Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

ANAYASA değişikliği gene gündemde... Ekonomik krizin toplumsal sancılarını perdelemek taktiği bile olsa gene de duyarlı maddelerine işaret edelim.
AKP, iktidar olduğundan bu yana YAŞ (Yüksek Askeri Şûra) kararlarıyla Silahlı Kuvvetler’den ihraç kararlarını Başbakan ve Milli Savunma Bakanı, “muhalefet şerhi” koyarak imzalıyor.
“Tüm idari işlemleri yargı denetimine tabi kılan hükmün YAŞ kararlarında da uygulanması zorunluluğunu” gerekçe gösteriyorlar.
Anayasa değişikliği olursa, YAŞ kararlarını neresi denetleyecek?
Danıştay mı?
Ankara’dan aldığım izlenimlere göre inceleme yeri, Danıştay’ın işlevini askeri alanda yürüten “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi...”
Daha önceleri askerler için de görevli ve yetkili mahkeme Danıştay’dı.
Ancak... Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kurulduğundan bu yana TSK’daki işlemleri bu mahkeme denetliyor.
Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi sivil yaşamdaki Yargıtay ve Danıştay işlevleriyle örtüşüyor.

Siyasi parti kapatmak

ANAYASA’da bir diğer duyarlı değişiklik, “siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırmayı” hedefliyor.
Bunun bir ayağı “siyasi partinin sadece terör ve silah bağlantılı olması ve bunun odağı haline gelmesi” ölçütü...
Diğeri ise, “Yargıtay başsavcısının kendi kanaatiyle ve tek başına kapatma davası açma yetkisine sahip olmaması...”
Böyle bir kapatma başvurusu için belki de bir “kurul” oluşturmak fikri var.
Biraz karışık görünüyor.
Her alanda savcılar tek başına hareket yetkisine sahipken siyasi partiler söz konusu olduğunda bu farklı uygulama Anayasa’nın “kanun önünde eşitlik” ilkesiyle çelişebilir.
Türkiye’deki hukuk devrimini başaran Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için “cumhuriyet savcısı” deyimini öngörünce Atatürk’ün fikir arkadaşları karşı çıkmışlardı:
“Bu ülkenin valisi, müsteşarı, büyükelçisi, hatta hâkimi için cumhuriyet sıfatı kullanılmayacak da neden sadece savcısı için cumhuriyet sıfatıyla anılacak?”
Bozkurt cevaplar:
“O saydıklarınızın hepsini, dahası bakanları, başbakanları, partileri, herkesi gereğinde cumhuriyeti korumak için ve cumhuriyet adına savcılar sorgular.”
Atatürk, “Devam et Bozkurt” diyerek tartışmayı noktalar.
Cumhuriyet savcısının kökü, etimolojisi, işlevi budur.
Onun yanına bir de “cumhuriyet kurulu” mu oluşturulacak?
........................
Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılanması ve diğer duyarlı konularda değişiklik önerilerini metin netlik kazandıktan sonra irdeleyeceğiz.

Haberin Devamı

Taktik ve öz

ROJİN ve TRT ŞEŞ VİZYONU
ROJİN, bizim ŞEFFAF ODA ekibinin konuk-sanatçı ilişkilerinden çok öte dostlarından biridir.
Hepimiz severiz onu.
Sık sık gelir.
Laflarız.
Özel yemeklerimizde beraber oluruz.
Pırıl pırıl yürekli, insan sevgisiyle dolu bir genç kadındır.
Neşeli ve çok zeki doğasıyla çevresine ışık verir.
TRT ŞEŞ’ten çağrı geldiğinde de konuşmuştuk.
Orada yapacağı programın “Türk ve Kürt kökenli insanlarımızı kucaklayacağını, sımsıcak bir psikoloji oluşturmayı hedeflediğini” söylüyordu.
Tehditler aldı. Yılmadı.
Evinin anahtar deliğine, kapısına kan sürüldü.
Üzgündü ama “Bu misyonumu kabul edecekler sonunda” diye düşünüyordu.
Başarılı oldu.
Adana’nın varoşlarından çıkan, baba dayağına rağmen müzik derslerine giden, Ankara Konservatuarı’nda okurken bir benzin istasyonunda otomobil camları silerek geçimini sağlayan Rojin, programına bu yaşam deneyimleriyle, halkın yürek atışlarını yansıtıyordu.
Sonunda ne olduysa oldu...
Gazetelere bir kısmı doğru, bir kısmı yalan yanlış yansıyan nedenlerle Rojin ayrıldı.
Şimdi çok başka ve gene çok güzel bir program eşiğinde...
Artık TRT Şeş haftaları, ayları geride kalmalı.
Bu genç kadının duyarlılıkları, hoyrat darbeler almamalı. Geride hoş seda kalsın...
Nahoşlar da hatırlanmasın.
Rojin bir yana, TRT Şeş’te sanat yapacak olanlar da kendilerini güvende hissetmezler.
TRT Şeş’te tüm tehditlere karşın hizmet verenlere sadece teşekkür borcumuz olmalı.
TRT’nin de yetki ve sorumluluk alanına girdiği yeni Devlet Bakanı Bülent Arınç’ın bu konuya özelden genele eğilmesi gerekir.