Balıkesir... Çarşamba.
Gündemde iki konu var.
Bir... Çakıcı ve ötesi...
Diğeri... Mali Milat 30 Eylül.
Önce...
Birinci konu, "memleketin hali" olarak konuşuluyor.
Sonra...
İkinciye geçiliyor; "kendi halimize."
Son günlerde hep Çakıcı ve ötesini yazdık.
"N'olacak vatandaşın kendi hali" parantezini açalım.
30 Eylül Mali Miladı şu haliyle "muz" gibi.
Ne niyetine yenirse, o lezzeti veriyor.
O çağrışımı yaptırıyor.
30 Eylül...
Sisler arkasında, netleşmemiş bir takvim yaprağı...
Ayrıntıları tam bilinmiyor.
İlkeleri arasında bazı çelişkiler, kuşkular veriyor.
Vatandaş, bir bakıma 30 Eylül'e ve sonrasına alacakaranlıkta yürüyor.
Defterdarlıklara, Maliye'ye soru yağmuru var.
İşte bu amaçla 7 Eylül'de, Maliye bütün soruları cevaplandıracak, kuşkuları giderecek çok kapsamlı bir tebliğ hazırlamakta.
Sorunları, kuşkuları, kaygıları saptamak üzere bütün illerdeki defterdarlarla Maliye, bir toplantı yaptı.
Onların hepsi tek tek konuştular.
Gördükleri yanlışları, vatandaştan aldıkları ilk izlenimleri dile getirdiler.
Önerilerde bulundular.
Yeterli görülmedi.
Defterdarlardan, illerine döndükten sonra süratle, bir anket çalışması yapmaları isteniyor.
"Vatandaş, 30 Eylül için hangi kuşku ve kaygıları duyuyor?
Tebliğde hangi konular aydınlatılmalı?
Vergi Reformu, vatandaşa nasıl sevdirilmeli?"
Bu sorular hızla saptandıktan sonra 7 Eylül tebliği çıkacak.
Yayınlanacak tebliğden bazı olası açıklamaların satırbaşlarını yansıtayım
Örneğin...
30 Eylül'e kadar bankalara veya devlet denetimindeki kurumlara sadece yastık altındaki TL ve dövizler yatırılacak. Kaydettirilecek.
Dikkat...
"Blokaj" değil.
Miktarı ne olursa olsun, daha önceki mal beyanı nedeniyle "nereden buldun" sorusu - tebliğ çıkarılarak - önleniyor.
Tabii 4208 sayılı yasada sıralanan kirli işlerle sağlandığı mahkeme kararıyla saptanan para artışları bu kapsamda değil.
Maliye, adaletin yerini alamaz.
Örneğin, para karşılığı adam öldürmek.
Vasıflı dolandırıcılık v.s.
Diğer durumlarda kaynak sorulmayacağı gibi, geriye dönük hiçbir vergilendirme de olmayacak.
Bu konuda da iki kökten uygulama tebliğde yer alabilir.
Örneğin stok ve stoksuzluk beyanı.
İşadamı faturalı mal almış, faturasız satmış...
Stok, kayıtta görünüyor, ama fiili olarak yok.
Yahut...
Malı faturasız almış. Kayıtlarda stok yok gibi görünüyor.
Fatura kesemediği bölümü satamamış.
Fiili olarak stoku var.
Her iki hali de bildirecek.
Vergisi olmayacak.
Ya diğer konularda takip?
Olmayacak.
Daha doğrusu...
Bazı tereddütler var.
Örneğin...
İhrac etmek üzere, kaçak ara mal getirmişse...
Stokta bunlar varsa...
Böyle durumlar için Anayasa Mahkemesi'nin ya da Yargıtay'ın vermiş bulundukları bir karar araştırılıyor.
Buna göre...
"Devletin bir kurumunu suç saymadığı bir eylemin veya durumun diğer devlet kurumları tarafından da suç sayılmayacağı sonucuna varılmış."
Bu hükümden hareketle toptan bir arıtma ortamı yaratılmak isteniyor.
Maliye Bakanı, Gelirler Genel Müdürü ve diğer yönetim kademesi Vergi Reformu'na yumuşak geçiş yaptırmak istiyorlar.
Vergi uzmanlarına, denetçilerine ve memurlarına bu üslup anlatılmakta.
Baskınlar, bir vergi terörünün rüzgarı estirilmeyecek.
Hatta...
Vergi denetimlerinin de nokta sistemiyle değil, daha geniş bir yelpaze halinde yapılması öngörülüyor.
Çalışmaların 5 yıl geriye gitmesi değil, son cari yıla dönük olması öngörülüyor.
Vergi kaçaklarını tamamiyle tıkamak ve bir tür sürgün avı yerine, bundan sonra kaçak olmaması amacıyla tıpkı ABD'de ki gibi "önleyici" ya da "caydırıcı" sistem üzerinde duruluyor.
Önemli konulardan biri de hisse senedi ve yastıkaltı altınların stoklarının Mali Milat Bildirimi'ne konu olmayacağıdır.
Birincileri zaten kayıtla alınıp satılıyor.
İkinciye gelince...
İleride bir ev ya da otomobil almak isteyen vatandaş, 30 Eylül öncesinde kayda aldırmadığı altınını kaynak olarak öne sürebilecek.
Altını bozdurup paraya çevirirken, fatura alması gerekecek. Böylece vergi ödeme yükü olmayacak.
Tebliğ hazırlıkları hiç kuşkusuz olumlu bir gelişme.
Devletle, halk arasında inatlaşma olmaz.
Bakan Temizel'in de belirttiği gibi "bilek güreşi" değil.
Yazara E-Posta: g.civaoglu@milliyet.com.tr