Adı ister “özel ordu” ister “özel birlikler” olsun. Sonuçta bunlar “paralı askerler”dir.
Gerekçesi şöyle:
3-4 haftalık eğitimden sonra mecburi askerlik yapan dal gibi gençler dağlarda çatışmaya gönderiliyorlar. Oysa karşılarında yıllardır o coğrafyanın çetin koşullarında yüzlerce çatışmada pişmiş deneyimli PKK’lılar var. Bu dengesizlik ortadan kaldırılmalıdır. Profesyonel (paralı) askerler, tercihen askerliğini komando olarak yapmış deneyimli genç adamlarla birlikler kurulmalıdır. 5-10 yıl sürekli dağlarda, sınırlarda PKK ile çarpışmak onların görev tanımı olmalıdır.
Fikre değil ama “sunuma” kesin karşıyım.
Çünkü bu “sunum” TSK’yı PKK karşısında “başarısız” ve “yetersiz” göstermekte.
Oysa...
Hiç de öyle söylemiyor rakamlar.
PKK’nın Türkiye dağlarında 1.500, Kuzey Irak’taki kamplarda ise 2.500 dolaylarında onların “gerilla” dedikleri silahlı adamı var.
PKK’nın verdiği can kaybı 20.000-30.000...
Bu durumda TSK rakamsal olarak PKK’yı 5 veya 6 defa sıfırlamış.
Ama Türkiye dağlarında ve Kuzey Irak’ta hâlâ 4-5 bin PKK’lı varsa bunun sorumlusu TSK değil, sivillerdir.
İktidarlardır.
TSK dağlarda görevini şehitler vererek yerine getirmiştir fakat iktidarlar dağa çıkışın nedenlerine çözüm getiremedikleri için PKK’nın 4-5 bin silahlı adam standardı sürmektedir.
Ekonomik, sosyal, psikolojik, kültürel, etnik olarak iktidar Kürt sorununda yetersiz kalmıştır.
İç politikanın oy hesaplarıyla attığı adımları hemen geriye çekmiştir.
Kürt yurttaşların kendilerine daha yakın hissettikleri partiler kapatılmıştır.
Seçim barajı yüksek olduğundan parlamentoya doğrudan giremiyorlar.
Seçimle gelmiş yerel yöneticiler bir günde toparlanıp bileklerine kelepçe takılarak hapse atılmışlardır.
Yani dağ yolunu, yolcusuz bırakacak sivil açılım dekoratif ve sanal görüntülerden öteye gidememiştir.
Şimdi “paralı askerler” formülünü ortaya atanlar kendi beceriksizliklerinin faturasını -isteyerek veya istemeyerek- TSK’ya çıkarttırmış oluyorlar.
Görevini o “3-4 haftalık birikimle çatışmaya soktuğu gencecik askerlerle” bile başarmıştır.
Başarısız olanlar siyasi iktidarlardır.
Şehitlerimize, gazilerimize, ailelerinden uzakta tehlikelerle göğüs göğüse görev yapan Mehmetçiğe, subaylarımıza haksızlık etmeyelim.
Ancak...
TSK’nın iktidarların demokratik açılım projelerine fren yaptırdıkları da bir gerçek.
TSK bu tutumunu da kendi içinde sorgulamalı.
DAĞLARA LEJYONER BİRLİKLER Mİ?
Fransa’da 10 yıllarca “lejyoner birlikler” en zor şartlarda içte ve dışta çarpıştı.
İpten kazıktan kurtulan her milletten maceracı, eski asker, kirli işlere bulaşmış tipler “aylık” karşılığı “lejyon” denilen birlikleri oluşturdular.
Müthiş bir disiplin, son derece katı şartlar uygulanıyordu.
Sahra’da, Afrika’nın sömürge topraklarında, Vietnam’da görünürde Fransa için ama aslında aldıkları para karşılığında vuruştular, öldüler, yaralandılar, sakatlandılar.
Dünyaya “paralı askerler” ilham kaynağı oldular.
Zamanla bu kavram biraz daha değişti.
Yıllarca dağda kalacak, PKK’ya karşı çarpışacak, sınırları tutacak “profesyonel birlikler” gereklidir.
Zaten önemli sayıda profesyoneller var.
Uzman çavuşlar, korucular nedir?
Para karşılığı süresi belli olmaksızın görev yapan devlet adına güvenlik hizmeti verenlerdir.
Yıllardır çatışmaların içindeler.
Bunların sayısının 100 binin üzerinde olduğu söylenebilir.
Ama yeterli değil.
İleri teknoloji ile donatılmış, özel birlikler kadar iyi yetişmiş, o coğrafyayla örtüşecek birlikler, TSK’nın subayları emrinde bir tür “terminator” misyonunu üstlenecekler.
Elbette her insanımızın yaşaması tercihimiz olmalı fakat bunu bir meslek olarak kabul ettikleri için cenazeleri ulusal duygu tsunamileri oluşturmayacak.
Buna karşılık “terminator” misyonu dağdaki PKK cenazelerini çoğaltabilir.
Bunu da gene “keşke gençlerimiz ölmese, öldürmese” diye hissediyoruz.
Ne var ki bir kısmı kandırılan, bir kısmı kaçırılan, bir kısmı ekonomik ve demokrasi kanallarındaki tıkanmalar nedeniyle dağa çıkan PKK’lılar da sonuç olarak kişisel iradeleriyle silah kullanıyorlar.
Bir kısmı bunun karşılığı aylık alıyor olabilir. Hakkâri futbol takımından bir oyuncunun, maçların oynanamaması sonucu para alamadığı için aylık karşılığı dağa çıktığını orada dinlemiştim.
Böyle bir “lejyoner” formülü çözüm müdür?
TSK “başarısız” olduğu için değil, TSK’nın kendi görev alanına ağırlık vermesi ve de şehit cenazelerinin psikolojik fay kırıklarını daha fazla derinleştirmesini önlemek için bir formüldür.
Elbette Fransa modelinde olduğu gibi dünyanın her yerinden gelen maceracılarla oluşmayacak bu birlikler.
Ayrıca iktidarın da bir itirafı var.
“Profesyoneller çatışırsa, şehit cenazeleri şimdiki kadar tepki yaratmaz.”
Belki...
“Profesyonel askerlik yan gelip yatmak değildir” gibi söylemlere de tanık oluruz...