"Sırtımda yavrum var... Sırtımda yavrum var..."Şefkatle ısınmış sımsıcak bir sesti.Bu kez de bir çocuk sesi:"Sırtında yavrusu var... Sırtında yavrusu var..."Ve... İkisi de kahkahalar atarak gülüşüyorlardı. Oyunu sürdürüyorlardı."Sırtımda yavrum var...""Sırtında yavrusu var..."Gerçekten az ötemde genç bir kadın, sırtında yeni yeni konuşmaya başladığı bebeğiyle yüzüyordu.Bebeği onun boynuna sarılmıştı.Nasıl da güzel bir görüntüydü.Bir süre onların sevinç çığlıklarıyla bu şeker mi şeker diyaloğu izledim.Nasıl da doğal, saf, içten bir sevgiydi bu.Büyülenmiştim.Kollarımı suyun üzerine çıkarmadan yüzüyor, onları rahatsız edecek bir ses çıkarmamaya özen gösteriyordum.Birkaç dakika sonra bu kez bir erkek sesinin bana ismimle çağrısı üzerine arkama baktım. Yıllardır tanıdığım ve sevdiğim genç ve başarılı bir meslektaşımdı.Genç kadın onun eşiydi. Bebeğin babasıydı.Gözleri mutluluktan pırıl pırıldı...........................O güzellikten, kulaç kulaç uzaklaşırken, inanınız ki, aklımda, dağlarda vurulan fidan gibi gençlerimiz vardı.Onlar da bir süre önce "ana sırtındaki yavrulardı."Belki onlar da sevinç çığlıkları atarak küçücük kollarını analarının boynuna dolamış bağırıyorlardı: "Sırtında yavrusu var..." Bir kısmının yavruları vardı. Genç babalardı.Tanrı, dostumun bebeğini ve tüm çocukları korusun...........................Diyarbakır'da hayasızca patlatılan o bomba da çocuk katillerinin rezilliğiydi.Bu ne vicdansızlıktır!..Hiç mi çocukları, kardeşleri, yeğenleri yok? Göğüslerinde yürek değil, buzul mu var?İğrenç.............................Bu ilkellik nereden kaynaklanıyor?Kan kültürünün irinli dokuları olan bu katiller, ölüme ve öldürmeye nasıl şartlandırılıyor?Polisiye önlemler, istihbarat, ekonomik gelişme... Hepsine evet. Elbette teröre karşı güçlü önlemler bunlar...Ama... Asıl etkin olan "insanlık kültürüdür..."Sadece ekonomik gelişim yeterli olsaydı, en gelişmiş silahlarla çocuklar öldürülür müydü?Masum insanlar paramparça edilir miydi?..........................Küresel bir "kültür devrimine" ihtiyaç olduğu inancındayım.İnsanlığın iliklerine kadar işleyen, genlerini değiştiren bir kültür devrimi...Toplumlar, terörden, kandan, şiddetten nefret eden bir psikolojik değişim geçirmeliler.Televizyonlarda sosyal sorumluluk klipleri gösteriliyor.Çevreyi korumak, sigara içmemek, orman yakmamak, bağış yapmak, AIDS'le savaş... vs.Peki neden çağımızın en vahşi, en tiksinti verici, en insanlık dışı salgınını oluşturan teröre karşı toplumları bilinçlendiren klipler, çağrılar, uyarılar yayımlanmaz.Neden, büyük sanatçıların müziğini yaptıkları, usta yönetmenlerin görüntülerine imza attıkları terör ve şiddete karşı klipler yok?Bir zamanlar kulaklarımızda "Biz dünyayız... Biz çocuklarız" dizeleri çınlardı.Neden yenileri yapılmadı?...........................Doğal, en sade ve gerçekten yürek ısıtanını önereyim...Yukarıdaki satırlarda anlattığım "Sırtımda yavrum var... Sırtında yavrusu var" ana ve bebeğinin görüntüleri ve diyaloğu nasıl da güzel olur... g.civaoglu@milliyet.com.tr Bodrum'da pırıl pırıl bir koy. Yüzerken "sessizliğin sesini" dinliyorum. Sonra... Yumuşacık bir kadın sesi yavaştan duyulmaya ve suda yankılanmaya başladı: