Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Siyaset, gazeteciye emanet

Bir gazetecinin yaşamında "her gazetecinin yaşayamayacağı" bir "yıldız parlaması" olur.
O gazeteciye bu, kariyerinin ödülüdür.
Uğur Dündar'ın, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat arasındaki tüm medyaya ve onlar aracılığıyla ulusa açık tartışmayı yönetmek üzere seçilmesine böyle bir mercekten bakılmalı.
Bunun gerekçesi de seçilmiş olmak kadar önemli; "40 yıllık gazetecilik geçmişiyle dürüstlüğüne inanılan" söylemi, Dündar'ın çocuklarına ve torunlarına bırakacağı anlamlı bir miras.
Uğur Dündar'a kızanlar vardır... Sevmeyenler ve kıskananlar olabilir...
Ancak...
Bütün bu duygusallıktan ve önyargılardan sıyrılarak meslektaşımızı tebrik etmeliyiz.
Siyasetçilerin her fırsatta gazeteciliğe ve gazetecilere yüklendiği, gazetecileri "günah keçisi" gibi topluma jurnallettikleri bir süreçte en duyarlı siyaset tartışmasının bir gazeteciye emanet edilmesine dikkat...
Bu seçimin perde arkasını da öğrenmek için araştırdım...
İlginç bir noktayı size yansıtayım...
Uğur Dündar ve çalışma arkadaşları bu duyarlı görevin gerçekleşmesinde tarafsız kalmak için artık iki tarafa da ne belge soruyor, ne bildiklerini öğrenmek ve haber yapmak için bir çaba gösteriyor. Perşembe 14:30'a kadar tarafsızlığın temiz bir cam gibi şeffaf olmasında kararlılar. Tabii...
Uğur Dündar'ın seçilmiş olması Star Haber için de ağırlıklı bir "izlenme tercihi" oluşturacak.
Haberlerin güvenilir gazetecilere bırakılması, Türk televizyonlarına "geç" geldi ama "doğru" olanı buydu.
Yararı görülüyor.
Uğur Dündar da bunun kanıtlarından biri.

Haberin Devamı

TÜRMEN HOŞ GELDİ

Siyaset, gazeteciye emanet

Rıza Türmen artık Milliyet'te... Daha ilk yazısıyla gündeme ağırlığını koydu. Türmen 9 yıl AİHM'de yargıçlık yaptı.
Çağdaş demokrasi kriterleri alanında zengin bir deneyime sahip.
AB'ye tam üyeliğin "olmazsa olmaz" ilkelerinden biri de "insan hakları hukukunun" eksiksiz uygulanması. Türmen, Türkiye'nin AB yolundaki güzergâhını aydınlatacak.
Ve sahte deniz fenerlerinin aldatıcı yol haritalarından sakınmaya katkıda bulunacaktır.
Türmen'in yazdıklarının Türkiye'dekiler kadar sınırların ötesinde ve özellikle Strasbourg'daki İnsan Hakları Mahkemesi'nde, AB'nin Avrupa Parlamentosu'nda ve Avrupa Konseyi'nin danışma Meclisi olan Avrupa Konseyi Parlamentosu'nda da değerlendirileceğini düşünüyorum.
Milliyet'in "referans gazetesi" özelliğine Türmen'in önemli katkısı olacaktır.
Hoş geldi...

Siyaset, gazeteciye emanet

AY, GÜNEŞ'İ KISKANIRSA...
Bir öykü anlatayım... Zamanıdır. "Ay",  gündüzleri bütün haşmetiyle çıkan ve kendisini ışıklarıyla görünmez hale getiren, silen "Güneş"i", kıskanırmış.
Güneş'in terzisine gitmiş.
"Bana da Güneş'e diktiğin gibi bir giysi dik. Ben de onun gibi parlayayım. Işıklarımla onu görünmez hale getireyim" demiş.
Terzi, "Mümkün değil" cevabını vermiş.
Ve nedenini şöyle açıklamış:
"Bir bakıyorum, yusyuvarlak tam Ay'sın. Bir bakıyorum, 3 çeyreksin. Sonra öyle inceliyorsun ki neredeyse yoksun... Ben sana nasıl elbise dikeyim? Öyle çok değişiyorsun ki, öyle çabuk değişiyorsun ki sen gerçekte hangisisin bilemiyorum..."
Bu büyüklere masalı isteyen istediğine yakıştırır.