Sıra dışı sonuçları ancak sıra dışı adamlar alabilir.Türkiye insanının önüne, ne kadar çok sıra dışı başarı koyabilirsek, her alanda o kadar
"vasat"ın üzerine çıkabilecek sıra dışı adamı ateşlemiş oluruz.
Adana'nın tozlu sokaklarında top kovalamaktan,
Avrupa Şampiyonu Galatasaray'ın
"İmparator" diye anılan tek adamlığına... Ve şimdi de
Avrupa'da
Rönesans'ın doğum yeri
Floransa kentinin kulübü
Fiorentina'nın zirvesine harikulade bir yaşam yolculuğu.
Terim dosyası, başarı performans araştırmaları için incelenmelidir.
Tiraj ya da reyting kaygılarıyla, mürekkebinin üzerine yaldız serpiştirilen kelimelerle örülmüş yazı dizileri değil... Karbonatlı övgüler de değil.
"Türkiye'nin kendine özgü insan malzemesi yoğrularak, - en iyi -
nasıl oluşturulabilir" sorusunun cevabı olarak,
Terim olayını araştırmak gerekir.
Gençler,
Terim'i bir peri değneğiyle çizilmişçesine saran yıldızlı ve pırıltılı auranın gerisindeki çetin ve uzun yolculuğu, çelik gibi iradeyi, ibadet gibi çalışmayı, başarı tutkusunu, inancı, alın terini görebilmeliler.
Fiorentina Başkanı'nın gönderdiği özel uçakla, gidiş ve dönüş, görkemli bir karşılama, lüks bir otelin dairesinde ikamet, tek yetkili olarak bütün koşullarının kabulü...
Bütün bunlar, ağzında gümüş kaşıkla doğmuş bir masal prensinin hazır bulduğu ortam değil.
Yaşamdan söke söke aldığı, teriyle yoğurduğu ödülün, sadece dekoratif bir ayrıntısı.
Kaptan pilotsuz yolculuk
Terim, İtalya'nın
Fiorentina Takımı'na tek yetkili teknik direktör olarak gidiyor.
Galatasaray açısından büyük bir kayıp.
Türkiye, tam
Avrupa skalasında büyük bir takım yaratmıştı... Uçak tekerlerini yerden kesmek üzereydi...
Şimdi kaptan pilotsuz.
Üstelik...
Fatih Terim kalsaydı bile,
3 Haziran zorlu bir takvim yaprağıydı.
Mali Kongre'de yönetim,
Fatih'e istediği bütçeyi verebilmek için kendine özgü bir şirketleşme modelini oya sunacaktı.
Epeyce direniş vardı.
Çünkü...
İlkeleriyle yaşayan
Galatasaray camiası, bu öneriyi,
Galatasaraylılık gelenek ve kültürünün süzgecinden geçirerek değerlendirecekti.
Galatasaray, her yabancı sermayeye gümüş tepsiyle sunulamazdı.
Ancak...
Galatasaray, sadece
Terim'i yitirmekle kalmıyor.
Yeniden yapılanmak ve bir
Avrupa kulübünün mali gücüne ulaşabilecek zamanlamayı da kaçırabilir.
UEFA Kupası'nın heyecanı dağılmadan, hiç değilse
Hakan'lı,
Hagi'li,
Emre'li iyi transferlerle umut veren bir
Galatasaray'ı şirketleştirerek, hisselerini taraftarlara açabilmelidir.
Bu da sadece bir futbol hadisesi olmayacaktır.
Türkiye için yeni bir model, yeni bir örnek sunulacaktır.
Büyükelçi
Hadisenin güzel tarafına gelince...
Floransa, Avrupa kültürünün kalbidir.
Rönesans'ın doğum yeridir.
Sanat eseri bir kenttir.
Sokakları, meydanları açık hava müzesi gibidir.
İnsanları,
İtalya'nın en incelmiş zevkini ve kültürünü temsil ederler.
Böyle bir kent insanının, futbol takımlarının başına bir
Türk hoca getirme kararları gurur verici.
Terim, bu kültür başkentine
büyükelçi oluyor.
Öte yandan...
Galatasaray, 100 yıllık tarihi olan büyük bir kulüp.
Önümüzdeki yıllarda umarız ki çözümünü üretebilir.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr