Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri Civaoğlu

Turgut Özal'ın, kırıp dökerek politika yapan arkadaşlarına anlatmayı sevdiği bir öyküsü vardı.
Öykü uzun... Geçelim... Ama sonunu şöyle bağlardı:
"Sırtınızda un çuvalları taşıyorsunuz. Onları yere, patlatmadan, unları etrafa saçmadan - siyaseten - koyacaksınız."


Turgut Özal, çuvalları siyaseten indirmeyi iyi bilirdi.
Türkiye'nin ihtilalden demokrasiye geçiş sürecinde başbakanlık yaptı.
Bütün zorlukları "tonton karizma" diye anılan yumuşak, hoşgörülü ve barışçı tutumuyla "siyaseten" aştı.
Şimdi...
Aynı zor konumda Mesut Yılmaz gene Anavatan'ın başındadır.
Demokrasinin - neredeyse - kaderinin çizileceği bir hükümet kurma tarihi misyonunu yüklenmiştir.
Söylemleriyle, yüz ifadeleriyle un çuvallarını patlatmaktan kaçınmaya özen göstermelidir.
Hatta... Un çuvalı etiketi konmuş bazı çuvallar, pislik dolu olsa bile...

Bu bağlamda...
İlk gecenin bazı köşeli söylemleri dışında Mesut Yılmaz, çuvalları "siyaseten" indirme çizgisine gelmiş gibi görünüyor.
Özellikle... Dün DYP'ye yaptığı çağrı, dikkat çekicidir.
Yılmaz, şu mesajı vermiştir:
" - Türkiye'yi bunalımdan çekip çıkarmamız için ben ve Çiller... ikimiz de geçmişte birbirimize suçlamalarımızı, doğru ya da yanlış tavırlarımızı aşmalıyız. Bunlar geride kalmalı.
- Anavatan ile DYP ortaklığının bir eksen oluşturacağı geniş tabanlı bir hükümet kurabilmeliyiz.
- Ortak hükümet sadece ilk adımdır. Sonrası seçimde işbirliği olabilir.
- Son amaç... İki partinin bütünleşmesidir. "
Yılmaz,
bugün DYP ve Anavatan fiili oylarını da aşan Türkiye'nin yüzde 50'den fazla çoğunluğunun isteğini dile getirmektedir.
Türkiye, kaderini teslim edeceği ve macera sapmaları olmayan geleneksel demokratik güçlerinin özlemini duyuyor.
Mesut Yılmaz, bu ortak paydanın desteğine oynuyor.
Ayrıca... Çiller bu öneriyi de reddederse, partisini RP'nin dümen suyunda kalmaya mahkum bırakırsa, O'na "hayır" diyecek olanları kimse kınayamayacaktır.
Çiller, bu ağırlığın üzerine gelmesine karşı uzun süre direnemez.
Bugün, Mesut Yılmaz'la konuştuğumda "Biz zaten Refah'la hükümet kuruyoruz. Siz de katılın" demesi bekleniyordu.
Şimdi, edindiğim izlenim bir sürpriz hazırlık içinde olduğudur.
"Üçüncü şahsın başbakanlığında bir DYP - Anavatan ekseni oluşturalım. Dışarıdan destekle güvenoyu alalım" demesi - küçük - olasılığı var.
Partinin bilgeleri, Çiller'i uyardılar:
"Yılmaz, güvenoyu alamasa bile, hükümeti kurma görevinin size verilmemesi mümkün. Hatta büyük ihtimal... RP'yle ortak hükümet kurabilme şansımız olmayacaksa, Anavatan'la hükümet ve seçim ittifakı kapılarını kapatmayın."
Spekülasyon yapmak istemiyorum.
O nedenle, bekleyip görmeyi tercih edelim.
Ancak...
Şunu teorik olarak belirtmekte fayda var:
"Çiller, Yılmaz hükümeti güvenoyu alamasa dahi, hükümeti kurma görevinin kendisine verilmeyeceği olasılığını yüksek gördüğü itibaren politikasını değiştirebilir. RP'ye arkasını dönebilir. Kendisini iktidarda tutacak hükümet modeline yaslanır."

Çiller'in Cumhurbaşkanı Demirel'i hedef alan konuşmaları da, nezaketin, vefanın hatta menfaatinin bile uzağındaydı.
Demirel, DYP'nin adını, sürgüne giderken dosdoğru uzayıp giden Çanakkale yolunda koymuştu.
DYP'nin bütün il ve ilçe binalarının bulunması... kiralanması... çelik masa ve dolapların, telefonların temini... Demirel tarafından gerçekleştirilmişti.
Hem de... Güniz Sokak'ın kapısında 24 saat askeri araç beklerken... Demirel'in siyaset yapması yasaklanmışken... dört duvar arasında mahpus yaşamını sürdürürken...
Demirel'in o olumsuz koşullarda bunu gerçekleştirmesinin nedeni, yıllardır yurdun her bir tarafından on binlerce kişiyi araması, hatırını sorması, onların tek tek isimlerini, sorunlarını bilmesidir. Çocuklarını, babalarını tanımasıdır. Çeyrek yüzyıl boyunca her gece geç saatlere kadar çalan ya da açtığı telefonlarla kurduğu on binlerce gönül köprüsüdür.
Demirel'e hedef atışı yaparak, Çiller, siyaseti sürdüremez.
Tabanını yitirir.
Siyaset mezarlığı, o camiada Bayar'a, Menderes'e, Demirel'e sövmeye kalkıştıkları için dir diri gömülenlerle doludur.
Bu isimler, kendi camilarında cami duvarı gibidir. Dibine pislemeye kalkışanları çarpar.


Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr