Merhum Vehbi Koçun evindeydik. Yemek öncesinde viski, sonrasında neskafe ikram etti.Sormuştum...Yasal olarak, bunları nasıl bulunduruyordu?Cevabını yansıtayım:"İsmet İnönüden çok şey öğrendim.Bunlardan biri de şu...Evime gelen her hediye için, burada defter tutulur.Kaydedilir ve imza alınır.Kim gönderdi?Ne hediye etti?Değeri ne?Hangi tarihte?.....Bütün bunlar defterde yazılıdır.Hediyeyi getirenden imza alınır.......Kimse bize suç iddialarında bulunamaz." Polisin evleri, işyerlerini bastığı, viski, neskafe aradığı yıllardı. İstanbulda, evinde viski, neskafe bulunduranlar, hepsini tuvalete döküyor, sifonu çekip yok ediyorlardı. Herkes paylaşmasa da, ısrarlı olduğum görüşüm şudur:"Türkiyenin tarihini belirleyen 4 isim var; Atatürk, İnönü, Koç ve Özal..."Bu görüşümü şöyle açıklarım...Kurtarıcı ve Cumhuriyetin kurucusu Atatürkü ayrıca anlatmaya gerek yok.İnönü, Türkiyeyi, İkinci Dünya Savaşına sokmamış, çok partili demokratik yaşamı başlatmıştır.Özal, Tanzimat ve Islahattan, yüzyıllarca sonra, ilk kez Türkiyeyi, döviz darboğazlarına sokmayan ve böyle bir görüntüyü sürdürtmüş olmanın arkasındaki isimdir.Vehbi Bey ise Türkiyede, özel sektörün simgesidir. Türkiyenin ilk dördü... Eşimle, uzak bır yolculuğa çıkıyorduk.Havalimanına gitmeden önce, Yeniköydeki evimizden Vehbi Koça telefon ettim."Uzun yolculuğa çıkacağımızı" söyledim... Hatırını sordum.Cevabı "gel de gör" oldu.Birkaç yüz metre ötedeki evine gittim.Konuştuk.İlk kez, çalışma odasında değil, salondaki yemek masası üzerine yayılmıştı dosyalar. Ayrıntı vermek gereksiz... İyi ki o gün evine gitmişim.Biz çok uzaklardayken artık, görünmez olduğu haberi geldi.Ne yazık ki, toprağa verilişine yetişemedik. Aramızda okyanus.. Bugün, Vehbi Koçun ölüm yıldönümü...Yaşamının son yıllarında iki istemi vardı:1 - "Vatanım varsa, ben de varım... Türkiyenin AB üyesi olması geleceğidir."2 - Koç grubu kurumlaşmalı...Her iki isteği de gerçekleşme sürecinde.Bir de ek isteği vardı..."Koç Üniversitesinin sürdürülebilirliği..."O da yörüngesinde...Bugün, Vehbi Beyin yıllarca en yakınındaki Can Kıraçın kitabı çıkıyor.Bir de ondan izlenmeli.Ama... Ben bir anımı yansıtayım:Can Beyin Çamlıcadaki yeni evi için Vehbi Bey dolduruşa getirilmek isteniyordu."Bu nasıl ev?Sanki malikane!..."Vehbi Bey şöyle cevap verirdi:"Helal olsun. Helal olsun... Can Beyin bize çok faydaları olmuştur."Kaç patron, malikane gibi bir ev - eski at manej mekanı - yaptıran üst düzey yöneticisi için böyle laf eder? İki istek Vehbi Bey, özel sektör yöneticisi saygınlığını yaratmıştır. Onları eski katip tanımından çıkarmış, hissedar haline getirmiştir. Diğer özel sektör kuruluşlarına örnek olmuştur.Vergilerin ilan edilmesi çabalarından tutunuz, bir dizi saygın tavrıyla, özel sektöre kişilik kazandırmıştır. Dürüstlüğü, küreselliği, sanayiciliği, araştırma - geliştirmeyi özel sektör flaması haline getirmiştir.Türkiye siyasetin darboğazlarına girdiğinde, sorumlu ve yetkililere mektuplar yazar, düğümleri çözerdi. Ağırlığı vardı. Boşluğu hissediliyor. Ruhu şad olsun. Örnek... Ercan Arıklının da - Hıncalın köşesinden öğrendim - doğum yıldönümüydü 22 Şubat...Değerli dostum... İyi ki doğdun; seni tanıdık..Gittin."Keşke tanımasaydık" diyemem ki... g.civaoglu@milliyet.com.tr Ercanın ardından