BU akşam Bursa’da oynanacak Türkiye-Ermenistan milli futbol maçı “Futbol, sadece futbol değildir” söylemini doğruluyor.
Ermenistan ile ilişkilerde tarihi sürecin işaret fişeği Cumhurbaşkanı Gül’ün, Erivan’a giderek Ermenistan-Türkiye milli maçını izlemesiyle yakılmıştı.
NEHİR ANILAR
MUSTAFA Özkan’la yarım yüzyıla yakın bir arkadaşlık... Hiç kopmadan, ara vermeden güzel günleri de zor günleri de özenle paylaşarak aktı yıllar..
Dostluk böyle derinleşir.
Bu bağlamda bir “kitap” öyküsünü anlatayım...
“Can arkadaşlar listemin” başlarında yer alan dostum Murat Vargı’nın doğum günü davetindeydim.
Ailesi ona hediye olarak bir kitap hazırlamıştı.
Murat’ın yakın arkadaşlarının birer, ikişer sayfalık yazılarla yaşadıkları ortak anıları yansıtan “zamanda yolculuk”, güzel fikirdi.
Eşi Birgül’ü, kızları Banu ve Yasemin’i yürekten kutlamıştım.
Hediyeler her zaman böyle neşe vermez. Sonraları sayfalarını “acı tebessüm” ile çevirdiğim sevgili Ufuk Güldemir’in anısına basılan kitap geldi.
Ufuk’un yaşam öyküsü, anıları fotoğraflarla örülmüştü.
Ne kadar da itinayla hazırlanmış bir kitaptı.
Eşi Gaya’yı, kardeşi Şafak’ı ve en yakın çalışma arkadaşı Melih Meriç’i de kutlamıştım.
Bu iki kitaptan aldığım esinle kadim dostum Mustafa Özkan’ın 70. doğum günü için bir kitap yapmaya karar verdim. Benim bildiklerimin yanı sıra oğlu Timur’dan, Mustafa’nın çocukluk yıllarına kadar uzanan arkadaşlarının isim listesini çıkardık.
Doğum yeri Kayseri’den delikanlılık çağını geçirdiği Mersin’den bile arkadaşlarını bulduk.
İlk genel yayın yönetmenim, ortak dostumuz Kurtul Altuğ’dan da destek aldım.
Yüzlerce mektup yazarak Mustafa’nın dostlarından, arkadaşlarından, aile bireylerinden, meslektaşlarından Mustafa ile anılarını yazmalarını, o dönemden fotoğraflarını göndermelerini istedik.
Ne anılar ve ne fotoğraflar...
Mustafa’nın yaşam ırmağı bu kitaba aktı.
Benim için de bazı sürprizler oldu.
Örneğin neredeyse Mustafa kadar eski arkadaşım, Cumhurbaşkanlığı eski başdanışmanı, sevgili Can Pulak’ın “bıyıklı” bir fotoğrafı da gelmez mi?
Onu hiç bıyıklı görmemiştim. Zaten kendisi bile hatırlamıyor.
Anlaşılan, bir zamanlar kısa süre bıyık bırakmış ve unutmuş.
Neyse...
Nazik iltifatlardan anlıyorum ki güzel bir kitap hazırlayabilmişiz.
Bunda kitabı yayına hazırlayan Boyut matbaasının ve tasarımcısının büyük payının olduğunun altını çizmeliyim.
Mustafa Özkan’ın Sait Halim Paşa Yalısı’ndaki doğum günü daveti kitabın da ötesinde güzeldi.
Birisi kâğıt, karton ve mürekkep... Davettekiler ise anıları yazan ve yaşayan sımsıcak canlar... İkisi bir olur mu? Yaşamı boyunca gazetecilik mesleğinin sevdalısı olarak kalan Mustafa için aile, doğum günü pastasını yazı makinesi şeklinde yaptırmıştı. Sevgili Mustafa’yı kucaklıyorum.
Eşi Cevahir, çocukları ve torunlarıyla birlikte bu kitabın yeniden elden geçirilmiş 80. ve 90. yıl baskılarını da yaparız inşallah.