Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önce... 25 PKK’lı teslim olmuştu.
Dün de 42...
Bu sayılar PKK’nın “özerk yönetimler kurmak” iddiasıyla kentlerde işgallerinin “tükenişe gittiğinin” işareti olabilir.
Zaten Kandil’in “Biz çekildik, orada kalanlar sivil vatandaşlardır. Teslim olanlar ise gençlik yapılanmasının bireyleridir” açıklaması da bu yorumu doğrulamakta.
....................
Ancak...
Sahadaki güvenlik güçlerine göre ise “PKK şaşırtmaca çabasında. Bu tür açıklamalarla güvenlik güçlerinin kuşatmasını kaldırtmak, en azından gevşetmek istiyor.
Böylece oralardaki PKK’lıların kaçmasına imkân sağlamak hesaplarında...”
Bir yer boşalırken başka yerlerde “işgal” yapabilir.
Güvenlik güçlerine “patlayıcılarla” saldırıları ise sürdürmekte.
Masum sivil Kürt yurttaşlarımızı da öldürmekte.
....................
Ankara’nın “PKK terörünü temizleyinceye kadar” kararlılığıyla başlattığı ve sürdürdüğü mücadeleye direnmek / karşı saldırıları yoğunlaştırmak Kandil’in “varlık” nedeni.
Terör bittiğinde, Kandil’deki-lerin işlevi ortadan kalkar.
Yıllardır strateji buydu.
...................
Ancak...
İki önemli “parametre” gözden uzak tutulmamalı.
1- Güvenlik güçleri 1980’li yıllardan bu yana mevcut silahlı PKK sayısının 4 katını etkisiz hale getirdi.
Yani...
Başarılı.
Fakat hâlâ en az aynı sayıda silahlı PKK teröristi dağlarda ve kentlerde.
Etkisiz hale getirilenin yerini yenisi alıyor.
O halde güvenlik güçlerinin başarısının yanı sıra siyasetin de başarılı olması gerekir.
Dağ yolunun kapanacağı bir “zihinsel” değişim üretilmeli.
Demokratik, kültürel, sosyolojik, siyasal boyutları olan “birlikte yaşamak, aynı değerlerin paylaşıldığı” bir Türkiye yapılandırmak, siyasetçilerin işi.
“Barışın ve yaşam hakkının” kutsandığı psikoloji bölgede içselleşmeli ve yayılmalı.
2- Türkiye bunları tam anlamıyla yaparsa Kandil’in ayağının altındaki zemini erozyona uğratır.
Ama...
Ne yazık ki her şey Türkiye’de başlayıp Türkiye’de bitmiyor.
Kandil’in önünde yakın geçmişte “Kuzey Irak Kürt Yönetimi” modeli vardı.
Güneydoğu’yu “Kuzey Irak Kürt bölgesi” gibi bir “özerk bölgeye dönüştürmek” hedefine yönelmişlerdi.
Şimdi...
Önlerinde bir de Kuzey Suriye Kürt Yönetimleri var. (PYD)
Üstelik PYD aslında PKK’nın bir türevi, kolu, dar anlamıyla kendisi.
Kandil’in iştahı arttı.
PYD kantonlarının paralel Türkiye’deki Kürtlerin yoğun olduğu coğrafyanın da kendi kantonlarına dönüşmesi hesaplarını yaptı.
Son işgaller bu hesapların uzantısıdır.
Güvenlik güçlerinin kararlı mücadelesiyle, “kentleri işgal ve özerk yönetimler” planı yürümediyse “bile kafalarından silindiği” sanılmasın.
Çünkü...
Asıl teşviki, tahriki, desteği başka devletlerden almakta.
PYD’yi IŞİD’e karşı savaşında kullanarak “savunma ortağı” olarak -adeta- “meşrulaştıran” devletler ve özellikle ABD, Kandil’in umutlarını hâlâ canlı tutuyor.
PKK, bölgedeki başka devletlerden de beslenmekte.
Ve Batı’dan da...
PYD’nin büyük başkentlerde resmi temsilcilikler açması, bu temsilciklere bulundukları ülkenin devlet kademesinden ziyaretler de cabası.
Bunun da formülü “diplomasi ustalığıdır.”
..........................
Sonuç...
Övündüğümüz şehitler ve gazilerimizle önemli sonuçlar almanın yanı sıra yukarıda yansıttığım iki parametrenin gerekleri de yerine getirilmeli.
Not: Bir yurtdışı gezisi nedeniyle yarın yazım olmayacaktır. Pazar günü beraberiz.