Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Demirel'in de uyarısıyla, Yunanistan - PKK suç ortaklığı, gündeme ağırlık koydu.
Bir tanık ve bir kanıt...
Bundan bir süre önce, Diyarbakır Cezaevi'nde, PKK'nın ikinci adamı Şemdin Sakık şöyle diyordu:
"Yunanistan'dan Stinger füzeleri aldık.
Silah aldık.
Bizi kamplarında eğittiler.
Her türlü yardımı yaptılar.
Uluslararası platformda, onların desteği ile siyasallaşma sürecini uyguladık."
Sakık söylemedi ama edindiğim izlenim, düşürülen helikopterlerimize karşı PKK, Yunanistan'dan aldığı Stinger füzelerini kullanmıştı.
Apo'nun, Yunanistan için anlattıkları, medyada yankılanmakta.
İkinci adamı Şemdin Sakık'tan dinlediklerimizle, aynen örtüşüyor.
PKK'nın en üst düzeyde iki adamı, Yunanistan'ın, teröre yataklık ettiğinin... Hatta dahası, terörle suç ortağı olduğunun tanıklarıdır.
İfadeleri ise, kanıt.
Yunanistan, BM'nin, NATO'nun, uluslararası terörle mücadele sözleşmelerinin altında imzası olan bir çağdaş hukuk devleti gibi değil, kara listeye girmiş "haydut devletler" gibi davranmıştır.
Örneğin, Suriye, Libya, Sudan, K. Kore gibi...

Suç ortaklığı güzergahı

Abdullah Öcalan'ın Suriye'den ayrıldıktan sonraki serüveninde, Yunanistan hep bir "baba" rolünü oynamıştır.
Terörist örgütün başı Öcalan'ın Avrupa haritasında çizdiği zigzaklarla dolu güzergahın her karanlık noktasında Yunanistan vardır.
Açıklamalar gösteriyor ki, Yunan Dışişleri, İçişleri ve Kamu İşleri bakanları tarafından korunmuştur.
Yunanistan'da zaman zaman konuk edilmiştir.
Eline, G. Kıbrıs Rum Kesimi'nin kırmızı sahte pasaportu verilmiştir.
Yunan Gizli Servisi'nden bir görevli tarafından, o pasaportla ve sahte isimle, Kenya'ya sokulmuştur.
Nairobi'de Yunan Büyükelçisi'nin konutunda, 12 gün süreyle konuk edilmiştir.
Oradan gideceği ülkeyi, gene Yunanistan'ın Nairobi Büyükelçisi araştırmıştır.
Bütün bunlar, teröre yataklığın ve teröre suç ortaklığının yadsınamaz kanıtlarıdır.

BM diyor ki

BM Anlaşması'nda şu hüküm dikkat çekicidir:
"Tüm üyeler, uluslararası ilişkilerde diğer ülkelerin toprak bütünlüğü ve politik bağımsızlığına karşı tehdit ve güç kullanmaktan çekinmelidir.
...........Güvenlik Konseyi gerekli önlemler alana, uluslararası barış ve güven sağlanana kadar, üyeler, bireysel veya kolektif savunma hakkına sahiptir."
Yunanistan, görülüyor ki toprak bütünlüğümüze kasteden PKK ile suç ortaklığı yaparak, bu hükmü çok açık ihlal etmiştir.

Türkiye'nin sesi

AB Dışişleri Bakanları Komitesi, Yunanistan'ın önerisiyle, PKK konusunda, Avrupa inisiyatifi sağlamak gündemiyle toplanmıştı.
Ama bizim dışişlerinin iyi hazırladığı dosya sonucu, o gündem maddesi düşmüştür.
Toplantı sonrası bildiride, suyunatirit birkaç satırla yetinilmiştir.
Önceki gün Bülent Ecevit ve İsmail Cem'in, Türkiye'deki yabancı gazetecilere yaptıkları düzeyli açıklamalar da, etkili olmuştur.
Amaç, Türkiye'ye karşı uluslararası komplolara kalkışırken, Yunanistan'ın gerçek yüzünü teşhistir.

Ve Demirel'in mesajı

Cumhurbaşkanı Demirel'in Filipinler'de söylediği sözler, işte bu politikamızın en üst düzeyde yankılanışıdır.
Ancak...
Fotoğrafı iyi görmeliyiz.
1- İngilizler'in "Az, aslında daha fazladır" diye bir sözü vardır.
Yeterinde ve kıvamında kalmak, abartmamak, daha etkili olur.
Türkiye de, Yunanistan'ın bölücü terörle suç ortaklığını tanıklarıyla, kanıtlarıyla ortaya koymalı, bütün dünyaya bunu göstermelidir.
Ama...
Savaş tehdidi izlenimini vermek, en haklı olduğumuz şu dosyada, bizim yanlış anlaşılmamıza neden olabilir.
2- Eğer meşru savunma hakkımızı kullanmak söylemi, Apo için kullanılmışsa, zamanlaması artık geride kalmıştır.
Yok, hedef halen Yunanistan'dan eğitim ve yardım gören PKK'lıların Suriye örneğindeki gibi kapı dışarı edilmesi ise, tavrımız daha somut bir çerçeveye oturtulmalıdır.
İsteklerimiz, açıkça ve yazılı olarak bildirilmelidir.
Aksi halde, meşru savunma hakkımızı kullanabileceğimiz - tıpkı Suriye'ye daha önce yaptığımız gibi - hatırlatılmalıdır.
3- Yunanistan'da bir siyasal deprem var.
Apo olayında suçlu görülen 3 bakan, Başbakan'ın isteğiyle istifa etti.
Gizli Servis Başkanı görevinden alındı.
Operasyon sürüyor.
Bir yandan suç dosyası, tanıkları ve kanıtlarıyla ortaya konurken öte yandan bu fırsat, Yunanistan ile teröre karşı daha sağlam bir diyalog kurulması için de, kullanılabilir.
Örneğin...
Suriye ile böyle bir model sağlandı.
Sonuç...
Türkiye, terörün mağdurudur.
Saldırganları teşhir edelim ama mağdur yaratmayalım.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr