Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Bir dostum, telefonda tanıştığı ve çok sevdiği kadına, öfkeli bir anında "Hayatıma telefon sesiyle girdin, silah sesiyle çıkacaksın" demiş.
Tanıştıkları zaman kadın, telefon santralı görevlisiymiş.
Türkiye bu "tezkere" ile yeni bir ilişkiye giriyor.
....
"Tezkereyle" hayatımıza giren bu ilişki nasıl sürecek?
Nereye kadar sürecek?
Dileyelim ki bir başka çuvalla ya da çuvallamayla bitmesin.
Çünkü...
ABD'nin, Irak'ta ne kadar kalacağı hiç belli değil.
Kamuoyu araştırmalarına göre Başkan Bush'un puanları hızla düşmekte.
Türkiye'nin göndereceği asker de cankurtaran simidi olmazsa ve Bush yeniden seçilmezse, bir bakılır ABD kuvvetleri, Beyaz Saray'ın yeni Demokrat patronu tarafından, ansızın Irak'tan çekilmekte...
Tıpkı, daha önce Vietnam'dan da çekildiği gibi..
O zaman, Irak'ı demokratlaştırmak, bölge haritasını yeniden çizmek gibi iddialar rafa kalkar, Türkiye kendini bir kaosun ortasında bulabilir.
O halde Türkiye, Irak'a "Neden buradayız?" sorusunun tutarlı cevapları ve bunların kısa sürede çözüm takvimi ile gitmelidir.

Türkiye Irak'a neden asker gönderiyor?
1- Kuzey Irak'ta PKK - KADEK üslerini dağıtmak, Türkiye'ye insan ve lojistik yardım olanağını kesmek. Komşu topraklardan Türkiye'ye PKK tehdidini noktalamak. Hiç değilse marjinal hale getirmek için.
Bu bağlamda, ABD terörle savaşım kurmaylarıyla Ankara'da toplantılar yapıldı. Ve toplantı biter bitmez tezkere Meclis'e getirildi.
Bunu, "taraflar arasında bir anlaşmaya varıldığı" gibi yorumlamak mümkün.
Gerçi, kamuoyuna bir açıklama yapılmadı ama bu doğal.
PKK'nın önüne al bak diye onu temizleme dosyasını açmak olur.
O nedenle gizlilik yanlış değil... Ancak, plan ve yöntem gizli tutulur, ABD ile ilke olarak PKK'yı Kuzey Irak'ta marjinal hale getirmek için güçbirliği yapılacağı açıklanmalıdır.
2- Türkiye, Irak'ın toprak ve devlet bütünlüğüne çift dikiş atmak için de asker göndermekte.
Irak'ta merkezkaç kuvvetiyle savrulmalar olmamalı, özellikle kuzeyde bir Kürt devleti kurulmamalı.
Federasyon olacaksa da, merkez güçlü tutulmalı. Kuzeydeki otonom veya federe devlette ise Kerkük ve Musul'un yanı sıra Tikrit dahil, yöre nüfusunun yarısını Sünni Arapların, Türkmenlerin, Asurilerin oluşturduğu bir yapılanma sağlanmalıdır.
Türkiye'nin asker göndererek bu doğrultuda etkili olabileceğini görmek için tepkilerin nereden geldiği de bir göstergedir. Tezkere Meclis'e gönderilince, aynı gün Talabani'nin Ankara temsilcisinin basın toplantısı düzenleyerek "işgalci olursunuz" söylemi böyle bir gösterge.
Türkiye, ABD ile Irak'ta jandarma görevinin yanı sıra sınırların sağlamlığı ve yeni Irak'ın yapılanmasında etkin olacağının anlaşmasını da sağladı mı?

Nedenlere ve çözüm çeşitlemelerine devam...
3- Irak'tan sonra, sıranın Suriye ve İran'a gelmesi olasılığının çok aşağılara çekilmesi için, bölgesel istikrarın sağlanması.
Profesör Ümit Özdağ, başında bulunduğu Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi için Suriye ve İran'da üst düzey görüşmeler yaptı.
İran, kendine özgü bir demokrasi sürecinde. Üzerine bela çekmek istemiyor. ABD de, İran'a "Irak modeli" bir işgali hiç düşünmüyor.
Suriye ise 3 - 4 yıl içinde demokratikleşme sürecini tamamlamak istiyor.
Her ikisi de Türkiye'nin Irak'a asker göndermesine karşı değil.
Yeter ki, Irak'ın ufuneti alınsın. İstikrar gelsin.
Türkiye'den sadece "kendilerine biraz daha özen göstermesi" beklentileri var.
Onların bu tutumu, "kuvvetli bir merkeze dayalı devlet" formülü için Türkiye'nin elini güçlendiriyor.
ABD'ye karşı Türkiye bu kartları iyi oynayabilir.
4- Bir görüş de Türkiye'nin 10 bin askerle yetinmemesi... Daha fazla asker gönderirse, ABD ile çözümleri paylaşmak için daha fazla ağırlık koyabilir.
"Çekiliriz" dediğinde ABD'yi kolay göze alamayacağı bir boşluğu düşünmek zorunda bırakabilir.