Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AKP bir "takiye" mi, yoksa "milli görüş elbisesini çıkardık" söyleminin arkasında duran bir gerçeklik mi? Şu aşamada ve bir süre daha AKPye alternatif olmadığı için sorunun cevabı önemli. AKP hükümet ama hala tam iktidar değil.Neden?Birkaç 10 yıldır, sola karşı toplumu kontrol etmek amacıyla, siyasal İslamın önü açılmıştı. Washingtonda planlanan ve Sovyetler Birliğinin yayılmasını önlemek için oluşturulan "yeşil kuşak"ın Türkiye hattı Erbakanın partileriydi.Ancak, Erbakan ve onun RPsi sol yayılmaya karşı toplumu kontrol etmekle sınırlı misyonunu yani kırmızı çizgilerini aşarak rejimi kontrol edecek tehdit haline gelince, 28 Şubat sonrasında iğdiş edildi. İktidarsızlaştı.Hükümetin büyük ortağı olan ve şeriatçı tavrın en gözü kararmış siyasal örgütlenmesini vitrine çıkaran Erbakanın RPsi, frenleri patlamış gibiydi. Tarikat şeyhlerine, başbakanlık konutunda iftar daveti, işlerin şirazesinden çıkmış olduğunun siyaset şovuydu.Medine Belgesinin yeniden keşfedilerek topluma "çok hukuklu sistem" önerisi ise gerçek sınır ihlalinin alarmıydı. Şeriat, laik hukuk devletinin içine kuzu postu altındaki kurt gibi sokuşturulacaktı.28 Şubatla bu hareketin burnu sürtüldü. Mayanın tutmayacağı hareketin içindekilerin büyük bölümü tarafından anlaşıldı. Takiyeli ya da takiyesiz ancak Anayasanın temel ilkelerinin kırmızı çizgilerine kadar alanları olabilirdi. Hükümet ve iktidar Siyasal İslamın Erbakan gövdesinden "yenilikçiler" olarak ortaya çıkan R. T. Erdoğan ve onun AKPsi bu kırmızı çizgilerin bilinciyle ve onları içselleştirerek seçimlere girdiler, hükümet oldular.Kimi siyaset gözlemcilerine göre "Erdoğanı önce hapse gönderip, sonra siyasi haklarını elde ettirmek, AKPnin, onun liderliğinde siyasete sürülmesi, Erbakanın önünü keserek yeşil kuşağı bölmek" devlette "derin" senaryoydu."Derin düşünenler" böyle bir hesap yapmışlarsa, AKP, oy patlamasıyla kendine çizilen sınırları aşmış mıydı?Belki...Ancak..Öyle ya da böyle...Erdoğan, Erbakanın yanlışını tekrarlamıyor. Aralarında önemli fark var.Gerçi, her ikisi de "derinlerde" çizilmiş olabilecek misyon sınırlarını aşarak partilerini hükümet yaptılar. Başbakan oldular ama... Erbakan hükümet ederken, rejimin kırmızı çizgilerini geçmeye yöneldi. Rejimi tehdit eden yakın tehlike haline geldi.Erdoğan ise hem RPnin burnunun sürtülüşüne tanık oldu, hem kendisinin "minareler süngü" deneyimini yaşadı, rejimin sınır çizgilerini içselleştirdi.Hükümet ederken, kırmızı çizgileri aşmamaya duyarlık gösteriyor. Söylemleri, bazı adımları menzili aşsa bile durabiliyor. Hatta adımını geri çekebiliyor. Bazen "tam iktidar olmamayı" sürdürmek pahasına bunu yapıyor.Fay hatlarının bilincinde........Daha sonrası ise "önce kendime bir yer edeyim, ardından neler edeyim" mi olacak... Yoksa, "referansımız İslamdır" söyleminin yerini alan "referansımız demokrasidir" duruşu gerçek bir kalıcılık mı kazanacak?Bu ikincisi AKP "hükümetini" zamanla, "iktidar" yapabilir. Hem AKP hem Türkiyenin yararına olur.AKPnin özsuyuna gelince...İnançların en iyi korunabileceği alan laik demokrasilerdir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Erdoğanın farkı