Fransa'da ve İtalya'da bir parlamenter adi suç işlemişse, hürriyetini bağlamamak yani gözaltına alınmamak ve tutuklanmamak koşuluyla sorgulanır, yargılanır.
Sadece tutuklanması için Meclis kararı gerekir.
İngiltere'de ise, yasama çalışmalarının yapıldığı dönemlerde parlamenterlerin durumları Fransa ve İtalya'daki gibidir.
Ama, Parlamento tatildeyken dokunulmazlıktan yararlanamaz, hafif ya da ağır adi suçları nedeniyle sorgulanır, yargılanır hatta tutuklanır.
Amerika'da, sadece adi değil bütün suçlar için, yargı otomatik olarak devreye girer.
Bu bakımdan, İçişleri Bakanı Saadettin Tantan'ın "ağır suç işleyen milletvekillerinin dokunulmazlık zırhı olmamalı" önerisi, demokrasilerin genel doğrultusundadır.
"DYP Şanlıurfa Milletvekili Şıhanlıoğlu'nun ölümünden sorumlu oldukları" iddiasıyla sorgulanan iki MHP milletvekilinin durumu ise farklıdır.
Onlar, suçüstü hükümlerine göre ifade verdikleri için dokunulmazlığın kalkması ve gereğinde tutuklama kararı için Meclis oylaması gerekmez.
"İki milletvekilinin, bir başka milletvekilini kastı aşan öldürme fiili nedeniyle sorgulanması", elbette üzüntü vericidir.
Buna karşılık, 3 günlük suçüstü süresi dolmadan yargıya teslim olmaları... İfade vermeleri olumludur.
"3 gün ortaya çıkmayarak suçüstü konumundan sıyrılmak" pişkinliğini yapmamışlardır.
Daha önce MHP'li Bakan Somuncuoğlu'nun Meclis Başkanlığı'na adaylığının, kendi partisinden milletvekili arkadaşları tarafından zor kullanarak engellenmesi, Genel Başkan Bahçeli'nin MHP'ye kazandırmak istediği yeni görüntüyü gölgelemişti.
Bu son olayda iki MHP milletvekili yargıya teslim olmasalardı, kamuoyunda soru işaretleri derinleşecekti.
Ama... MHP, bu ölüm sonrası, kınama ve özür jesti de yapmalıydı.
Parlamenterlerin oturumlara silahla girmeleri sorununa gelince...
Dünya demokrasilerinden örnek vermek, karşılaştırmalar yapmak olası değil.
İlke olarak, parlamentoya silahla girilmez.
Demokrasilerde silah, fikir ve sözdür.
Türkiye'de bazı Parlamenterler, hem silahla giriyor hem de üzerlerini aratmıyorlar.
Yeni Meclis Başkanı Ömer İzgü, "Parlamento'nun döner kapılarına silaha duyarlı aygıtlar yerleştirileceğini" açıkladı.
İçeri tabancasıyla girmek isteyen kişi kim olursa olsun, akıllı döner kapı kendiliğinden kitleniyor.
Kapının tekrar hareketlenmesi ve böylece içeri girebilmek, ancak silahın emanete teslim edilmesinden sonra mümkün olabilecek.
Bunca yıl neden beklenildi ki...
Bu hadiseleri önleyemeyen yönetim hatalarının yanısıra, muhalefetin yok sayıldığı ve "neredeyse susturulacağı" yeni içtüzük maddesi, ağır tahrikti...
Geçmesi için ısrar, gerilimi arttırır.
TBMM Başkanı Ömer İzgü, pazartesi günü siyasi partilerin Grup Başkan Vekilleriyle bir toplantı yapacak.
Meclis çalışmalarını süratlendirecek, engellenmeleri önleyecek, ama muhalefetin de etkinliğini azaltmayacak bir iç tüzük düzenlemesi için uzlaşı formülleri arayacak.
Demokrasinin bir "uzlaşma rejimi" olduğu, hadiseler bu vahim noktalara sürüklenmeden düşünülmeliydi.