hülya Avşar...
Uğur Dündar’ın “Arena”sı ve merhum arkadaşımız Birand’ın “32’nci Gün”ü de bizdeydi.
Anayasa gereği yayınlarımızı Paris’ten uyduya basıyorduk.
Kasetler ise İstanbul’da hazırlanıyor ve Paris’e gönderiliyordu.
Üç büyüklerin futbol maçlarının yayın haklarını da almıştık.
Aydınlanma sistemleri olmadığı için kulüplere Erol Aksoy bankasından krediler açtı.
Böylece gündüz oynanan lig maçları -gece canlı- yayınlanmaya başladı.
Bu “ilk”te de Show TV imzası vardır.
Adlarını yazamadığım diğer arkadaşlar kusuruma bakmasınlar.
Hepsinin emeği büyüktür.
Hepsi can dostlarımdır.

Haberin Devamı

HASTALIK YOKTUR, AZ SU VARDIR

Haberin Devamı

Su Bütün Dinlerin Kutsalıdır

ŞARAP “somelier”i vardır.
Hani restoranlarda o “şunu için, hem gövdeli hem kadife” gibi tavsiyelerde bulunan tadım uzmanı...
Fakat...
“Su somelier”i doğrusu duymamıştım.
Varmış...
Hatta “çay somelieri” de...
............
Geçenlerde Türkiye’nin en büyük su üretim ve dağıtım şirketinin CEO’su Serdar Seyhanlı ile bir masadaydık.
Konumuz suydu.
100 bin metre karelik (14 futbol sahası büyüklüğünde) bir su üretim ve şişeleme tesisini Uludağ’da kurmuşlar.
İlginç şeyler dinledim.
Örneğin...
Tüm dinlerde ve kültürlerde çok önemli
İslam öncesi dönemde su, doğaya minnetti.
* İslam’da “zem zem” suyunu düşünün.
Hıristiyanlıkta “suyla vaftiz edilmek” yeni bir hayata doğmaktır.
* Musevilerde genç kızlar evlenmeden önce adına “mikve” denilen suda saç uçlarından, tırnaklarına kadar ıslanırlar, böylece evlilik yaşamına beden ve ruh olarak temizlenmiş girerler.
Hindularda Ganj nehri kutsaldır.
Günümüzde devam eden ritüeller ve deyimler de var: “Gidenin arkasından su dökmek; su küçüğün söz büyüğün” söylemi gibi...
“Eğer çağrılırsam yeni bir din kurmaya sudan yararlanırdım mutlaka” mısraları İngiliz Şair Philip Larkin’e aittir. (1954)
...................
İnsan vücudunun ortalama %70’i sudan oluşuyor.
Nefes almadan 3-5 dakika, yemek yemeden 2-4 ay, su içmeden ise 3-5 gün yaşanabilir.
Gün içinde yeterli su tüketimi (günde en az sekiz bardak), tüm vücudun ve beynin düzgün çalışmasını destekler, fiziksel ve zihinsel performansın korunmasına, dikkat ve konsantrasyon gibi kavramsal fonksiyonları sürdürmeye yardımcı olur.
................
Sıfır kalori ve sağlıklı alternatif olan su “obeziteye (şişmanlık hastalığı)” karşı da şifadır.
Öte yandan Türkiye dünyanın ilk 10 su pazarından biri.
Koç, Sabancı ve Yaşar holdingler su pazarındalar.
İtalyan Pelegrino ve Perier’i portföyüne katan Nestle de Türkiye su işinde iddialı konumda.
Tekrarlıyorum...
Günde 8 bardak su içmek şart.
Unutmayın...
“Hastalık yoktur, az su vardır.”