AKP bir "takiye" mi, yoksa "milli görüş elbisesini çıkardık" söyleminin arkasında duran bir gerçeklik mi? Şu aşamada ve bir süre daha AKP'ye alternatif olmadığı için sorunun cevabı önemli.
AKP hükümet ama hala tam iktidar değil.
Neden?
Birkaç 10 yıldır, sola karşı toplumu kontrol etmek amacıyla, siyasal İslamın önü açılmıştı. Washington'da planlanan ve Sovyetler Birliği'nin yayılmasını önlemek için oluşturulan "yeşil kuşak"ın Türkiye hattı Erbakan'ın partileriydi.
Ancak, Erbakan ve onun RP'si sol yayılmaya karşı toplumu kontrol etmekle sınırlı misyonunu yani kırmızı çizgilerini aşarak rejimi kontrol edecek tehdit haline gelince, 28 Şubat sonrasında iğdiş edildi. İktidarsızlaştı.
Hükümetin büyük ortağı olan ve şeriatçı tavrın en gözü kararmış siyasal örgütlenmesini vitrine çıkaran Erbakan'ın RP'si, frenleri patlamış gibiydi. Tarikat şeyhlerine, başbakanlık konutunda iftar daveti, işlerin şirazesinden çıkmış olduğunun siyaset şovuydu.
Medine Belgesi'nin yeniden keşfedilerek topluma "çok hukuklu sistem" önerisi ise gerçek sınır ihlalinin alarmıydı. Şeriat, laik hukuk devletinin içine kuzu postu altındaki kurt gibi sokuşturulacaktı.
28 Şubat'la bu hareketin burnu sürtüldü. Mayanın tutmayacağı hareketin içindekilerin büyük bölümü tarafından anlaşıldı. Takiyeli ya da takiyesiz ancak Anayasa'nın temel ilkelerinin kırmızı çizgilerine kadar alanları olabilirdi.
Siyasal İslamın Erbakan gövdesinden "yenilikçiler" olarak ortaya çıkan R. T. Erdoğan ve onun AKP'si bu kırmızı çizgilerin bilinciyle ve onları içselleştirerek seçimlere girdiler, hükümet oldular.
Kimi siyaset gözlemcilerine göre "Erdoğan'ı önce hapse gönderip, sonra siyasi haklarını elde ettirmek, AKP'nin, onun liderliğinde siyasete sürülmesi, Erbakan'ın önünü keserek yeşil kuşağı bölmek" devlette "derin" senaryoydu.
"Derin düşünenler" böyle bir hesap yapmışlarsa, AKP, oy patlamasıyla kendine çizilen sınırları aşmış mıydı?
Belki...
Ancak..
Öyle ya da böyle...
Erdoğan, Erbakan'ın yanlışını tekrarlamıyor. Aralarında önemli fark var.
Gerçi, her ikisi de "derinlerde" çizilmiş olabilecek misyon sınırlarını aşarak partilerini hükümet yaptılar. Başbakan oldular ama... Erbakan hükümet ederken, rejimin kırmızı çizgilerini geçmeye yöneldi. Rejimi tehdit eden yakın tehlike haline geldi.
Erdoğan ise hem RP'nin burnunun sürtülüşüne tanık oldu, hem kendisinin "minareler süngü" deneyimini yaşadı, rejimin sınır çizgilerini içselleştirdi.
Hükümet ederken, kırmızı çizgileri aşmamaya duyarlık gösteriyor. Söylemleri, bazı adımları menzili aşsa bile durabiliyor. Hatta adımını geri çekebiliyor. Bazen "tam iktidar olmamayı" sürdürmek pahasına bunu yapıyor.
Fay hatlarının bilincinde...
.....
Daha sonrası ise "önce kendime bir yer edeyim, ardından neler edeyim" mi olacak... Yoksa, "referansımız İslamdır" söyleminin yerini alan "referansımız demokrasidir" duruşu gerçek bir kalıcılık mı kazanacak?
Bu ikincisi AKP "hükümetini" zamanla, "iktidar" yapabilir. Hem AKP hem Türkiye'nin yararına olur.
AKP'nin özsuyuna gelince...
İnançların en iyi korunabileceği alan laik demokrasilerdir.