Yoksa... Arabesk kültürün "her acının tiryakisi" "mazoşist" toplum mu oluyoruz?
"Kriz" paranoyası, kurumsal kimliğimiz mi?
Örneğin... TCK 312 için liderler toplantısı sonrasında "üçlü koalisyon fayında kırılma" yorumları yapıldı.
Gerçeklere gelince...
TCK 312'nin yeni hali, hükümet tasarısı değildir. Adalet Bakanlığı tarafından ortak hükümetin üç liderine sunulmuştur.
Peki Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı metnin arkasında başka "etkiler" var mı?
Geçiniz...
Nitekim liderler de "toz kondurmamayı yeğleyerek" bu metnin geldiği gibi Meclis'te oylanmasına karar vermişlerdir.
Liderlerin ortak kararlarıyla o "etkilerin" birbirinden kopuk ve iletişimsiz olduğunu sanmak siyaseti yanlış okumaktır.
Kaldırılan TCK 163'ten sonra TCK 312, laisizme ve Türkiye bütünlüğüne saldırıları kıracak "son dalgakıran" gibi değerlendiriliyor.
Duyarlı bir madde...
Yani... 312'nin Meclis'e gönderildiği haliyle bir günah çuvalı gibi MHP'nin sırtına yüklenmesi gerçeği yansıtmıyor.
Ancak... Maddenin bu halinin "MHP ilkelerine ters olduğu" da söylenemez.
Ayrıca... Medyanın TCK 312 için MHP'ye yüklenmesi bu parti yönetimini, tabanda güçlendirmekte.
Ortak hükümet uğruna "çok ödün veriyor" görüntüsünün yarattığı çatlakların üstü bu tür yayınlarla sıvanıyor.
Üç liderin toplantısında Adalet Bakanlığı'nın gönderdiği 312'nin yeni hali aynen benimsenmiştir ama gerek DSP'nin bir bölümünde, gerek Anavatan'da bazı arayışlara geçilmiştir. Erdoğan'ın AK Partisi, Kutan'ın SP'si, Çiller'in DYP'si ve medyayla dirsek temasları kurulmuştur. Oralardan gelecek tepkilerle "312'nin önerilen metninde de değişiklik için kamuoyu oluşması gereği" dile getirilmiştir.
ANAP ve DSP'nin bir bölümü TCK 312'de AB normlarına uygun değişiklik için önergelerde AK Parti, SP ve DYP ile birlikte oy kullanabilirler.
Ne var ki...
Böylece hükümet vazosunun kırılacağını sanmak yanılgıdır.
MHP kendi tabanına ve kamuoyuna istediği mesajı vermiştir. Artık bu nedenle hükümeti bozan, ekonomi programını sabote eden, Türkiye'yi bir anda siyasi ve ekonomik krizin zehirli sarmalına iten parti konumuna düşmek kesinlikle istemez. Zaten sağduyulu Bahçeli de medyanın Ankara temsilcilerine "ortaklar arasında anlaşmazlıklar çıksa da bunun hükümeti bozma nedeni olmayacağını, anayasal seçim sürecinin sonuna kadar görevde kalınacağını" söylemiştir.
Abdullah Öcalan'ın idamında bile - tabanının rahatsızlığı pahasına - bekleyişi gözealan MHP, 312'nci maddedeki birkaç kelime için hükümeti bozar mı?
Aslında, TCK 312 için "ak" ve "kara" çarpışıyor.
Doğru olanı "gri"dir.
Gerçek şu ki... TCK 312'nin yeni hali, yasanın mevcut halinden dahi ileridir.
Avrupa demokrasilerinde de benzer maddeler var.
Bunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hakimi Rıza Tülümen'de "bizim içtihatlarımıza daha yakınlaşıyor" söylemiyle dile getirdi.
Çünkü mevcut halinde madde "kamu düzenini bozmak" gibi bir ölçüt koymamış. Sadece ceza öngörmüş.
Maddenin yeni halinde ise, "kamu düzenini bozmak" ölçütü getirilmekte.
Ne var ki...
Bu "kamu düzenini bozmak" ölçütü de "olasılık" gibi ne olduğu belirsiz ve tanımsız bir deyime dayandırılmış.
Tülümen'in eleştirdiği gibi "olasılık" sözcüğü belirsizliktir.
Sanıyoruz "olasılık" yerine ABD'de de olduğu gibi "açık ve mevcut tehlike" veya sadece "tehlike" ölçütü getirilecek.
MHP'nin de bu "tek kelime" değişikliğinin yanında yer alması kimseyi şaşırtmasın.