Türkiye'de dokunulmaz, konuşulmaz bir çağdaş gerçeklik, askerin zirvesinde -bu söylem kalıbıyla- ilk kez seslendiriliyor......................Sivilin fazla askerleşeni, askeri, siyaset için kullanır. Ülke savunmasına, siyaset güveleri sokar. Buna karşılık askerin gereğinden çok fazla sivilleşeni de zararlıdır.Asker ocağında özgüveni çürütür......................Orgeneral Özkök'ün söylemi, bunların çok ötesinde ve üstündedir."Güvenlik bürokrasisi" için günümüzün teorik yaklaşımlarını, ciddi araştırmaları yansıtmaktadır."Güvenlik sektöründe demokrasi" gibi entelektüel yaklaşımların alanına giriyor......................Askerin sivil denetime tabi olması, "atanmışın, seçilmiş emrinde olması" gibi "sığ" yorumların ötesinde "demokratik sivil denetim" evrensel yaklaşımların başlığı... Askeri kesimle sivil kesim arasındaki ilişkinin niteliği artık değişim sürecinde."Askeri bürokratik" kesimin "sivil" kesime; yasama ve yürütmeye basitçe tabiyet ilişkisi değil bu.Ya nedir?"Askeri savunma ve strateji, güvenlik, tehdit ve dış politika gibi kritik kararların alınmasında askeri ve sivil kesimler arasında bilgi aktarımı, müzakere, diyalog, işbirliği, sorumlulukların paylaşılması anlayışına dayanan yeni bir denetim anlayışı."Hatta teoride "denetim" sözcüğünü bile reddedenler var.Kings College'den Antony Forster, "denetim" sözcüğü yerine "demokratik yönetim" sözcüğünü öneriyor.ABD'de "sivil-asker" ilişkileri araştırmacısı Douglas Blund, iki kesim arasındaki yeni ilişki modeline "sorumlulukların paylaşımı" adını veriyor.Survival dergisinde Jeffrey Simmons, "parlamento ve yürütmenin güvenlik bürokrasisini (bu deyim subay ve astsubaylar yerine kullanılıyor. G.C.) denetiminde en önemli ölçütün savunma ve güvenlik bürokrasisinin itibar ve prestijinin korunması olduğunu" yazıyor.Sonuç:İşbirliğine, uzlaşmaya, diyaloğa dayanan bir denetim bu."Tehditlerin tespiti, derecelendirilmesi, öncelik sıralaması yapılması süreci böyle ve birlikte gerçekleşir" diyor.....................Sivil kesimin yasaları, öngördüğü bütçe, harcama denetimi, hükümet kararları elbette asker (güvenlik bürokrasisi) için bağlayıcıdır.Anlatmak istediğim...Sivil kesim tarafından, güvenlik bürokrasisi denetiminin kuru bir hukuk dosyası olmaktan ibaret sanılmamasıdır. Sivil kesimin bunu "bilek güreşi" gösterisine çevirme yanlışlığıdır.Yukarıda yansıttığım Douglas Blund'un "sivil denetimin" en önemli ölçütünün "savunma ve güvenlik bürokrasisinin itibar ve prestijinin korunması olduğu" görüşü, altı çizilerek vurgulanmalıdır.Hele Türkiye gibi belalı bir coğrafyada, bu yaklaşım çok daha büyük zorunluluktur. Saydamlık/şeffaflık, hesap verilebilirlik, parlamentonun üstünlüğü gibi ilkeler zaten demokrasi alfabesinin ilk harfleri.O harflere takılıp kalmak, diğer harflere geçememek, evrensel dili konuşamamak yanlışını yapanlar ne yazık ki az değil.Avrupa Birliği üyeleri arasında İspanya, Portekiz, Yunanistan gibi ihtilal yönetimleri sürecinden geçmiş ülkeler var. Askerleri, sopa gibi kullanmış komünist yönetim sürecinden geçmiş eski Sovyet uyduları da var. Bu nedenlerle AB'nin, üye ülkelerin demokratik yapılanmasında askere bakış daha katıydı. Şimdi de askerin yönetimde ağırlığına hoşgörülü bakmayan AB tavırlarında bir değişim yok. Ama... Askerin sivil kesim tarafından denetimi daha esnek ve yeni şablonlara kaymakta."Sorumluluk paylaşımı" gibi deyimlerin "sivil denetimin" yerini alması önerilmekte.....................Özkök'ün konuşması bana bunları düşündürdü.....................Bu yazı için, Doç. Dr. Ümit Cizre'nin "Güvenlik Sektöründe Demokratik Atılımlar" (TESEV) konuşmasından da yararlandım.İlgilenenler için... Gerçekten ufuklar açıyor. G.C. g.civaoglu@milliyet.com.tr Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, bir "tabu"yu yıktı: "Günümüzde ordu üzerinde sivil denetim, evrensel bir değer olarak kabul edilir."