Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Apo'nun yakalanarak Türkiye'ye getirilmesi, hayal bile edilemezdi.
Gerçek oluverdi.
Türkiyemize harikulade bir armağandır.
Tarihi değiştirebilir.
Yüce Atatürk'ün söylemiyle, "Bugün büyük bayramdır. Kutlu olsun."
Apo'
nun Suriye'den sökülmesiyle başlayan ve onu Türkiye'de adalet önüne çıkaracak operasyonla noktalanan süreç, öncelikle Türkiye'nin büyüklüğünün kanıtıdır.
Şöyle ki...
Türkiye, bir hukuk devletidir.
Ele geçirdiği 30 bin kişinin katlinden sorumlu bir haydut, burnu bile kanamadan, yanındakilere de hiçbir zarar verilmeden, topraklarımıza getirilmiştir.
Adalet çarklarının işleyeceği mercilere teslim edilmiştir.
Oysa, bir özel tim için Öcalan'ı yok etmek çok kolaydı.
Oysa, Türkiye çağdaş hukuk devletinin gereğini yapmıştır.
Bize yakışan da budur.
Bir yanda Türkiye'nin bu hukukun üzerine titreyen özemli tutumu... Öte yandan, PKK yandaşlarının bazı ülkelerde koyduğu şiddet eylemleri... İşgaller... Rehin almalar... Yangınlar...
İki görüntü arasındaki fark, dünya kamuoyuna gerçekleri yansıtmak bakımından yararlıdır.
PKK'nın "mazlum" değil, "saldırgan" şiddet örgütü imajını kendileri çiziyor.

"Laf değil"

Apo'nun adeta kök sökercesine, önce Suriye'den, sonra da Rusya ile İtalya'dan adeta koparılması... Bir yurtsuz terörist, bir haymatlos hava korsanı gibi sığınacak ülke ararken, kişiliğinin aşınması, ona güvenin tükenmesi, müthiş bir başarı süreciydi.
Yıllarca ABD ve İsrail gibi ülkelerde örneklerini özlemle hatta kıskançlıkla izlediğimiz "insanlık suçlularının yakalanması, kanını akıttığı ulusun, yargı organı önüne çıkarılması" örneklerinin birini, bizim de gerçekleştirmemiz, harekatın taç giyme aşamasıdır.
Türkiye kendisine yapılanın da cezasız kalmayacağını kanıtlayan büyük ve saygın ülkeler arasındaki yerinin altını çizmiştir.
Ayrıca...
30 bin günahsız insanımızın, şerefli güvenlik güçleri şehitlerimizin, her meslekten devlet görevlilerine kıyımların ardından dile getirilen söylem, böylece yüreklere ve beyinlerine kazınmıştır.
"Kanları yerde kalmayacak..."
Evet, Türkiye bu onurlu andının da arkasında olduğunu göstermiştir.
Bu söze inanmayan, bıyık altından gülenlere cevap verilmiş bulunuyor.
Ve bu operasyon, milletimize büyük moraldir.
Özümüze, gücümüze, güven tazelenmiştir.
Türkiye'ye bu muhteşem armağanı veren ordumuza, emniyet güçlerimize, MİT'e... Kararlı tutum ortaya koyan siyasi iktidarlara... Bu sırrı kutsal emanet gibi koruyan, hiç sızdırmayan devlet adamı klasındaki 10 kişiye, Türkiye, şükran duygularını sunar.

Tarihin akışı

Apo'nun yakalanışı ve Türkiye'ye getirilişi, PKK'ya karşı geniş bir operasyonla eş zamanlıdır.
PKK, tam çöküş değilse bile, dağılma sürecindedir.
Bu operasyon, belki de tarihin akışını değiştirecek.
Bir efsane özentisinin balonu patlamıştır.
Türkiye'yi bölmek için karanlık tezgahların arkasındaki kirli güçler, boşlukta kalmaya mahkum olduklarını görmüş bulunmalılar.
Türkiye'nin başarısı, yöredeki ve dünyadaki bütün bölücü kalkışımlara da, caydırıcı etki yapabilir.

Barış harekatı

Bülent Ecevit, tarihin talihli lideri.
1974'te, Kıbrıs'a, Barış Harekatı ile milli onurumuzun adeta şaha kalktığı dönemin başbakanıydı.
Şimdi Apo'nun Kenya'da ele geçirilerek Türkiye'ye getirilişi ve adalete teslimi harekatı da onun başbakanlığında gerçekleşti.
Ecevit, bunu da bir barış harekatı haline getirmek çabasında.
Dağdaki kandırılmış PKK'lı güçlere, "teslim olmaları" için çağrıda bulundu.
Onlara, "Pişmanlık Yasası'ndan yararlanabileceklerini" belirterek çok önemli bir mesaj verdi.
Dağdaki, kentteki PKK'lılar, Ecevit'in yaptığı insani çağrının derinliğini iyi anlamalılar.
Silahları bırakmalılar.
Şiddete, eyleme kalkışmak, böylece Abdullah Öcalan'ı kurtarabileceğini sanmak ham hayaldir.
Sonuç alma şansları, sıfırdır.
Ayrıca...
Komutanlarla, İçişleri Bakanı'yla, Emniyet Genel Müdürü'yle konuştum.
Bütün dış ve iç olasılıklara karşı önlemler alınmış bulunmakta.
Hangi eylem kalkışımlarının hesaplandığını ve önlemleri, ayrıca sıralamakta yarar görmüyorum.
İşkence ve bağımsız yargı konularında, uluslararası platformda, fesat çabalarına geçit verilmeyecek.
Ve son söz:
Operasyon nasıl gerçekleşti?
"Bir göz kırpışıyla... Tıpkı Şemdin Sakık'ın ele geçirilişine benzer bir durum yaratılarak" desem yeterli olur mu?





Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr