Deprem yardımlarının koordinasyonundan sorumlu
Devlet Bakanı Hasan Gemici'den düşündürücü bir açıklama:
"Ne yazık ki dünyadaki çadır stoku tükendi.En son Ukrayna, Pakistan, Rusya, Bulgaristan'daki çadırları getirttik. Onlar da bitti.
Dahası...
Vatandaşın kendi yaptığı derme - çatma barınakların üzerini örtecek naylon - branda örtü stokları da sıfırlandı.
İstanbul'daki fabrikalara tam kapasite üretime geçmelerini bildirdik.
Çadır imalatçıları, günde ancak 30 - 40 tane yapabiliyorlar.
Çadır stokları fazla değil.
Çünkü...
Bir çadırın ömrü 3 yıl.
İlk büyük sorun, insanlarımıza öncelikle başlarını sokacak kapalı bir alan sağlamak."
Bolu Valisi Nusret Miroğlu da acılı.
Bolu halkının perişan halini anlatıyor:
"Yörede insanlarımızın barınak ihtiyaçlarını hala karşılayamıyoruz.Yağmurda, soğukta açıktalar."
Bütün dünyaya çadır istekleri bildirilmiş bulunmakta.
Çözüm üretimi
Zor anlar, olağanüstü çözümlerin doğum ortamıdır.
Bütün dikkatler
Düzce ve
Kaynaşlı'ya yönelmişken,
Bolu'da en az
7 bin kişi açıkta.
Dün
Bolu'da protesto gösterileri yapılıyordu.
İlgi ve barınak istiyorlardı.
İşte böyle bir ortamda, insancıl ve sıcak duygular,
- kısmen de olsa - yararlı olabilecek çözümler üretti.
Örneğin...
Şişme spor salonları,
300 - 400 kişiyi rahatlıkla barındırabilir.
Bunlara asmakat yani bir çeşit ahşap kat da eklenirse, barındırma kapasitesi iki kat artabilir.
Bu konuda iletişim kuruldu.
Ayazağa'daki
Enka Tesisleri'nin
2 şişme tenis salonu, yola çıkmak üzere.
Devlet Bakanı Fikret Ünlü de devreye girdi.
Enka örneğini
Türkiye'deki bütün şişme spor salonlarına yaygınlaştırdı.
Sayıları pek de az olmayan bu salonlar,
Bolu'daki depremzedelerin neredeyse tamamının ihtiyaçlarını karşılayabilecek.
Şişme spor salonlarının bir özelliği de, kompresörlerle içeriye sıcak hava üfletilerek ısıtılabilmeleri.
Bu aygıtlar da hizmete sokulacak.
Adres
Böylece...
Yeni bir adres saptanmış bulunmakta.
Sadece dünyadaki çadır imalatçılarına değil, artık şişme spor salonu imalatçılarına ve dünyadaki bütün bu tür şişme spor salonlarına sahip kulüplere, spor bakanlıklarına, federasyonlara başvurmak gerekiyor.
Sadece
Bolu, Düzce, Kaynaşlı'daki yurttaşlarımıza değil, daha önceki büyük depremde de açıkta kalmış ya da yarım yamalak naylon örtüler altında
çadır kondularda yaşayan yurttaşlarımıza da, bu sıcak hava tesisatlı tesisler sunulabilir.
ABD'de,
Fransa'da,
Almanya'da,
İngiltere'de böyle salonlar binlerce.
Kısacası...
Artık olağan çadır adreslerinden farklı bu büyük kapsamlı şişme salonlara yönelmemiz gerekiyor.
Hem sadece şu satırlar yazılana kadar gerçekleşmiş depremler için değil... Ayak sesleri duyulan başka depremler için de...
Yani elimizde böyle on binlerce kişilik şişme salon stokları bulunmalı.
Bunlar uygun yerlerde kurulmalı.
Seyyar tuvalet, seyyar banyo, çöp imha ve diğer tesisleriyle birlikte, özellikle
İstanbul için hazır bulundurulmalıdır.
Her şey olup bittikten sonra devlet, itfaiye neferi gibi yangın söndürmek için koşuşturmamalı.
"Bunlar büyük siyaset felsefeleri değil" gibi görünüyor ama insanların yaşama haklarından daha büyük ve kutsal ne olabilir ki?
Uyarı
Keşke sözcükler insanlarımızı örtebilse, ısıtabilse...
Deprem yaralarının sarılmasından sorumlu
Devlet Bakanı Hasan Gemici'nin bir de çağrısı var:
"Medyada, pek çok deprem uzmanının birbiriyle çelişen konuşmalarıyla halkın panik yaşadığı" kanısında.
Sismik 1'in elde ettiği sonuçları değerlendirmek üzere,
Kandilli uzmanları ile
İTÜ ve
Boğaziçi öğretim üyelerinin bir hafta süreyle tartışarak,
25 Ağustos'ta ortak bir görüş açıklama kararları, bu açıdan olumludur.
Ağırlıklı ve ciddidir.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr