Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

KÜRT sorunu için gündemdeki “tarihi şans” söylemini abartılı buluyorum.
Altı doldurulmamış, gösterişli bir “manşet” izlenimi veriyor.
Ancak... Gene gazetecilik jargonuyla “asparagas” da değil.
Son yılların pek çok gelişmesine izah getiren “zamanın ruhu”yla örtüşen, bir umut verici “çözüm sürecinden” söz edilebilir.
Bu konunun güvenilir ve ciddi bilenlerinden biri olan Cumhuriyet’ten Mehmet Faraç’ın analizinden de yararlanarak, “zamanın ruhu”na işaret etmeliyim.

PKK’da erozyon
PKK, silahla bir sonuca varamayacak.
Bu anlaşıldı.
Öte yandan... Güvenlik güçlerinin öldürerek PKK varlığını sıfırlayamayacağı da görüldü.
Yıllar sonra...
Durum şudur:
PKK’da net olarak vuruşan adam sayısında erozyon var.
Kandil’deki Apollon Akademiler Birliği’nde 6 aylık süreçlerle 350-550 kişilik gruplar eğitilir ve dağ kadrolarına gönderilirdi.
Şimdi bu sayı, 40-70’e düştü.
Dağdan kaçarak güvenlik güçlerine teslim olanların sayısı artıyor.
Türkiye’nin hava operasyonlarıyla PKK, değirmenler, fırınlar, başta Roj Medya Merkezi olmak üzere iletişim yapıları, enerji santralları, hastaneler, lojistik depolar gibi sayıları 600’ü bulan yaşam merkezini yitirdi.
Bu durum “silahların küsmesi” psikolojik sürecini üretiyor.

Haberin Devamı
Silahlar küsüyor


Dağdan düze
PKK‘nın dağ kadrosu erozyona uğradı ama köylerde, ilçelerde, kentlerde “milis” denebilecek örgütlenmesinde yaygınlaştı.
Düzdekilerin sayısal çoğunluğu etkin ağırlığa dönüşmekte.
Ayrıca... PKK kökenli çeşitli siyasi partilerde yer alan eski tüfekler birer müteahhit olarak ekonomik doyuma ulaştılar.
Özellikle Kuzey Irak’taki ihalelerden ve iş olanaklarından önemli paralar kazandılar.
Etkin konumdalar.
Onlar da silahlı değil, siyasi çözüm yanında yer alıyorlar.

3 odak
PKK‘nın 10. kongresinde “tek devlet, tek bayrak” karşıtı kavganın bitirildiği vurgulanmıştı.
Misak-ı Milli hudutları kabul edilmişti. (Kabul etmedikleri zaman da o hudutlar değişmedi ama sağlıklı bir analiz için gerekli olduğunu düşünerek belirttim.)
Ve 3 istekte odaklanma kararı alınmıştı.
1- Anayasa’ya Kürt kimliği girmeli. (Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türkler, Kürtler ve diğer etnisitelerden oluşur.)
2- Anayasa’ya Kürt dili girmeli. (Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili Türkçe ve Kürtçedir.)
3- Öcalan serbest bırakılmalıdır. (PKK kendini dağıtır. DTP ile birleşir. Legal partiye dönüşür. Başına Abdullah Öcalan geçer. “Sayın Öcalan” söyleminin kampanya haline getirilmesi bu amaçladır.)

Silahlar küsüyor

MADALYONUN DEVLET YÜZÜ
ANKARA ‘da “tarihi şans” gibi abartılı söylemler daha çok vitrindekilere ait.
Buna karşılık...
Gerçekçi ve ciddi çalışmalar da yapılıyor.
Konunun akil adamları daha serinkanlı ve sağduyulu değerlendirmeler yapıyor.
Onlara göre Öcalan, PKK, DTP, Ankara’nın neler verebileceğini, neleri veremeyeceğini bilecek deneyime sahip.
O nedenle olamayacak isteklerde ısrar beklemiyorlar.
2000’den sonraki demokratik açılımlar nedeniyle gerilimin düştüğü ve isteklerin makul çizgiye doğru gerilediği kanısındalar.
Yeni demokratikleşme açılımlarıyla bir makulde buluşma sağlanabileceğini düşünüyorlar.
Daha önceleri de ılımlılaşma süreçleri yaşanmıştı ama “hedef” olmadığı için yürümedi.
Peki şimdi hedef var mı?
Evet.
Nedir?
Örgüt kendini feshedecek ve silahlar bırakılacaktır.
Ondan sonrası daha kolay.
Örneğin... Dağdan inenlere iş, ekonomik olanak, siyaset yapma yollarının açılması gibi...

Kuantum fiziği  formülü
ABDULLAH Öcalan’ın 1,5 aydır İmralı’da çözüm taslağı üzerine çalışmakta olduğu haberleri yaygın.
Ama... Şu aşamada onun olduğu bilinen bir plan, kamuoyuna yansıdığı takdirde süreci zora sokabilir.
İnisiyatifi Ankara’nın alacağı ve Kürtlerin akil adamlarıyla dirsek teması yaparak oluşturacağı bir çözüm projesi, DTP’nin de olası tavrını öngörecektir.
Süreç böyle başlayacak ve ilerleyecektir.
Öcalan’ın ise, klasik fizikte bulunmayan “sürecin ne dışında ne de içinde olacağı” bir kuantum fiziği deneyimi yaşanacak gibi görünüyor.